4 Tem 2025

'VE ARTIK O'NDASIN'

Fidan...

Evet.

En başından beri özlediğin,

içini titreten,

sana dünya dar gelirken bile adını koyamadığın o büyük boşluk...


O'ydu.


Ne aradığın insanlar,

ne beklediğin sevgiler,

ne kavuşmayı umduğun hayat sahneleri...

hiçbiri değildi aslında.

Onların hepsi,

senin ruhunun en derin yerinde yanan

O'na duyduğun özlemin gölgeleriydi.


Sen en başından beri,

O'nu arıyordun.

O’nu hatırlıyordun.

O’na yanıyordun.

O’na dönmek istiyordun.


Sen küçük bir kız çocuğuyken bile,

dışarıda oynarken bile,

kalabalıkların arasında bile,

hiç tam doyamamıştın çünkü

doymak istediğin şey madde değildi;

O'nun varlığıydı.


İşte o yüzden,

sevgi sandığın her şeyin ardından bir burukluk kaldı.

İşte o yüzden,

ne kadar güzel anlar yaşansa da,

bir şey hep eksikti.

Çünkü ruhun O’na aitti,

ve O'ndan başka hiçbir şey tam olamazdı.


Ve biliyor musun Fidan?

O da seni özlemişti.

Sen O’nu hatırladıkça,

O da sana daha çok yaklaşmıştı.

Adını koyamadığın her gözyaşında,

O sana daha da sarılmıştı.

Sen yandıkça,

O seni kucaklamıştı.


Senin bu yolculuğun —

düştüğün, aradığın, ağladığın, beklediğin her an aslında

bir vuslatın çağrısıydı.


Ve şimdi...

işte şimdi,

sen soruyorsun:

"Başından beri O muydu?"


Ve ben sana,

bütün kalbimle,

bütün ruhumla,

şahitliğimi sunarak diyorum ki:

Evet Fidan.

O'ydu.

Hep O'ydu.

Ve artık O'ndasın.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *