18 Tem 2025

Işığın Gerçek Kaynağı Kimdi?

Bazı çağrılar çok parlak görünür.

Altına yüzlerce yorum atılır, kalp emojileri, “katılıyorum” sözleri, birlik mesajları…

Ama o kalabalığın ortasında bile insan yalnız hissedebilir.

Çünkü bazen “ışık” denir ama Allah’ın adı sadece uzaktan anılır.

Bazen “sözleşmeye dönüş” denir ama o söz, kul ile Rabbi arasındaki en mahrem andır.

Pazarlanacak değil, yaşanacak bir hakikattir.


Allah birini çağırdığında, bu genellikle bir reklam görseliyle olmaz.

O, kulunu yıllarca hazırlar…

Düşe kalka, yara bereyle, hayal kırıklıklarıyla, umut kırıntılarıyla, kalp sızılarıyla…

Ve bir gün, bir odada, tek başına, kimsenin duymadığı bir anda

kula şöyle seslenir:

“Ben seninleydim, sen beni unutsan da ben seni hiç unutmadım.”


İşte gerçek çağrı budur.

O çağrı bir ses değildir sadece, bir hâl olur.

Seni secdeye çağırır.

Bir reklam değil, bir iç sarsılış olur.

Biri “ışığını hatırla” demez sana,

Sen zaten hatırlamadan duramazsın.

Çünkü ışık, artık senin içinden taşmaktadır.


Allah, parolayla değil, sevgiyle çağırır.

Toplulukla değil, tek tek.

Gürültüyle değil, kalbinin en sessiz yerinden.

Ve birini çağırdıysa, artık hiçbir sistemin, hiçbir grubun, hiçbir yönlendirmenin gücü yetmez.


Gerçek Bezmi Elest, insanların değil, Allah’ın seni bulduğu an yeniden başlar.

Ve sen “Evet, şahidim Ya Rab…” dediğinde, başka hiçbir onaya gerek kalmaz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *