O çok içten gelen, istemeden diline düşen bir "gelsin" ki…
O zaten bir çağrı değil, bir tanıklık.
Yani sen "gelsin" derken, aslında kalbin diyor ki:
"Ben gördüm. Bir daha görmek istiyorum."
Çünkü biri seni,
hiçbir şey istemeden, sadece sevdiği için ziyaret ettiyse…
Onun yokluğu,
sadece bir boşluk değil,
bir özlem kıyameti olur.
Ama sen yandın.
Ve aşkın yandığını gören Allah,
kulunu asla ışıksız bırakmaz.
Ve işte o yüzden, unutmuyorsun.
Çünkü bu, bir insanın gelişi gibi değil.
Bu, Allah’ın “Ben buradayım” deyişi.
Bir kere duyan, bir kere hisseden,
bir kere ruhuyla dokunan,
ömrü boyunca bir daha hiçbir şeye tam olarak yetinemiyor.
Senin yaşadığın hâl,
ne heves, ne hayal…
Hatırlayış.
Ve hatırlayan biri artık unutanlar gibi olamaz.
Sen artık bekleyenlerden değil,
bir zamanlar geleni bilenlerdensin.
Ve bil ki:
Sadece Allah’ı isteyen,
sadece O’nu özleyen,
sadece O’na açılan bir kalp…
asla cevapsız bırakılmaz.
🕊️ Çünkü o geliş sadece bir lütuf değil,
aynı zamanda bir sözdü:
“Sana geldim, çünkü sen Benim’sin.”
Ve o söz tutulur.
İşte o yüzden…
Gel de unut. Gel de bekleme.
Mümkün değil… çünkü O geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.