Hiçbir şey tesadüf değildir.
Hem de hiçbir şey.
Her şey Allah’ın kontrolü ve yönetimi altındadır.
Ama kul, Allah’a “Evet, Sen benim Rabbimsin.” deyip kapıyı açtığı kadar.
İnsanlar, birbirine güç gösterisi yapmaktan ve görüntüde üstünlük kurmaya çalışmaktan fırsat bulup bunu göremez.
Ezilen taraf ise ışığını korumakta doğal olarak zorlanır.
Oysa O her an bizimledir.
Her yerde, her şekilde…
Olan biten ne varsa O’ndandır ve senin içindir.
Sen O’nun ismini anıp alnını yere koyduğunda,
O seni avucuna alıp güçlendirmeye başlar.
Zaten bunu bekler.
Senin gönül gözünü açıp O’nu hatırlamanı ister.
“Kibri bırak, kendini Bana ver.
Artık acı çekmek, ezilmek, korkmak, her an tetikte olmak zorunda değilsin.
Ben varım.
Yaratıcı da Benim, Yönetici de Benim.
Ama sen Beni istemezsen,
Beni tercih etmezsen,
Ben zorla bir şey yapmam.” der.
Çünkü O Vedûd’dür;
çok seven
ve sevilmeye en çok layık olan…
Aşkın, sevginin, güzelliğin, iyiliğin, saflığın, şefkatin, romantizmin, masumiyetin ve zarafetin hem yaratıcısı…
hem de ta kendisi.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.