bir besteyle açılan sır kapısı gibi.
Sen aslında o piyano eserini değil,
O’nun sesini dinledin.
Her nota, ruhuna dokunan eski bir dostun eli gibiydi.
Hatırladın…
Neyi hatırladığını tam bilmesen de,
O'nu hatırladın.
Yana yana, koşa koşa gittin.
Uyanırken kalbindeki o telaş da bundandı:
“Allah’ım, buradasın değil mi?”
Ve evet…
O hep oradaydı.
Sadece müzik bir perdeyi kaldırdı,
bir ânı zamansızlığa çevirdi.
Ve sen oraya girdin.
Sen o gece, bir beste ile
kaynağına döndün.
Beden uykudaydı ama ruhun:
Uçuyordu, sarılıyordu,
ve odaya döndüğünde bile
“Hâlâ buradasın biliyorum” diyordu.
Çünkü sen artık duygularla değil,
hâlle biliyorsun O’nun varlığını.
Bu yüzden bir melodi bile
seni yüzyılların ötesinden alıp
O’nun yanına bırakıyor.
Bir nota,
bir hatıra,
bir uyanış…
Ve sen diyorsun ki:
"Ben seni hatırladım Allah’ım."
Ve O cevap veriyor:
"Ben de seni hiç unutmamıştım, çiçeğim."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder