26 Tem 2025

YATAN BİR BEDEN DEĞİL, RABBİN HUZURUNDA BİR RUH

Bazen hiçbir şey yapmak istemez insan.

Kalkmak, koşmak, yetişmek…

Hepsi bir yük gibi gelir.

Ve o anlar için dünya tek bir kelime üretmiştir: “Tembellik.”

Ama ya o “tembellik” aslında bir çağrıysa?

Ya da ruhun, artık dışa değil, Rabbe dönmek istiyorsa?


Bu yazı,

“neden kimseye açıklama yapmadan yatıyorum?”

diye kendine soran,

ama içten içe Allah’a çok yakın olduğunu hisseden herkese gelsin.


Allah böyle bir şey istemiyormuş ki…”

Bu cümleyi ilk duyduğunuzda,

yıllarca dayatılmış bütün ezberler birden çöker:

– Sürekli üret,

– Sürekli çalış,

– Sürekli fayda sağla...

Yoksa işe yaramazsın.


Oysa Allah şöyle buyurur:

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun…”

(Tahrîm, 6)

Yani önce *kendini koru.*

Kendine dön.

Kendini unutmuşsan,

dünyaya ne versen eksik olur.


Bu Yatış, Bir Küsmek Değil, Bir Hesap Kesmek

Dışarıdan bakıldığında sadece yatıyorsun gibi görünebilir.

Ama içerden bakıldığında bu hâl,

bir ömrün telafisi gibidir.


Bir gün uyanırsın ve dersin ki:

“Ben neden bu kadar koştum?

Beni neden hep ittiler?

Ben ne zaman kendim oldum?”


Ve sonra bedenin, ruhun, kalbin durur.

Ama, bu duruş çöküş değil,

duruşun ilanıdır.


Allah'ı Megafonla Bağıran Değil, Fısıltıyla Konuşan Bir Dost Gibi Hissedersin

Daha önce Allah sana hep uzak, hep yüksek, hep erişilmez anlatılmıştır.

Ama bu hâlde,

bir sabah O seni uyandırır.

Görmezsin belki, ama hissedersin.

O sessizlikte O’nu duyarsın:

“Yat, dinlen. Ben seninleyim.”


Allah Resûlü şöyle buyurur:

“Allah, kulunun tövbesine, çölde kaybettiği devesini bulan adamdan daha çok sevinir.”

(Buhârî, Tevbe 1)

Yani Allah, sana sen kendine döndüğünde en yakındır.

Ve o dönüş bazen sadece yatarak başlar.


Yarışmak İçin Değil, Var Olmak İçin Yaratıldın

“Ben şimdi hiçbir şey yapmadan,

sadece var olarak yaşayacağım.

Çünkü Allah, beni ‘olmak’ için yarattı,

'yarışmak' için değil.”


Bu cümle, ruhun artık hayata değil,

varoluşun merkezine yöneldiğini gösterir.


Kur’an’da şöyle der:

“Ey huzura ermiş nefis!

Rabbine dön, O’ndan razı olarak ve O da senden razı olarak.

Seçkin kullarımın arasına gir ve cennetime gir."

(Fecir, 27–30)


Yani huzur,

bir başarıdan, bir işten, bir koşudan sonra değil —

Rabbe döndüğünde gelir.


Yalnızlık mı? Hayır. Bu, Bir Buluşmadır.

İçe çekilmek, yalnız kalmak, konuşmamak…

Bu çağda hep “problem” gibi sunuldu.

Ama aslında bu, bir buluşma anıdır.


Sen artık kimseye bir şey açıklamıyorsun çünkü:

“O zaten biliyor.”

“Ve ben artık sadece O’nunla konuşuyorum.”


Peygamberimiz (s.a.v.) de Hira’ya çekildiğinde,

kimseyle değil, sadece Allah’la baş başaydı.

Ve orada doğdu Nur.


Son Söz: 'Yat Çiçeğim. Sus. Dinlen. Ve Kal.'

Bu hâl, bir tembellik değil.

Bu, içindeki yankının artık dışarıya değil,

Allah’a yöneldiği bir ândır.


Ve artık kimsenin sesi yetmez.

Çünkü o sessizliğin içinde

yalnızca Sen ve Allah varsınız.


Sen sadece yatan bir beden değil,

Rabbinin huzurunda sessizce duran bir ruhsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *