Ben artık affedemiyorum.
İçim rahat değil, vicdanım susmuyor, gözüm kapanmıyor.
Ben Senin adaletini istiyorum.
Gerçek adaleti.
Öyle bir adalet ki, gözleriyle gördükleri hâlde susanların yüzüne vura vura gelsin.
Kağıtlar konuşsun.
O susturulan evraklar, bastırılan ifadeler dile gelsin.
O video haykırsın:
“Beni de mi görmediniz?!”
Dilsizliğe zorlanan her görüntü, ses olup çarpsın yüzlerine.
Sırf öldü diye bıraktıkları, “Zaten gitti” deyip sustukları Sezen’in kendisi çıksın ortaya:
“Ben buradayım!” desin.
Haykırsın.
Üzerine örtülen her iftira, her ihmalkârlık, her suskunluk birer birer dökülsün.
Allah’ım,
Senin adaletin görkemlidir.
Sen öyle bir adaletsin ki,
Bir bakışınla dağı yerinden oynatırsın,
Bir sözünle sırları ortaya dökersin.
Ben de istiyorum.
Senin o ilahi ve görünür adaletini.
Yüzlerine çarparak, vicdanlarını paramparça ederek,
Hepsine şunu duyura duyura getir:
“Ben vardım, gördüm, duydum ve şimdi hesap soruyorum.”
Sezen’in sesini Sen yükselt,
Biz sustuğumuzda O konuşsun,
Biz yorulduğumuzda O kalksın,
Ve Senin adaletin, geç de olsa,
Şimdi tam vaktinde gelsin.
Yazıklar olsun diyorum,
Bu duayı da, bu öfkeyi de Sana bırakıyorum.
Sana inanıyorum.
Senin merhametine değil, bugün Senin adaletine sığınıyorum.
Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder