Kişisel gelişim kitabı yazacakmışım gibi hissettim bir
an. Alakası yok. Hatta aksine seni kişisel olarak geliştireceğim diye alayımızı
yalnızlıktan ölmek üzere olan canlılara dönüştüren umut tüccarlarına öfkemden
geçtim klavyenin başına.
Bu umut tüccarlarını sadece kitap çıkaranlar gazetede
yazanlar diye düşünmeyin. İşi gücü kursakta heves bırakmak, direnci en aza
indirgemek, inancı sömürmek olanlar da aynı oranda çirkef…
Senelerce aynı hikayeyi dinledim. Dediler ki “Hayatından
negatif enerjisi olan insanları çıkar!”
Çıkardım. Bunu diyenlerin dörtte üçü negatif enerji üreten barajlar gibi olduğundan çıkıp
gittiler arada.
Gel zaman git zaman baktım aynı yalnızlığın, aynı
tatminsizliğin ve sorunların ortasında tek başımayım. Ahir ömründe gelip bana kibrit
çöpü oranında bir şey danışmamış insanlara akıl danıştım. Dediler ki “Hayatından
sana hiç faydası olmayan insanları çıkar!”
Çıkardım. En başta onlar gitti.
Kızılay’a yolum düştükçe Dost’a girip ayak üstü umut
aşırdım kitaplardan utana sıkıla. Söylediklerinize katılmıyorum ama denemekten
zarar gelmez diye düşünüp… Dediler ki: “Hayatından gülmeyenleri çıkar,
hayatından dedikoducuları çıkar, hayatından yapay insanları çıkar…”
Çıkardım.
Çıkaramadığım zamanlarda ben çıktım o hayatlardan. Büyük
sözü dinlemeyi bilmeli diye düşündüm hep. Adam hayattan çıkarmak üzerine destan
yazmışsa şayet bir bildiği olmalıydı. Gerçi arkası yarın gibiydi okuduğum her
şey, sonrasına dair tek bir cümle bile kurulmamıştı; ama önce bir çıkarayım da
sonrasına sonra bakardık…
Çıkardım. Bir yere gittiğimizde cebinde akrep olduğunu
düşündüğüm ve adı saray olsa da bildiğin simitçide yenen simidi bile bana kitleyen
arkadaşları… Yardıma çağırdığında iki elim kanda olsa koştuğum ve yardıma
çağırdığımda yani çağırmak istediğimde telefonu bile açmayanları… Param varken
can ciğer dostum olan yokken selam vermeyenleri…
Çıkardım akşama kadar derdini dinlediklerimi ve iki satır
ağlamak istediğimde koşarak uzaklaşanları. Negatif enerjisi olanları ve hep
umudumdan somuranları. Bencillikten burnunun ucunu görmeyenleri, hayvan
sevmeyenleri, insan ayıranları, adam kayıranları…
Halbuki matematiği hep beş pekiyi olan biriydim ben.
Bunca çıkarmadan sonra birtakım toplamaların olması gerektiğini neden hesap edemedim bilmiyorum. Hep çıkardım. Ben çıkardıkça azaldı haliyle. An geldi,
hayatımdan çıkaracak kimseyi bulamadım.
Şimdi,
İki ihtimal kalıyor ciddiye alınacak. Ya artık herkes
hayattan çıkarılması gereken birer kan emici oldu ya da ben okuduklarımı ve bana
söylenenleri fazla kale aldım. Bu denli büyük yalnızlığın uyduğu bir kitap
olmalı. Dört işlemin en hasarlısından bakarsan insanlara, sağına soluna bakıp
göremediğin aslında faydasız bir kalabalık aramaya başlarsın. Negatifti,
dedikoducuydu, cebinde akrep vardı, kuyumu da kazardı ama 'biri'ydi işte diye…
Şaka yapmadım elbette; ama şaka da bir yana şimdi.
İnsanlar hep bölünmeye çarpılmaya ve çıkarılmaya müsait.
Toplanmaya gelmiyor. Üç bilemedin beş tanesi toplansa felaketler oluyor. Fitne
bizde, fesat bizde, gösteriş bizde, yüzüne gülüp arkasından söylemek bizde… Geç
oldu tabii; ama anladım nihayetinde. Hayatınızdan birilerini çıkarın çıkarmaya
da, çıkarmakla tükenmez bir kalabalıkla mı çevrilisiniz önce ona bir bakın.
Bir de ben bu kadar çıkarmadan sonraki elde var sıfırı
kaldırabilir miyim? Ona da bakın...
Herkesin iyi yönümden faydalanmaya çalışıyorum hayatımda güvenmediğim insanlar varsa büyük problem benim için
YanıtlaSilO X kişilerini hayatından çıkarmak mantıklı bir karar. Kuru kabalığın kime faydası var ki? Şu günlerde birçok kişiyi hayatımdan çıkardım ya da çıkarmak için gerekli adımları attım. Buna neden olan sebepleri anlatsam, yok artık daha neler dedirtecek olaylar ile karşı karşıya kaldım. Haklıyken haksız konuma düşürülmek kadar utanç verici bir durum daha yok sanırım! Ömür törpüsü derler ya, işte o tipler hayatımızı daha da yaşanılmaz kılıyor, çıkar gitsin. Kalabalık içinde yalnız kalmaktansa yalnızlığım içinde yalnızlık çekmek daha cazip.. Boş yere yük etmiyorum hiç olmazsa diye düşünüyorum. Öyle bencil, çıkarcı, gözü dönmüş insan var ki, açık bırak kapıyı. Evin içinde sıkışıp kalmış bir kara sinek gibi çıkıp gideceklerdir. Sen kapını açmadığın sürece de sana uğramayacaklar bile.. İyi gününde yanında olup, kötü gününde ortadan kaybolan tiplere değinmeye bile gerek yok. O x kişileri biriktikçe çöp yığınına dönüşüyor. Bırak gitsinler..
YanıtlaSilİlk yorumum ulaşmadı :(
İnsanın bir tane dostu olur. Onu da ara ki bulasın. Az olsun öz olsun. Hani derler ya nerede çokluk... Devamını elbette biliyorsundur. Ayrıca hayatından çıkardığın herkesin kötü olma ihtimaline inanıyorum. Yaşamamış olsam belki bir ihtimal yanılıyorsundur diyebilirdim. Belki de kendimi avutmak için söylüyorum bunu, bilmiyorum ki. Tek bildiğim bahsettiğimiz tip insanlardan artık kaçıyor olduğumdur. Belki "Hadi Fidan, kalk bir çay içelim seninle!" diyemem ama ben daima buradayım :)
SilYorum konusuna gelince DNS hatası verdi yorum penceresinde. İnternetten kaynaklı olmalı. Kopyalamaya fırsat bile vermeden kapandı. Bende baştan yazayım dedim :)
Yalnızlığımızın en büyük rolü tercihlerimiz. Fazladan bir kupa kahve koyarım masaya, senin için :)
SilHepimiz bir deli değil miyiz? Ya da daha doğrusu ne geldiyse başımıza akıllılardan ya da akıllı geçinenlerden geldi. Deliler zararsızdır. "Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar, Yaşasın tam bağımsız ruh hastaları !" diyerek destekleyeyim sözlerimi. :))
SilHayatımızda çok arkadaş ve birkaç dost vardır, bunu büyüdükçe daha iyi anlıyoruz. Elbette arkadaşlık karşılık beklemeden vermektir ama bu hep bir taraflı olunca saray simitçisi bile bir zaman sonra manevi olarak çok yük oluyor yüreğimize, o kadar katılıyorum ki dediklerine canım.. Bende çok kişiyi çıkardım hayatımdan, öyle görünce bir selam sadece, ha bunu bile haketmeyenler de var, herkes ne hak ediyorsa onu alır benden. Tıpkı bir ayna gibiyim, neyseler onu yansıtırım. Böyle çok hafifledim. Neyse ki çıkara çıkara elde geriye kalanlar oldu :) Az ama gerçek insanlar ile hayat daha sade daha hafif daha güzel..
YanıtlaSilMeslektaşlarımın hepsini hayatımdan çıkarmalıyım ki rahatlayayım.. :(
YanıtlaSilSanki beni anlatmışsın.Zaten hep çıkardık çıkardık çıkardık ama bakıyorumda hiç pişman değilim aslında.Aslında o kadar güzel ifade etmişsinki fazla söze gerek yok.insanlar toplanınca fesattan kötülükten başka bişey yapmıyor.çıkarmak doğru değilse bile toplamaktan daha zararsız olduğu kesin.
YanıtlaSilBu kadar yoğun hissettiğini bilmiyordum canım.üstüme alınmadım tabi yine de üzüldüm...
YanıtlaSilPaylaşımı sevmeyen paylaşımdan kaçan insanlardan ben de kaçarım :) Cimri insanlardan hiiç hoşlanmam!
YanıtlaSilkalemine sağlık! tek kelimeyle bayıldım. bende hayatımdan öyle cok insan çıkardım ki dediğin gibi geriye toplayacak sadece kendim kaldım.
YanıtlaSilNasil guzel yazmissin. Nasil yasamissan oyle icten olmus. Kesif etkinliginden buldum sizi. Ve bu yayinla beni canevimden vurdunuz cok basarili. Ben de bloguma beklerim. Sevgilerimle.
YanıtlaSilHerkes br çırpıda çıkarıp atamaz bu cesaret ister. Ben de çok kolay silkeleyenlerdenim acıtsa da arada temizlik yapmak iyidir
YanıtlaSilMerhaba
YanıtlaSilBlogunun 100. takipçisiyim:))) Şanslı 100. takipçi için bir hediyen var mı? Şaka bir yana yazını okudum ve "ayıpsız dost arayan dostsuz kalır" sözü geldi aklıma. Bu (kötüde olsa) tüm özelliklerin hepsi insana dair bir şeyler. Batı kültürü bence de bizi yalnızlaştırıyor.
Merhaba Fidan,bir zamanlar kişisel gelişim kitapları çok okudum ama artık okumuyorum,diyorum ki kendi gözlemlerimle ve deneyimlerimle kendi kişisel menkıbemi yaşarım,artısıyla,eksisiyle sonucuna da katlanırım...Fidancığım senin gibi düşündüğüm zamanlar çok oldu,buz gibi soğudum ,uzaklaştım insanlardan , Amaa ama mutlu olmadım,o şöyle,bu böyle derken,onu çıkar bunu çıkar yalnızlaşıyorsun,yalnızlık güzel değil yaa...Sezen Aksu bir konuşmasında dostlarımı defolarıyla seviyorum demişti.Hemen aklıma bu söz geliyor ve kimbilir benim onların gözünden ne kusurlarım var diyorum ve böyle düşünmek iyi geliyor bana..Elbet bir seçim bu ve herkesin seçimi farklı...Ve yine tabiki cimrilik gibi dürüst olmama gibi huylar var kii onlara benim de hiiiç tahammülüm yok...Sevgiler
YanıtlaSilDost Kitabevini hatırladım ne güzeldir orası da...Bence kendine haksızlık ediyorsun,ne derece doğru bilmem ama ben hep şöyle diyorum ''benim her işim rast gider'' ve gerçekten de rast gidiyor.Belki kendimi buna inandırmamın da rolü vardır,olumlu düşündükçe olumluyu çağırıyoruzdur.Sevilmediğine inandırma kendini,bak seni seven bir sürü okuyucun var ve daha da olacak,iyilerin de çok olduğuna inan lütfennnn (çok konuştumm ) Sevgilerrr :))
SilGittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
YanıtlaSilNe bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı rüzgârı denizi göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
Ve ucuz korkuların kör kuyularına
Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.
Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan
Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan
Kurulmuş saatler gibi günboyu çalışıp tekdüze
Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize.
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
Unuttunuz başkalarının acısını duymayı
Küçük çıkarların büyük kurnazları
Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst
Dışa vurmayı duygularınızı
Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
-Ki bu en büyük kötülüktür size-
Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla
Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi
Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar
Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz.
Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde
İnsanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke
Anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz.
Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
Koşaradım
Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde..
Şükrü Erbaş
Tesadüfen karşıma Şükrü Erbaş çıktı,baktım bizi anlatıyor....
Edebiyat düşkünü biri olarak çok beğendim..
YanıtlaSilToplamak da çıkarmak kadar kolay olsa..ya da toplanmaya değer birileri olsa etrafımızda:( bu güzel yazı için teşekkürler.
YanıtlaSilSayfanızda ziyaretimi sürdürürken 9 ay önce yazmış olduğunuz bu yazınız dikkatimi çekti. Yine duygulara tercüman bir yazı olmuş. Emeğinize kaleminize sağlık
YanıtlaSilSevgi, Saygı ve Hürmetlerimle
Yine harika bir yazı... hemde duygulara tercüman olmuş, tertemiz bir anlatımla...Her sene "z raporu" adı altında ben bu temizliği yapıyorum :) Bakalım ne kadar süre sonra elde sıfıra doğru yol alacağım...Kalemine sağlık. Sevgiler...
YanıtlaSilBuralarda gezinmeniz çok hoşuma gitti :) Teşekkür ederim. Çok da elde var sıfır iyi olmuyor aslında. Yapabiliyorsanız elde var sıfıra gitmeyin :) Tabii yalnızlığa da alışılıyor alışılmıyor değil... Yukarıdaki yorumlara verdiğim cevapları bir karışıklıktan dolayı silmem gerekti sizin vesilenizle açıklamış olayım... Benden de sevgiler...
SilTamda zorunlu kanbagım olan insanları hayatımdan degilde kalbımden cıkarmaya basladıgimda cıktnız karşima.bencillik,pıntilik,memnunıyetşizlik,sevgişızlik...cıkar gitşin.aglarsa anam aglarda yalanmış.sen yatagında aglarken acınla o seni birakıp kocasinın yanında yatıyo.
SilKalpten çıkardıklarınız, vakti gelince hayatınızda da fuzuli yer işgal etmeye başlayacak. Kalpte olmayanın hayatımda bu kadar ne işi var diyeceksiniz. Zaten yalnız olduğunuzu görecek bir de kendinize kızacaksınız bunca hamallık için. Ve evet, ağlarsa anam ağlar da yalan olabiliyor kimimiz için. Maalesef...
SilSüper bir yazı olmuş, takipteyim sayfanızı
YanıtlaSil