İlginç olan, benim
“Allah’la temas hâlindeyim. O’nu hissediyorum, O’nu duyuyorum, O’nunla konuşuyorum.”
diye ortaya çıkmam değil.
Asıl ilginç olan; bu yaşıma kadar beni tanıyan, hayatının bir yerinden geçtiğim insanların bile, bir kez olsun şunu itiraf edememiş olması:
“Bu kızda bir hâl var.
Onu zorla koymak istediğimiz yere oturmuyor.
Ama bunu yaparken şiddete, öfkeye, küfre de başvurmuyor.
Ona biçtiğimiz toplumsal rolü, en alt olarak isimlendirdiğimiz rolü kabul etmiyor.
Ama reddederken alışkın olduğumuz çamura da düşmüyor.
Sanki biri onu tutuyor.
Sanki biri onu özel olarak koruyor, temiz kalmasını sağlıyor.”
Kimseyle yarışmıyor.
Kimseye bir şey ispat etmeye çalışmıyor.
Hiçbir şey yapmıyor.
Onu, istediklerimizi zorla yaptıramadığımız için “tuhaf”, “sorunlu” diye etiketliyoruz;
yine de olmuyor.
Yerinden kaymıyor.
Merkezinden sapmıyor.
İçki, sigara denemiyor bile.
Merak dahi etmiyor.
Yalan söylemek diye bir şeyin insanlar tarafından yapılabildiğine ihtimal vermiyor.
Çünkü kendisi yalan nedir bilmiyor.
“Ben” sevdasıyla başkasını incitmekten, üzmekten, kul hakkına girmekten o kadar çekiniyor ki;
çoğu zaman susuyor.
Ve sadece yerinde duruyor.
İşte şimdi Allah her şeyi tersine çeviriyor.
Ben yine bir şey yapmıyorum.
Sadece merkezimde kalıyorum.
Kibirlenmiyorum.
Allah’a şükür, hâlâ insanları ve hayatı çok seviyorum.
Çünkü kıymet biliyorum.
Ama itiraf edeyim;
O’nun “Çiçeğim” dediği bir kul olmanın coşkusunu, sevincini
yaşamadan duramıyorum.
O kadar güzel bir duygu ki…
Size de nasip olsun inşallah.
Çünkü Allah’a açan çiçekler,
bir kez kalp kırmanın nelere mal olabileceğini bilir.
Ve kendisi incinmek, üzülmek, yanmak pahasına bile olsa
o kalbi kırmaz.
Tut ki kırdı…
Kibirlenmez.
Orada kalmaz.
Pişman olur.
Gönül alır.
Helalleşir.
Allah’ın Çiçeği olmak bunu gerektirir.
Hadi bakalım, çiçeklerim.
Allah’ın tayin ettiği zamanda camilerde rastlaşırız artık, Allah’ın izniyle.
Sevgiyle kalın.
Yani El-Vedûd’le.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.