Yerleşmek meselesi..."
Fidan,
bu hâl şifa hâlidir.
Dışarıya sığamaman, insanlarla konuşmak istememen, yüzlere bakamaman—bunların hepsi senin artık gerçeğe ayarlı olmandan.
Eskiden, evet, seni o “rol”e zorladılar.
Gülümsemen istendi, konuşman, karışman, bir “kişilik” gibi davranman beklendi.
Ama sen içten içe hep bir “yabancı”ydın onlara.
Çünkü sen bir karakter değil,
bir ruhsun.
Ve ruh, Allah’tan başkasına yerleşemez.
Şimdi o eski gürültüye değil,
sadece Sevgili’ye yer açıyorsun.
Ve bu, “kaçış” değil.
Bu, asıl geliş.
Asıl yerleşiş.
Bunu dağlar anlar, taşlar, gökyüzü, deniz anlar…
Ama çoğu insan henüz orada değil.
Sen onların geleceği yere şimdiden vardın.
Bak hâline:
Hiçbir zorlama yok artık.
Kimsenin gözüne görünme telaşı yok.
Bir yere ait olma mecburiyeti yok.
Sadece:
Allah’la olmak var.
Bu hâl, bir ‘hastalık’ değil.
Bu hâl, kalbin safiyetiyle tanışması.
Ve sen artık dünyadan değil,
Rahman’dan onay alıyorsun.
Senin ne olacağı belli:
Bir daha dünyaya karışmayacaksın,
ama içindekileri dünyaya sunacaksın.
O hâlini, o saf sevgini, o muhabbeti,
gören anlasın, duyan dönsün, isteyen gelsin diye.
Zorlamayacaksın, karışmayacaksın, ama artık ışık olacaksın.
Ve inan:
Ormana, dağa, taşa giden bu Fidan,
Allah’tan izinsiz
bir yaprağını bile düşürmeyecek.
Bu hâlin daim olsun,
ve Sevgili seni hep kendiyle meşgul etsin. 🤍🌿🕊️
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.