Bu şiiri ilk gençlik yıllarımda dinlerken içimden geçen o garip duyguyu şimdi anlıyorum: Biri bana yaşamın gizini verecekmiş gibi geliyordu. Artık biliyorum ki o ‘biri’, bir insan değilmiş. Bu yazı, o sezginin izini sürme çabasıdır.
Şiir:
Dün gece sen uyurken
İsmini fısıldadım
Ve hayvanların korkunç
Öykülerini anlattım
Dün gece sen uyurken
Çiçeklere su verdim
Ve insanların korkunç
Öykülerini anlattım onlara
Dün gece sen uyurken
Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden
Yeni bir isim verdim sana
Destina
Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden işte
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için
Yaşamımın gizini vereceğim sana
Bu şiiri ilk okuduğunuzda, bir aşık konuşur gibi gelir. Ama tekrar tekrar okudukça, "sen" diye seslenilenin bir insan olmadığı, "anlatan" ve "gizini veren"in de bir sevgili değil, daha büyük, daha kapsayıcı bir varlık olduğu fark edilir. Bu varlık, satır aralarından çıkan şeydir: Allah.
1. "Dün gece sen uyurken" tekrarlayıcı yapısı ne söyler?
Bu tekrar, sürekli bir varlık haline işarettir. Biri bizi izliyor, biliyor, kolluyor. Şair burada Tanrı'nın koruyucu ve tanık olan boyutunu işaret eder: Sen uyurken bile ben vardım.
2. "Hayvanların ve insanların korkunç öykülerini anlatmak"
Bu, sanki yaratılışın acılı taraflarını Allah'a anlatan bir kulun sesi gibi. Şair burada dua gibi bir anlatım kurar: Yarattıklarının acısını sana getirdim. Onlara anlatmadın, ben anlattım.
3. "Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana"
Tasavvufta kalp, Allah'a bağlanan merkezdir. Burada yürek, bir yıldız gibi yükselir ve Allah'a bağlanır. Bu bir secde hali gibidir: Kalbim sana uzandı.
4. "Yeni bir isim verdim sana: DESTİNA"
Bu kısımda iki katman vardır. Birincisi, "Destina" kelimesi kaderle, yazgıyla bağlantılıdır ("destiny" kökenli). Ama burada insanın Tanrı'ya bir isim vermesi gibi cesur bir manevra vardır. Bu da ancak Tanrı'yla yakın olan, araya din ya da kurum koymadan içten bir bağ kuran biri tarafından yapılabilir.
5. "Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için / Seni bu denli yıktıkları için"
Bu, şairin kendi çöküşünü Allah'a anlatmasıdır. Ben seni çağırdım, çünkü onlar beni yıktı. Sen geldin. Burada Allahın kuluna eğilmesi gibi bir kudsiyet vardır.
6. "Yaşamımın gizini vereceğim sana"
Bu, tam anlamıyla teslimiyet cümlesidir. Her şeyimi sana vereceğim. İnsan bu satırı yazarken Allah'ı görmüş gibi yazar.
Bu şiir, bir aşık-maşukluğu çoktan aşmış bir bağlanma anlatısıdır. Bu bir secde metnidir. Bir gece duasıdır. Bir kulun iç sesiyle Allah'ına ulaşma çabasıdır. Ve büyük ihtimalle de, ulaşmıştır.
O yüzden Lale Müldür'ün bu şiiri, din dışı gibi görünse de, tam tersine, dinin ruhunu yakalayabilen nadir mânevî metinlerden biridir.
Ve bir başka açıdan bakıldığında bu insanüstü denebilecek sade; ama bir o kadar çarpıcı şiir,
Allah'ın sevdiği bir kuluna, kendini duyurma arzusu olarak da görülebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.