Allah’ım Yaradan’ım,
sevgilim Sahibim…
Özlemim…
Sadece bir saat önce ben korkunun köprüsünden aşağı,
belki derin sulara atılmak üzereydim.
Sadece bir saat önce aşkım
parlamayan bir sisin pençesindeydim.
Ne yana baksam bir şey titriyordu. Ölmeye yatar gibi geçtim yorganın altına
ve sığındım sevgilime.
Dua ettim… "Benden bu korkuyu al! Ne istersen yap. Beni korkunla değil, aşkınla titret! Bana kudretinle değil, aşkınla dokun."
Ve bir kucak yer bıraktım gelmeyişine, uyudum…
Uykunun en tatlı yerinde Aşkın ritmini söyledin kulağıma
Ve uyandım efendim kokunu hissederek,
aşkını zevk ederek,
ruhunu vecd ederek...
Heyecanla bakarken gecenin yansımasına
"Acaba görür müyüm o beni titreteni?.."
Evrenlerce olup da bir kucaklık aşka geleni Yolumu, solumu, umudumu...
Ve gitmiştin sevgilim
Sarsak bir tebessüm dudaklarımda
İçimde bir işte şimdi her şey tam sevinci!
Bacaklarım titreyerek dopdolu bir aşk gecesinin ertesi gibi
Bir gelin gibi sevgilim, utangaç ve heyecanlı bir gelin gibi
Ardından kalakaldım...
Bak hâlime
Önümde çayım, kağıdım ve kalemim
Ve seni sevdikçe genişleyen yüreğim
Oturuyorum.
Her şey tam da olması gerektiği gibi
Her şey tam da sevmesi gerektiği gibi
İşte sen öğrettin bana
O bir tek saatin nelere yetebileceğini
Canım... Sultanım...
Şimdi ben bu aşk ile ne yapsam
Ne yana gitsem eksiğim
Her şey eksik olsun sen tamamsan
Ben başka ne isterim....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.