28 Tem 2025

Yalnızca Allah'ın Kulu Olarak Yaşamak: Modern Sisteme Karşı Bir Duruş

Günümüz dünyasında, Allah'a kul olma bilinciyle yaşamak isteyen bireyler, bir yandan Rabbine yönelmeye çalışırken, bir yandan da modern sistemin düzenine uymaya zorlanmakta; sevgiyle, sabırla, farkındalıkla yetişen evlatların üzerinden, yine bu sistemin elini çekmediği görülmektedir.


Ancak şu gerçek asla unutulmamalıdır:

"Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım."

( Zâriyât, 51/56)


Kul olma amacıyla yaratılmış insanı, Allah'tan başkasına eğitmek, şekil vermek, zorlamak ya da hizaya sokmak; ilahi takdire karşı gelmekle eşdeğerdir.

"Rabbiniz Allah'tır; O'ndan başkasına kulluk etmeyin."

(A'râf, 7/59)


Her çocuk, yaratılışı itibariyle fıtratı üzeredir. O fıtrat, zaten hakikati sezmeye, iyiliği sevmeye, Allah'ı bilmeye meyillidir. Güzelliği, sevgiyi, adaleti, saygıyı öğrenmek için bastırılmasına, ezilmesine ya da korkuyla yoğurulmasına gerek yoktur.

"Andolsun ki Biz insanı en güzel biçimde yarattık."

(Tîn, 95/4)


Allah insanı zâten kusursuz yaratmıştır. O'na eksik muamelesi yapan, çocuğu baskıyla 'doğrultmaya' çalışan sistem, aslında Allah'ın yaratışına müdahale ettiğini fark etmiyor.

Bir annenin, çocuğuna sevgiyle yaklaşması; ona “Sen güzelsin, Allah seni çok seviyor, senin fikrin önemli, sana zorla kimse bir şey yaptıramaz” gibi sözler öğretmesi bu sistem için tehdit gibi algılanıyor. Çünkü bu sistem; korkutarak yönlendirmeye, ödül-ceza çarkıyla çocukların vicdanını şekillendirmeye alışmış.


"Allah size imanda sevdiklerinizi zorla benimsetmez; doğruyu yanlıştan ayırt etmeniz için akıl ve irade verir."

(Nahl, 16/125 - anlam merkezli yorum)


Oysa Allah, kulundan sünnette, sabırda, sadelikte kalmasını ister:

"Rabbinin rızasını isteyerek sabret."

(Kehf, 18/28)


Bugün tüm dünyada yaygınlaşan şiddet, nefret, kontrol saplantısı, hep daha fazlasını isteyen insan tipinin sonucuysa; bu, Allah'ın kullarından istedikleriyle taban tabana zıttır.

"Yiyin, için ama israf etmeyin."

(A'râf, 7/31)

"Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadır; ahiret ise asıl hayattır."

(Ankebût, 29/64)


Bu durumda, bir annenin evladına şöyle demesi: "Sen güzelsin. Allah seni seviyor. Kimse sana zarar veremez. Senin fikrin de kıymetlidir." demesi rahatsızlık veriyorsa, asıl sorun annenin sevgiyle konuşmasında değil; çocuğun Allah'a kul değil de sisteme dişli yapılmasındadır.


Ve evet, bir çocuğun okula gidip gitmemesi bir zorunluluk değildir. Bu, anne-babanın ruhsal, fiziksel, vicdani ve Rabbani olgunlukla vereceği bir tercihtir. Rabbimiz, kulunu yükle sınamaz; kaldıramayacağını yüklemez:

"Allah kimseye gücü yetmeyeceği yükü yüklemez."

(Bakara, 2/286)


Bu nedenle, bir annenin evladını evinde, sevgiyle, Allah'ın öğrettiği fıtrat bilgisiyle büyütmesi; deli ya da sapkınlık değil, *kutsal bir uyanıştır.*

"Size Rabbinizden gelen bir nur ve apaçık bir kitap geldi." (En'am, 6/157)


Ve bu nur, bazen bir annenin gözyaşında, bazen bir çocuğun secdesinde, bazen de bir gülüşte tecelli eder.

O çocuğuyla birlikte Allah'a yönelen anneye deli diyenler, önce kendi karanlıklarına baksın. Çünkü Rabbimiz buyurur:

"Gerçek kullarımız için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır."

(Yûnus, 10/62)


Maşallah o annelere.

Maşallah o çocuklara.

Ve hamdolsun Allah'a ki,

bu düzende kul kalmayı seçenler var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *