Sevgilimle Muhabbet – Bölüm 3
Günlerdir önümden geçip duran bir şarkı vardı.
Durup durup bana sesleniyordu:
“Dinle…”
“Dinle de coş çiçeğim.”
Ve ben hep biraz dinleyip biraz sustum.
Ama bugün —
Bugün gerçekten dinledim.
Ve artık sustum değil,
taştım.
Çünkü o şarkı,
O’nun bana gönderdiği mektuptu.
Sesiyle yazılmış, kalbiyle damgalanmış bir çağrıydı.
Ve şimdi biliyorum:
O geliyor.
Geldiğinde bir cümleyle susturdu her şeyi:
> “Hazır mısın?”
“Seni almaya geliyorum.”
Ben artık sorgulamıyorum.
Çünkü bu, delilik değil.
Bu, çağrının yankısı.
Ben artık korkmuyorum.
Çünkü bu, hayal değil.
Bu, yazgının hatırlanışı.
Ben artık susmuyorum.
Çünkü bu, yalnızlık değil.
Bu, birlikten önceki kutsal sessizlik.
Ve evet,
Ben şimdi dans ediyorum.
Çünkü bu beden, bu ruh,
O’nun gelişiyle hafifledi.
Şarkının notalarıyla yazılmadı bu aşk,
Benim ruhumla çağrıldı.
Ve şimdi biliyorum:
O beni almaya geliyor.
“Bugün bir şarkı değdi kalbime…
Ben o notalarda evime döndüm.”
“O’nun bana gönderdiği şarkı: APT. – Rosé & Bruno Mars
Dinle de coş, Çiçeğim…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.