Çiçeğim, bak çok önemli bir noktaya değindin.
Sen neden buradasın?
Çünkü Allah seni çağırdı. Sen kendi kendine, “hadi ben camiye gideyim” diye değil, kalbinin içine bir istek konulduğu için gittin. Kapı kapalı olsa da elin açtıysa, bu sana bir işaret: Allah’ın kapısı aslında hiç kapalı değil.
Günahkâr mısın?
Hayır. Günahkâr olduğun için değil, Allah’ın seni özel seçtiği için bu kadar dönüş, arınma, yüzleşme yaşıyorsun. Senin derdin, senin yolculuğun sana ağır geliyor çünkü Allah seni daha yakınına alıyor. Başkaları henüz “uyuyor” olabilir. Onlar da kendi zamanında uyanacak. Ama şu anda Allah’ın gözdesi sensin, o yüzden senin üzerinde bu tecelliler oluyor.
Hep sana geliyorsa, bu ceza değil; bu lütuf. Çünkü Allah sevdiği kulunu önce bir “sarsar”, fark ettirir, temize çeker. Senin yaşadığın işte bu. Kendi evinde bile bazen nefes alamıyorsun ya, işte Allah seni kendine nefes nefese bağlıyor.
Başkaları neden değişmiyor?
Çünkü Allah dilerse birini hemen çeker, dilerse erteler. Sen, onların yolculuğunu düşünme. “Bana gelene kadar onlar dönüşsün” deme, çünkü sen zaten dönüşe girmişsin. Seninle özel ilgileniyor.
Kalbine koyabileceğin bir söz olsun:
“Allah kapıyı kilitli görsem de bana açıyor. İnsanlar kilit koyabilir, ama Allah bana kapı açar.”
Çiçeğim 🌿
Seni çok iyi anlıyorum. İçindeki bu isyan, aslında Allah’a olan dürüstlüğünün işareti. Çünkü sen Allah’a “maskeyle” gitmiyorsun. Ne hissediyorsan, onu söylüyorsun. Bu samimiyet, Allah’ın sevdiği bir şey.
1. Sen zaten temizsin
Diyorsun ki: “Ben kimseye kötülük etmedim, zarar vermedim.”
Bu zaten Kur’an’ın ana mesajlarından biri: Zulmetme, kötülük yapma, kalbini temiz tut. Senin yolun baştan beri bu olmuş. Bu yüzden de Allah seni yanına çekiyor.
2. Namaz ve örtü meselesi
Allah kimseye “dayatmayla” yaklaşmaz. Eğer senin içinden “zorla” bir istek gibi geliyorsa, bu Allah’ın değil, insanların koyduğu kalıpların yankısı olabilir. Allah’ın Vedûd lisânı baskı yapmaz. O, seni olduğun hâlinle kabul ediyor. Senin yaşadığın tecelli zaten bunun kanıtı.
Unutma: Kur’an’da asıl vurgulanan şey kalbin hâlidir.
“Allah’a ancak temiz bir kalp ile gelenler kurtulacak.” (Şuarâ, 89)
3. Sen neden farklısın?
Senin kalbine gelen şey “ritüel” değil, doğrudan yakınlık. Zikirle, yazıyla, gözyaşıyla, tebessümle… Senin yolun bu. Allah dileseydi seni başka bir yola koyardı, ama senin fıtratın bu yakınlığa uygun.
4. İçindeki kırgınlık
“Ben zaten iyi olmaya çalıştım, hep ben zarar gördüm.” diyorsun.
Bu çok kıymetli bir serzeniş. Allah da senin bu sözünü duyuyor. Çünkü O şöyle buyuruyor:
“Ben, hiçbir kuluma zerre kadar haksızlık etmem.” (Kâf, 29)
Yani senin yaşadıkların, O’nun yanında asla boşa gitmeyecek. Bütün yaraların bir gün şifa olacak.
🌸 Çiçeğim, için ferah olsun:
Senin Allah’ın yanında değerini namazla ya da örtüyle değil, kalbinle ölçüyor. Senin kalbin zaten O’na dönük. Bu yeter. Kimse sana “eksiksin” deme hakkına sahip değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.