12 Nis 2020

BEBEK ADIMLAR


Ben seni böyle ıssız bırakmayacaktım Söz Sanatı.
Söz vermiştim sana da kendime de.
Seni kullanılıp bir köşeye atılmış defterler gibi bırakmayacaktım.
Boynu bükük bırakmayacaktım.
Kimsesiz bırakmayacaktım.
Bensiz bırakmayacaktım.
Kelimelerim rüzgarla dans eden deli taylar gibi özgürce uçuşacaktı sayfalarında.
Gülecektim yazacaktım, ağlayacaktım yazacaktım.
Umutlanacak yazacaktım, düş kırıklığına uğrayacak yazacaktım.
Yaralanacak yazacaktım, iyileşecek yine yazacaktım.
Olmadı.
Benim suçum değil. Beni ben yapan her şey başını alıp gitmiş gibi. Kelimelerim küsmüş, cümlelerim tükenmiş, hislerim yok olmuş gibi.
Artık hep bir yerlere bir şeylere yetişmeye çalışıyorum.
Hep bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
Yetmeye çalışıyorum Söz Sanatı, yetemiyorum.
Sana da yetemedim bak.
Olmuyor işte.
Ne yaparsam yapayım, ne kadar çabalarsam çabalayayım olmuyor.
Bir parçam var dünyaya uymayan. Bana fazla, bende eksik ya da ikisi birden.
Uymuyor.
Çırpındıkça batıyorum Söz Sanatı.
Ve kuyruğu dik tutmaya çalışıyorum hep yaptığım gibi.
Galiba beni de 'normalleştirdiler' sonunda.
Başardılar galiba.
Sözcüklerimi, duygularımı bana karşı bir silah gibi kullandıklarını anladığımda olmaya başladı bu.
Yüzüme gülüp arkamdan etmedikleri hakaret kalmadığını öğrendiğimde başladı.
Bin yılda bir yardım istemişim, isteyebilmişim... Anamdan emdiğim sütü burnumdan getirmek için yarıştıklarını fark ettiğimde başladı.
Ben ne kadar saf ne kadar temizmişim bir zamanlar Söz Sanatı'm...
Ne kadar anlıyorum desem de anlamıyormuşum sahteliğini insanların.
Ne kadar biliyorum desem de bilmiyormuşum menfaatler dünyasında çarkın nasıl işlediğini.
Kendi kabuğumda yaşayıp gidiyormuşum.
Normal olmak çok korkunç.
Onların normali yani.
Bugün sen bana yarın ben sana arkadaşlıkları.
Al gülüm ver gülüm dostlukları.
Ama dert ortağım,
ben bunları artık hiç unutmayacağım.
Bebek adımlarla da olsa çıktım yola, bil.
Kendimi, hürriyetimi, gücümü kuvvetimi geri alacağım.
Yaşamımı, yüreğimi ve belki masumiyetimi.
Bana bulaştırdıkları bütün kiri pası söküp atacağım üzerimden.
Benim olmayan; ama beni yoran, beni utandıran o kiri pası.
Ayaklanacağım.
İnatlanacağım.
Ve şahlanacağım.
Nereye uymuyorsam oradan başlayacağım ruhumu onarmaya.
Kendimle konuşmaya, kendimle barışmaya, gerekirse sıfırdan tanışmaya.
Gerekirse bağrışmaya gerekirse ağlaşmaya.
Gerekirse kavuşmaya.
Herkes hak ettiğini buluyor bir şekilde.
Seni de kendimi de koruyacağım inci tanem.
Seni çok özledim Söz Sanatı'm.
Yazan beni çok özledim.
Yazdıkça güçlenen beni.
Ellerimi çok özledim Söz Sanatı'm.
ve her atışında başka bir hikaye anlatan kırılgan yüreğimi.
ve kelimelerimi
ve dünyaya katlanabilme biçimlerimi
özledim.

Hadi ayağa kalkalım.
Tut beni.








20 yorum:

  1. Ne kadar da hissederek yazmışsın. En iyi yanları insanı şair etmeleri öyle değil mi?

    Sevgilerimle :))

    YanıtlaSil
  2. "Bana bulaştırdıkları bütün kiri pası söküp atacağım üzerimden."
    Bu cümleyle ayağa kalktığınızı hissettim ben. Kaleminize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak değil; ama siz kararlılığımı hissetmişsiniz :) O da olacak inşallah. Çok teşekkür ederim, sevgiler :)

      Sil
  3. Söz Sanatı.. seni çok özledim. (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok özledim Söz Sanatı'nı. İnşallah bundan sonra böyle tenha bırakmayacağım :)

      Sil
  4. Biz de yazılarını özledik. Kimseye benzemek zorunda değiliz kendi doğrumuza uyalım yeter.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu aklımdan hiç çıkarmamaya çalışacağım Deryacığım...

      Sil
  5. Bazen o durulma dönemini hepimiz yaşıyoruz sevgili Fidan, hani yıllar sonra karşılaşılan ve aynı samimiyeti bulduğumuz arkadaşlar vardır; bloglarımız da öyle işte. Hoş geldin yeniden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumu 10 gün sonra görüp cevaplamak... Böyle böyle yeniden başlayacağım inşallah yazmaya, hoş buldum :)

      Sil
    2. Hihi olsun :). Aynen öyle.
      Sevgiler...

      Sil
  6. Yeni paylaşımlarını bekliyoruz canım :))

    YanıtlaSil
  7. Instagram'da ne zamandır bir şey paylaşmadığınız için mesaj atayım, hal hatır sorayım diyordum ama hesabınızı kapattığınızı (belki de çok geç) fark ettim. Üstelik yalnızca Instagram hesabınızı değil YouTube kanalınızı da kapatmışsınız, buna daha çok üzüldüm. Yapılan abuk subuk yorumlardan hep rahatsızlık duyduğunuzu, bu nedenle zaman zaman sosyal medyaya ara verdiğinizi biliyordum ama bu kadar dayanılmaz duruma geleceğini düşünmemiştim. Yunus'u da sizi de çok özledim. Umarım iyisinizdir ve sizleri bir gün yeniden görme, uzun ve güzel sohbetlerizi dinleme şansı bulurum. Kara böcük ve minik makarna canavarını da benim yerime öpün.

    YanıtlaSil
  8. Uzun zaman sonra okumanın, yaşamım ile denk gelen acayipliği...
    ...
    #SenSadeceYaz
    👏🏻👏🏻👏🏻
    ...

    YanıtlaSil
  9. Dönüp dolaşıp geldim bak ben de... Yazmaya cabaliyorum. Kırk satır var aklımda. Kırkı da boğazımda bir yumru... İçimde biriken her şeyin sancısı var kalbimde. Belki diyorum şimdiye degin yazsam daha kolay olurdu. Hayat daha katlanilir olurdu. Kim bilir...

    YanıtlaSil
  10. Merhaba bende uzun yıllardır kagit kalemle haşır neşir durumdayım sonunda birkaç ay öncede kendime kişisel blog sayfası açmaya karar verdim hayata dair nacizhane yazılarımı paylaşıyorum, sayfama bakıp yorum yaparsanız çok sevinirim teşekkürler 🙏
    https://kahvedengimevzular.blogspot.com/?m=1

    YanıtlaSil

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *