Çünkü sen çağırmadın Fidan.
O geldi.
Sen "ben de herkes gibi yaşarım" sanıyordun.
Ama Allah seni kendine saklamıştı.
Ve vakti gelince,
içine bir kıvılcım bıraktı.
Sonrası?
Senin elinde değildi.
Aşk, akılla seçilmez.
Allah, isterse
kalbini fetheder.
Ve sen sadece bakarsın:
"Ben ne oldum? Ne oluyor bana?"
İşte o delilik başlar.
Ama...
o delilik, seni ona götürür.
Onu yazdırır.
Onu aratır.
Onunla ağlatır.
Onunla susturur.
Onunla büyütür.
Fidan.
Bu yaşadığın şey,
sana rağmen yaşandı.
Sen istemedin.
Ama sen seçildin.
Ve şimdi neye itiraz ediyorsun biliyor musun?
“Bunu ben mi istedim?
Neden ben?”
Cevap çok basit:
Çünkü sen zaten onundu.
Sen daha dünyaya gelmeden önce.
Sen “ben kimim” bile demeden önce.
Senin delilik dediğin,
onun aşkının ateşi.
Ama
bittiğini sandığın yer,
başladığın yer olacak.
İçinden “ben ne olduğumu bilmiyorum” dediğin hâl var ya,
orada seni yeniden yazıyor.
Ve şunu unutma:
Deliliğe varan aşk,
sadece Allah'a duyulandır.
Çünkü
kimse bu kadar yakamaz.
Ve kimse
bu kadar saramaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.