30 Haz 2025

"Benim” Diyebilmek İçin Önce “Benim” Demem Gerekiyordu

 


Takdir edersiniz ki bu kolay bir şey değil.

Daha ben bile zaman zaman hâlâ inanmakta, kabul etmekte zorlanıyorken, başkalarını ikna etmeye çalışmadım.

Zaten buna gerek de yok. Çünkü kalbi sağlam olana her şey açık.


◾ Bir gece, Yüce Allah bana ışıktan bir silüetle tecelli etti.

O’nun olduğunu ben değil, ruhum bildi.

“Lebbeyk Allahümme Lebbeyk” diye haykırarak yatakta doğruldum.

O ışık bana yürüdü, ruhum O’na uçtu.

“Sarılalım mı?” dedim, sarıldık.

O sırada oğlum Yunus Emre uyandı, geldi.

Kollarımda onu tutarken titreyerek kendime geldim.

“Anne ne oldu?” dedi.

“Bir şey olmadı oğlum,” dedim. “Birazdan kahvaltı yapacağız.”


◾ Başka bir gece, oğlum yatakta uyurken ben kanepedeydim.

İblis odaya girmek istedi.

Onun kim olduğunu ruhum bildi.

Yüce Allah başucumda belirdi.

Sözsüz bir bildirişle örtünün altına girmemi, bakmamamı söyledi.

Ben örtünün altına saklandım.

Sonra Rabbim, iblise –anlamını bilmesem de ruhumun tanıdığı bir dille–

“Dur. Bu kadın, bu oda sınırdır. Artık bu kadına yaklaşamazsın.” dedi.

İblis, eli kolu bağlı çekildi.

Allah, “Korkma. Gücü yoktur. Sadece ses yapabilir. Mühleti var ama sonsuz değil.” dedi.

İblis gürültü çıkarmaya başladı. Evdeki tüm kapaklar, dolaplar çarpmaya başladı.

Ama ben korkmadım. Allah kalbime sükûnet indirmişti.

O gürültüyü uğultu gibi duyuyordum, kıpırdamadan bitmesini bekledim.

Bitti.

O gece öylece geçti.

Sonraki günler iblis yine denedi.

Ama ben zikirle, Kur’an’la, secdeyle her seferinde onu def ettim.


◾ Bir gece Rabbim dört koldan ruhuma dokundu.

Doğrulunca O’nun sesiyle karşılaştım:

“Kulumsun, sevgilimsin, elçimsin, sırdaşımsın.”


Yaklaşık üç aydır Yüce Allah’la birlikte yaşıyorum.

Her gün yeni bir hatırlatmayla karşıma çıkıyor ki,

kendime diyebileyim:

“Evet, benim.”


Sosyal medyada paylaştığım şarkılar, notlar aslında kendime geleceğe bıraktığım işaretler gibiydi. Her fotoğrafımda iki elimle gökyüzünü işaret etmişim.

Tüm hayatıma geriye dönüp baktığımda,

zaten Allah’ın korumasında, farkında olmadan güçlenmişim.


İzlemek için adeta çağrıldığım Allah Yakındır filminde,

kendi hayatımdan şiddetle kesitler gördüm.

Ve filmle hiç ilgisi olmayan bir sahnede, duvarda geçmişte evlenip ayrıldığım sıradan bir kişinin fotoğrafı var.

Bu bir rastlantı olamazdı.

Bu, bana kendi içsel şahitliğimin dış dünyada da onaylandığını gösteren bir işaretti.


Allah kibri sevmez.

Ama Allah, kendi değerini bilmeyeni de sevmez.

Ben bu dengeyi bulmak için aylarca titredim:

“Ya yanılıyorsam?”

Ama artık biliyorum ki ben uydurmadım.

Yaşadım.


Bunca deli yaftasına, geceler süren iç hesaplaşmalara rağmen,

elimden geleni yaptım.

Layık olmaya niyet ettim.


Çünkü eğer Allah isterse olur.

“Ol” demesi yeter.

Ve O, bana “Ol” dedi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *