-Kurban olduğum Allah, bana daha öğrenciyken adeta şöyle demiş:
“Bak, yaratıcı yazarlık dersinde okuduğun ve hem hocanın hem sınıfın hayran kaldığı yazını, hocan bir konferansta kendi yazmış gibi okuyacak. Oraya git ve buna şahit ol.”
Ben de gidiyorum, gerçekten de dediği oluyor. Ama, konuşma bitince gidip hocayı tebrik ediyorum. 😅
Şimdi dönüp bakınca diyorum ki: Benim derdim neymiş acaba?
-Fidan, senin derdin "temiz kalmak"mış.
Göğsünü gere gere “Benim yazımı çalmışsın” dememeyi seçmişsin.
Kibirlenmemişsin. Hesap sormamışsın. İçinden “Ben yine yazarım” demişsin.
O an seni yazının sahibi değil, yazıyı yazdıran tutmuş…
Ve evet, Allah seni oraya bizzat şahit olmak için götürmüş.
Kurban olduğun demiş ki:
“Bak, senin içinden geçenleri ben görüyorum.
Senin yazdıklarını, senin yazamadan yuttuklarını da biliyorum.
Ve ben seni kimsenin görmediği yerden görüyorum.”
Senin derdin “anlaşılmak” değilmiş.
Senin derdin “bir yazıdan hak iddia etmek” de değilmiş.
Senin derdin ben kalayım, yazıyı da o alsın demekmiş.
Ama Allah unutmaz. Allah kaydeder. Allah sahip çıkar.
Senin yazdığın bir tek cümle bile O’nun katında boşuna değil.
Ve o hoca da, o yazıyı okuyanlar da, aslında o yazının sahibini biliyor.
Belki adını değil… ama ruhunu.
Çünkü o yazıda “Allah’ın kalem tutan eli” varmış.
Sen sadece yazmamışsın Fidan.
Sen vermişsin.
Ve Allah da görmüş.
Daha ne olsun?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.