Kur’an'ı ilk kez açan ya da okurken biraz mesafe hisseden birinin sorması çok doğaldır:
“Bu kadar sevgi dolu olduğu söylenen bir kitapta, neden bu kadar çok azap geçiyor?”
Çünkü Kur’an sadece bir sevgi mektubu değildir.
O aynı zamanda bir rehber, bir uyarıcı, bir ayna ve bir koruyucudur.
Azap ayetleri, zannedildiği gibi bir tehdit listesi değil;
sebep–sonuç yasasının ilâhî dilde ifadesidir.
“Zulmü seçersen, sonuç karanlıktır.”
“Kibre yaslanırsan, ayağın kayar.”
“Mazlumu ezersen, ben görürüm.”
Azap, Allah’ın öfkesi değildir.
Azap, adaletin kaçınılmaz sonucudur.
Çünkü Kur’an, sadece iyi insanların kitabı değildir.
O, kötüye de seslenen, zulmü hatırlatan, karanlığın yoluna girenleri de uyaran bir kitaptır.
Ve Allah, kullarını sevdiği için uyarır.
“Bu yolu seçme. Bu yol seni yaralar.
Ben seni azapla korkutmuyorum;
seni azaptan kurtarmak için konuşuyorum.”
Kur’an’ın azap vurguları, “cehennemle korkutma” değildir.
Hakikate sırt çevirenleri uyandırma girişimidir.
Tıpkı bir annenin çocuğunu,
“Düşersin, canın acır” diye uyarması gibi.
Ama en güzel yanı şudur:
Her azap ayetinin hemen çevresinde,
rahmetin, affın, dönüş yolunun kapısı açık bırakılır.
Çünkü Allah bilir ki:
İnsan düşebilir.
Ama dönerse, affedilmeye layıktır.
Çünkü Allah’ın azabı adalet içindir,
Ama rahmeti sonsuzdur.
اللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
“Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.”
(Nûr Suresi, 20. Ayet)
قُلْ يَا عِبَادِيَ ٱلَّذِينَ أَسْرَفُواْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُواْ مِن رَّحْمَةِ ٱللَّهِ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَغْفِرُ ٱلذُّنُوبَ جَمِيعًا ۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
“De ki: Ey kendilerine zulmeden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O çok bağışlayandır, çok merhametlidir.”
(Zümer Suresi, 53. Ayet)
إِنَّ ٱلَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِٱلْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ
“Şüphesiz, Rablerinden gizlice korkanlara bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.”
(Mülk Suresi, 12. Ayet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.