25 Ağu 2015

ÖNÜM ARKAM SAĞIM SOLUM


Kara. 

Ayın ayak oyunları boğazımızda düğüm düğüm, tende krater, eşraftan bir yüz gibi avuç içlerimize çizilen sinsice.


Kara yazgımız. Yolumuz uzun. İçimize çivi gibi çakılan bitkin bir şeyler dolanıyor ruhun kovuklarında. Çılgın bir dalga oluyor akıyorsun baktığım yere.


Çiçekler çok çabuk ölüyor bitki nihayetinde. Tutulmuş unutulmuş aşka inat yoğurulmuş ekmekten bir hayat kurarcasına kara.


Yokuş başlarında kolayca öğrenilen düşmeler... Ve ayağa kalkamamak bir el veren olmayınca. Sesimiz kara. Sesimiz, hep geceye tek heceye bağırırcasına kara. Söyleyin bakalım, buralardan kendi yüreğime gidebilmek için kaç vesait gerekli? Ayyaş fikirlerimde bir gün ışığı bulmak için neye ihtiyacım var? Bir pusulaya sanki. Bir haritaya ya da.


Bir aynaya belki yalnızca. 


Düşümüz kara. 

Etimiz yara. Kanımız kara. Ağıdımız zalimce kara. Bak bir yüzüme. Pahalı hint kumaşlarına benzemez çaresizliğim. İsyanım bozguna uğramış sevdadan beter. Tüm ganimeti kederi olan sarraf inceliğinde. Senden çıkıyor sana yürüyorum caddeler boyu. Senin karandan benim karama. Matemlerimiz bir oluyor uluorta. Parmaklarımız dokunulduğu an bozulan bir büyünün derinlerinde, kirpiklerimiz uzak diyarların sonsuz geniş iğne deliklerinde


İnandığımız, inandırıldığımız ne varsa kara.


Ümidi sorgu köşelerinde, geleceği kaldırım izbelerinde terk edilmiş bir gençlik hezeyanı... Kapkara kara. Bitmişçesine, tükenmişçesine, yüzyıllarca ölüm kusup erimişçesine... Nasıl ki sağanak yağıyor yağmur en olmadık zamanlarda... Nasıl ki savunmasız tutuluyorsun kasırgaya nasıl ki... Hangi köşeyi dönsen karşında polis. Masumsun da oysa, yok bir kabahatin hayata... Ne vakit göğsünden göğe bir kuş uçacak olsa, keskin nişancılar doluşuyor yüreğinin avlusuna.


Öylesi kara...


Çok sıkılmışız çünkü. Soluk alan her yerimiz işgal altında. Düşe kalka kurulmuş bütün hayallere yıkım kararı çıkmış. Acılarımız hep gece konmuş yaşlı omuzlarımıza. Ne kadar gizlese de yası yüzüne yansıyan işçi kadınlar... Göğsünde bebe'ye süt olması gerekirken bin yılın dertleri olan işçi kadınlar... Ve o kadın hatları vurgun yenmiş bir sevgiliyi değil hep azraili cezbeden, hep ölümü baştan çıkaran, hep derde hep hüzne hep ağuya gebe bırakılan işçi kadınlar...


Saçları kara.


Kötünün hasından başlayıp iyinin cılız ışığında bereketsiz yamacına ilişen saçları kara, bahtları gibi. Gözleri kara gözleri, hayatları gibi. Nasırlı avuçlarında bilinmeyenin izleri dört nala günah çıkarırken sevapları bile kara, kapkara...


Belki bir dal sigara.


Belki ufak ufak isyana çağıran yalnız bir türkü. Etrafına yoldaş değil durmaksızın hain toplaşan bezgin bir başkaldırı çağrısı...


Daveti kara.


Düğünü derneği kara. Oynaşı sevisi kara. Çığlığı o zaten kara... 


22 yorum:

  1. 'İnandığımız inandırıldığımız ne varsa kara'. Oysa çocukluktan itibaren bize hep ak vaadlerde bulunulmuştu. Dünyamız kararınca akla karayı ayırdeder olduk...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Hiç kimseyi yalanlara hazırlamamalı. Kimseyi böyle büyük karalar karşısında bu kadar hazırlıksız bırakmamalı. Ziyaretiniz için teşekkür ederim sizi görmek çok güzel. Sevgiler...

      Sil
  2. Hiçbişey anlamıyorum ama okuması çok güzel geliyor....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok canım anlamayacak bir şey yok her şey her yer kara imiş :) Neticede beğenmenize sevindim teşekkürler :)

      Sil
  3. Gerçekten güzel bir yazı olmuş. İnanın kendi içimdeki duygularıma tercüman bir yazı süzülmüş kaleminizden... Emeğinize, kaleminize sağlık

    Sevgi, Saygı ve Hürmetlerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili Doktor Hayat. Yazıyı beğendiğinize çok sevindim sağ olun. Sanırım çoğumuz dört yanımızın kara olduğunu düşünüyor ve öyle hissediyoruz bu sıralar. Allah sonumuzu hayretsin :) Ziyaretiniz ve nezaketiniz için çok teşekkürler, ben de sevgi ve saygılarımı sunuyorum :)

      Sil
  4. her karanlığın bir aydınlık çıkışı var şimdilik varsın herşey kara olsun ;) kalemine sağlıkk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah Gülşahcım zaten öyle inanmasak dayanılır gibi değil... Varsın şimdilik her şey kara olsun:) Çok teşekkür ederim, sevgilerimle.

      Sil
  5. Kara, kara, kara.. Maalesef... Ama ufukta belirir hep incecik bir beyaz çizgi... Ben hep görmeye çalışırım hayatta.. Yoksa gerçekten kara....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir karaya boğdular ki yazı dahi yazamıyorum. Biraz edebiyat yapacak olsam vicdan azabı duyuyorum; ama bunların da sürmesi gerektiğine inanıyorum. Zaten savaşları sanatla, iyiyle, güzelle, yazıyla, müzikle, heykelle, resimle... O yüzden kör topal da olsa sürdürüyoruz işte el birliğiyle. Sizler, ben... O ince çizginin peşini bırakmayalım. Bizi ışığa götürecek olan şey o çizgi :) Çok teşekkürler, sevgi ve saygılarımla.

      Sil
    2. Şimdi ben sana yemek postu yayınlarken bile kendimi kötü hissediyorum dersem ne dersin....Ama her şeyden de koparak olmaz tabi.. Umutla, ışığa yürüyerek yolumuza devam ediyoruz.. Huzurun dünyaya gelmesi ve hiç bitmemesi için dua ederek..:(

      Sil
    3. Çok çok iyi anlıyorum. Normalleşmeye çalışıyoruz. Normal çizgide kalmaya bile demiyorum, yeniden normal olmaya çalışıyoruz. Bunlar son çırpınışları ama, inanıyorum ben. Az kaldı inşallah. Ne demiş ünlü düşünür Ediz Hun? "Her karanlık gecenin bir sabahı var Nalan..." :)

      Sil
  6. Fakat beyaz göklerin altında yaşarlar içleri kara ruhları kapkara insanlar. Elinize sağlık, çok güzel bir yazıydı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dışarıdan bakınca kara olduklarını da anlayamıyoruz aksi gibi, ta ki bulundukları her yeri dokundukları her şeyi hatta o altında yaşadıkları beyaz, canım gökyüzünü de karartana kadar... Çok teşekkür ederim ziyaretiniz ve değerli görüşünüz için sevgili Naz :)

      Sil
  7. Karanlıklar aydınlığa muhakkak varacağından o bekleyiş mukaddestir. Aydınlık günler yakındır umuduyla kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aydınlık günler yakın :) Çünkü, öyle olduğuna inanmasak aklımızı kaçıracağız :) Teşekkür ederim, sevgilerimle...

      Sil
  8. Çok güzel bir yazı olmuş canım kalemine sağlık:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin :) Çok teşekkür ederim beğenmene çok sevindim.

      Sil
  9. Gündem yazmayı düşünmüyor musun?Bi sürü şey oluyor her gün.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blogda biraz gezindiyseniz bunun bir gündem bloğu olmadığını anlamışsınızdır. Tabii ki zaman zaman gündem hakkında yazıyorum; ama genel itibariyle şiir, öykü, deneme vs kişisel yazılarımı yayımlıyorum burada. Gündeme dair görüşlerimi sosyal medya hesaplarımda paylaşıyorum.

      Sil
  10. Ya bu kadar afilli kelimeleri bu kadar doğru olarak nasıl bir araya getirebiliyorsun:) Yalnız hep kara olmasın hayat:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yan yana halleriyle doğru buluyorsan sorun yok :) Benim de belli bir tarifim metodum yok ne yalan söyleyeyim :) "Hep kara olmasın hayat" temennine yürekten katılıyorum bu arada.

      Sil

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *