Allah sizinle eğleniyor.
Ben daha çok eğleniyorum.
Ama dersi alıyor musunuz, onu bilmiyorum.
Koca şiddeti, komşu tacizi, ev sahibi baskını, okulda müdür tehdidi… liste uzayıp gidiyor.
Ben hakkımı aradım diye,
bir bardak su istedim diye,
“Zaten mağdur olmuş bir kadını daha fazla ezmeyin.” dediğim için
siz beni hedef aldınız.
Hücreye kapattığınız, şiddet uyguladığınız, dil bilmeyen bir kadına iftira attığınız anda, ona sahip çıktım diye
bana da şiddet uyguladınız.
Beni de yerlerde sürüklediniz.
Kur’an-ı Kerim’imi yere attınız.
Su içtiğim bardağı fırlattınız.
Bize küfür etti diye bana iftira attınız.
Nezarete attınız.
İnsanlık dışı muamele ettiniz.
Tehdit ettiniz.
Korkuttunuz.
Yetmedi, içi korku dolu insanlarla dolu o hücreyi bana da tehdit olarak gösterdiniz.
Ama ben hepsini sineye çektim.
O anlarda bile benden daha güçsüz olana yardım etmeye çalıştım.
“Sürüklediğiniz kadına en azından bir terlik verin.” dedim; vermediniz.
“Sana verdik ya.” diye yalan söylediniz.
“Ben getiririm, kelepçemi çözün.” dedim; izin vermediniz.
Çünkü siz sadece kendinizden güçsüz olana güç yetiren, güçlü gördüğünüzün karşısında boyun eğenlersiniz.
Ben ise sadece haklarımı kullanıyorum.
Daha doğrusu: Allah hakkımı alıyor.
CİMER’e her gün ben değil, Allah şikâyet ediyor.
Savcının karşısında derdimi anlatan ben değilim, Allah konuşuyor.
Beni teselli eden, beni koruyan, beni yürüten O.
O yüzden beni görünce ölü görmüş gibi bakıyorsunuz.
Ben ise sadece susuyorum.
Elimdeki delilleri, belgeleri, formları sunuyorum.
Bundan sonra ne yaşayacağımı bilmiyorum.
Bilmek de istemiyorum.
Çünkü bir kere O’nunla yakın olmayı tattım.
Teslimiyeti tattım.
Ve O, hiçbir zayıfa zulmetmeme izin vermediği gibi, ben ezilirken bile benden daha kötü durumdakine el uzatmamı sağladı.
Gördüğünüz kişi benim;
ama karşınızdaki ruh Allah’ın nefesi.
Ve O size gün be gün, adım adım
“suçlu ile mağdurun,”
“saldırgan ile şikâyetçinin,”
“iyi ile kötünün” farkını öğretiyor.
Benim sizinle işim yok.
Zaten hiçbir zaman olmadı.
Ben kimseye haksızlık etmeyeyim, kimseye zulmetmeyeyim diye
gerekirse merdiven de yıkarım, tuvalet de temizlerim, aç da kalırım.
Yeter ki Allah mazlumun ahını almaktan korusun.
Hepiniz Allah’la baş başasınız —
ister korkuyla ister sevgiyle.
Orasını ben bilmem.
Ben kurtuldum.
Çünkü O bana Çiçeğim dedi.
Bir kere değil, defalarca.
Hatta her gün.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.