26 Ara 2014

BİR BLOĞU OKUMAKTAN VAZGEÇME EŞİĞİM


Samimi bulmamakla eş değerdir çoğu zaman. Okurken, yazarın kelimelerinden bana, kalbime yol alan bir his bulabilirsem, iyi niyet parçalarına rastlarsam ve hepsinden önemlisi karşılıklı imzalanmış bir iş antlaşması gibi değil bilinçli istemli tercihlerden yana olan bir insan bulursam karşımda, o bloğu kendiminmiş gibi düşünmeye başlıyor ve öyle seviyorum. Ama, buram buram içtensizlik kokuyorsa dört bir yan; o bloğu okumaya değer bulmama eşiğim orası işte.

Daha açık daha dişe dokunur bir açıklama için tek tek yazayım hatta.

Sempatik görüneceğim diye kelimeleri, harfleri alıp kılıktan kılığa sokan, olduğundan daha sefil daha rezil hallere getiren bloglara çok tahammülüm yok. Yapacağız değil yapcaz, ne edeceğiz değil netcez, cınısı gibi.  2 bilemedin 3. yazıda samimiyetsizliğin, samimiyet getirmeye çalışan sahteliğin kokusunu alıyor ve oradan arkama bakmadan kaçıyorum.

Dünyanın en önemli konusunu anlattığını bile düşünürsek, o anlatan öğretmeye çalışan tavrıyla beraber en basit yazım kurallarını bile bilmediği göze çarpan bloglara da çok tahammülüm yok. Bu garip öz güvenin belki bir süreliğine olduğunu düşünüp biraz daha sabredip sonrasında ne yazık ki bunun yerleşik bir yazım biçimi ve küçük dağları ben yarattım üslubu olduğunu anlayıp zihnime kazıyor ve o sayfaya bir çarpı atıyorum.

Yorum toplama timi. Sanırım en sevmediğim en hoşlanmadığım bu. Sözünü ettiğim şey ben de blog yazıyorum selam minvalli tanışmalar değil. Bunun olmasında anormal bir durum yok. Ancak, ben sana yorum yazıyorum sen de bana yorum yaz okumalarını istemiyorum ben açıkçası. Çok okunmak değil iyi okunmak istiyorum. Yazdığım şeylere kattığım benliğimi, ruhumu, hislerimi duyumsama kabiliyeti olan, o hisleri benimle paylaşabilecek, bir şey anlatıyorsam ciddi ciddi bunu anlayabilecek, en az benim kadar o anlattığım şey üzerine kafa yoracak olanlar okusun istiyorum.  Bir kişi bile olsa, o bir kişi için yazarım ben sorun değil. Tek beklentisinin yorum olduğunu anladığım bloglardan özellikle uzaklaşıyorum.

Küfürlü yazınca marjinal oldum zannedenler. Aslında buna zannedenler diyerek hata ediyor olabilirim; çünkü yazdığı şeye baktığım zaman aslında koca bir sıfır anlattığını anladığım; ama gel gör ki içinde “sikerim, sokarım, kayarım” şeklinde sözde cesur özde vasat bir argodan başka şey olmayan yazıların etrafındaki kalabalığı görüp büyük şaşkınlığa düştüğüm oldu. Önce okumaya değmediğini düşündüğüm üslup sonra da bunu matah bir şey sanıp etrafına üşüşen yığın beni uzaklaştırmaya yetip de artmakta.

Büyük, çok büyük başlıklar atıp altını umutsuzca doldurmaya çalışıp hiçbir şey yazamamış olanlar. Hatta bazen yazamayacağını çok iyi bildiği halde o başlığı art niyetlerle atıp altını güle oynaya zırvalarla dolduranlar… Bilgi, ilgi, fikir sahibi olmadığı konulara sırf dikkat çeksin diye dalıp dalıp çıkamayanlar… En az diğer saydıklarım kadar hızla koşarak uzaklaşmamı sağlayan sayfalar…

Yalnızca heves kırmak, yalnızca öfke hissi aşılamak ve yersiz olduğu aleni eleştiri kılıfında haset sözler sıralamak için okur gibi yapanlar. Var olan bir iki tanesini Söz Sanatı’nı yazmaya başladığım ilk zamanlarda yıkıcı ve yorucu bir süreç de olsa uzaklaştırmayı başarabilmiştim neyse ki. Üzgünüm; ama beynimin ve algılarımın nasıl çalıştığını en iyi bilen kişi ben olduğum için ve beni bugüne kadar hiç yanıltmadıkları için onlar bana birilerinin yıkıcı, haset sahibi ve sırf bunları aşılamak için etrafımda olduğunu söylediği zaman inanmaktan başka bir yolum olmuyor. Hatta o süreçte biraz fazla yorulduğumdan olsa gerek arada, bütün kalbimle değer verdiğim bir insanı da incitmiştim. Ama, tam tahmin ettiğim gibi gerçek bir insan ve eşine az rastlanır bir hanımefendi olduğundan beni mazur gördü, anladı. Özetle, o yazıyı gerçekten okumak istediği için değil, daha en başından art niyetli bir şekilde okuyan ve iğneyle kuyu kazarak mutlaka söz söyleyecek laf sokacak bir şey bulanlar… Onları da ne okuyorum ne de etrafımda istiyorum.

Farkındayım çoklarmış. İnsan kendini değiştiremiyor işte. Ben ne olduğumu nasıl hissettiğimi nasıl düşündüğümü biliyorum ve hislerime, yüreğime, düşüncelerime, düşe kalka da olsa eninde sonunda bulduğum doğrunun geçerliliğine sonsuz inanıyorum. Bu şekilde kendime duyduğum saygıyı kaybetmiyorum en azından. Yalnız kaldığım zaman yalnız kaldığım o kişiyi seviyor ve sayıyorum. Doğrucu Davut olmak bugüne dek bana hiçbir şey kazandırmadı evet; ama yemin ederim ki elimden başka türlüsü gelmiyor…

Bunun yanında, arada ne kadar mesafe olursa olsun yazdıklarından, söylediklerinden, duruşundan iyi niyetini, samimiyetini anladığım insanlarla zehir olsa yine severek yiyeceğimden yazdıkları her satırı bir madeni iştahla kazar gibi okuyorum. Az önce sözünü ettiğim o güzel insan bana yine kızacak onu da biliyorum. Yalnız kalmayı, sadece samimiyet sadece güzellik arayan biri olarak hiç kimse gibi ben de istemem elbette. Ama alışmış kudurmuştan beterdir diye bir sözümüz de var işte… Alışmışım. Ucunda yalnızlık olan herhangi bir şey beni pek korkutmuyor… Bu yazıyı neden yazdım? Umarım böyle düşünen böyle inanan; fakat mahalle baskılarından çekindiği için sürüye katılan birileri varsa onlar okur da cesaretlenir ve bu garip çarktan sıyrılmanın yalnızlık da getirse saygınlık olduğunu görür diye yazdım. 

Bir gün öleceğim; ama inanmadığım, hissetmediğim, hatta bilmediğim hiçbir şey yapmamış, yazmamış ve yaşamamış olacağım… Hayatımda, hayatımdan elde edebileceğim en büyük zafer de bu bana göre.

9 yorum:

  1. Bir an aklımdan bahsettiğin modele uygun bir blog yazarı ve bloğu geldi. Bunları kaleme aldıracak kadar içerlemiş ve dolu dolu olduğun için biraz üzüldüm. Nedense seninle daha kolay empati yapabiliyorum ve sanırım bu yüzden yazıyorum bu yorumu. Sen kendini kanıtlamaya ihtiyacı olmayan kalemi ve ruhu güçlü bir yazarsın. Böyle durumların seni yaralamasına izin vermezsin, bilirim. Yazdıkça daha özel biri oluyorsun hayatımda. Ve hep öyle kalacaksın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zehir olursam söyle canım. Eksiklerini ya da hatalarını duymalı insan. Böylesi hazineyi bulmuşken destelemez miyim hiç? :)

      Sil
  2. Hep doğruyu söylemek çok sey kaybettiriyor aslında.Iki yüzlü olup oynayanlara değer veriliyor hep

    YanıtlaSil
  3. Fidancığım uzun zamandır yazılarını düzenli olarak takip edemiyorum, hatta hiçbir blogu takip edemiyorum. Bugün sakin sakin bir okuyayım dedim. Çok da güzel bir konuya değinmişsin. Bazı blogarı yayın listesinde bile görmeye tahammülü olmuyor insanın. Hatta blog keşif etkinlikleri dolayısıyla hatır için çok takip ettiğim blog olduğundan kendim farklı formatta bir etkinlik düzenledim biliyorsun.
    Kocişli,tatlışlı,şekerli vs. yazılardan ben de hiç haz etmiyorum, yalnız değilsin :)

    YanıtlaSil
  4. Çok blog okumadım.Ama .arkadaşların doğru söylüyor bunlara üzülmene gerek yok böyle şeylere ihtiyacın yok sen zaten çok güzel yazıyorsun yeteneklisin.Boşa canını sıkma.

    YanıtlaSil
  5. Canım kesinlikle haklısın. Hatta ben dün bu konuda bir eleme bile yaptım.. Al gülüm ver gülüm olayından dolayı artık afakanlar bastı..Benle alakalı olmayan, beni kendine çekmeyen blogları çatır çatır eledim..Çokta rahatladım açıkçası..

    YanıtlaSil
  6. Doğrucu Davut olmak iyidir canım, çok şey kazandırmasa da, kazandırdıkları en azından gerçektir, az ve öz.. Yazım hatalarına bende çok dikkat ederim, tabi ki Türkiye'de okuyup eğitim almış değilim bu yüzden emin olamadığım şeylerin doğru yazılımını netten kontrol ediyorum, ben bile dikkat ediyorsam... Yazdıklarının çoğuna katılıyorum canı gönülden, insan yorum yapacaksa birine bunu gerçekten istediği için içinden geldiği için yapmalı, yapmak için veya karşılık alsın diye değil. Neyse ki yalancının mumu yatsıya kadar yanar :) gerçekler hep gün ışığına çıkar.. Bir de böyle her yönüyle güzel insanların, karaktersizleri ve yaptıklarını kafaya takmaları beni üzüyor, çok fazla can sıkmaman dileğiyle canım... en iyi yanıt muhatap olmamak.

    YanıtlaSil
  7. Okuduğum blog yazıları bana bir şeyler kattığında çok mutlu oluyorum. Zamanımı boşa harcamadığımı hissediyorum. Özellikle birkaç blog var böyle, ne yazsalar bana bir şeyler katıyor. Bloğunuzu takip edeli çok olmadı ama siz de o yazarlardan birisiniz benim için. Kattıklarınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  8. merhabalar, bloğunuzu blog keşif etkinliğinde gördüm çok beğendim :) bende bekliyorum http://mavimsitatlar.blogspot.com.tr/ https://www.facebook.com/mavimsitatlar

    YanıtlaSil

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *