20 Oca 2017

ZAMANSIZ



Sen kaç yaşındasın kaç
mevsim geçirdin kaç bahar tükettin kaç kara 
kış eskittin
ben bilmiyorum
sen kaç
uykunun ortasında kaç rüyada kaç
bekleyenin umuduyla oynayıp
talan edip hayallerini ve kalplerini
tuzla buz edip bir hamlede
yastığına çekildin
ben bilmiyorum
bilmiyorum ellerinde kaç kalbin çıkmayan kanı
kaç sevgilinin dinmeyen gözyaşları
kaç zaman tünelinden geçip buraya geldin
sen kaç yaşındasın kaç
ben yetişemiyorum
bir çembere hapsedilmiş çocuk atlıkarıncaya
yetişiyorum
güneşin sessiz sedasız çekilmesine kabuğuna 
yetişiyorum
toprağın yas tutma biçimine
yağmurun çılgın dökülüşüne
gecenin ürkünç gizemlerine 
yetişiyorum
topuğu kırılmış sivri burun kunduraya
vaktinden birkaç yıl önce gidilmiş
önemli bir randevuya
Tanrı'yla hesaplaşmaya
basımı durdurulmuş bir kitap okumaya
öndeki arabayı takip eden
taksiye
yıldız falında intihar çıkan kızın
ertesi günkü keman kursuna
seni ilk kez görüyormuşum da sana ilk kez
tutuluyormuşum gibi beklemeye
sana ilk kez bakıyormuşum da sende ilk kez
bin yıllık bir özlem buluyormuşum gibi
hüzünlenmeye
içmediğim tütünlerin çekmediğim dumanlarına
birinciliği kıl payı kaçırmış bir yarış atının
bacağının kırıldığı lanet zamana
sabıkalı bir silahın alnıma dayanma anına
yağmurun şiddetini arttırdığı bitiminde gökkuşağı
getirmediği
rengarenk yalanlara
annemin kızlık soyadına benim kızlık soyadıma
doğmamış çocuğuma rahmime düşmemiş tohumuma
etime geçmemiş sıcaklığına
elime değmemiş elinin kıvraklığına
sesinin beynimde yankılanıp yankılanıp
bir şey yapmamış gibi çekilmesine
bir vitrinde kendi halinde bekleyen
ucundan yırtılmış yağmurda efkarlanmış
bir kayıp ilanına
yetişiyorum hem de çok kolay 
yetişiyorum
sen kaç yaşındasın ama ben onu soruyorum
yetişemiyorum
çünkü görüyorum
zamanın sana cömertliğini
susarak özlemeyi, umarak beklemeyi, sessizce sabretmeyi
dokunup çekilmeyi
seslenip unutmayı
ve uyumayı
bir ömürdür uyumamışsın gibi sevgili başınla
ve duymamayı
adını bağıran çatlamış dudakların çığlığını
bahşettiğini
sen kaç yaşındasın kaç
kere daha ihtiyacın var inanılmaya
sevilmeye
derine çekilmeye
beklenilmeye
kaç oyun daha ve sonra bıkacaksın
kaç el daha hileyle kazanacaksın
kaç gerçekleşmemiş rastlantı için
yıllar harcayacaksın
kaç yaşındasın sen
ben bilmiyorum
her şeye yetişiyorum dünyada
herkese
10 yaşımın 
yağ satarım bal satarım koşturmacasına bile
genç kızlık heveslerimin
diri diri gömüldüğü yerlere
ilk aşkıma ilk öpücüğüme ilk yangınıma
her şeye
sana yetişemiyorum

kaç yaşındasın
kaç
ben bilmiyorum







26 yorum:

  1. Şiirin beni büyüledi Fidan, kalemine sağlık kızım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gurur duydum, sağ olun Ece Hanım :) Sevgiler.

      Sil
  2. Vay vay vay döktürmüşsünüz yazar hanım çok güzel çok beğendim, o kadar beğendim ki espri yapmadan gidiyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ciddi misin? Bu bir espri değil yani değil mi :) Teşekkür ederim :)

      Sil
  3. Zaman insanın elini kolunu bağlıyor. Yapmak isteyip de bir türlü yapamıyoruz kafamızdan geçenleri. Yaşlandıkça büyüyor lokmalar ağzımızda. Düğüm düğüm ta ki nefes alamayıncaya kadar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiiri özetlemişsiniz sanki :) Teşekkür ederim.

      Sil
  4. Çok güzel olmuş bir solukda okuyup sonra tekrar tekrar okumak :)))

    YanıtlaSil
  5. Akmışsınız Fidan hanım..ve bu akış ile beraber hayatın yaprakları da kalbinizin suyuna karışıp satırlara süzülmüş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel bir yorum bu böyle. Çok teşekkür ederim :)

      Sil
  6. "vaktinden birkaç yıl önce gidilmiş
    önemli bir randevuya"
    Bu dizeler... Ne diyebilirim ki, harika! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğendiğine sevindim sevgili Gazeteci, çok teşekkür ederim :)

      Sil
  7. O güzel kalemine, yüreğine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin de okuyan gözlerinize, duyan yüreklerinize sağlık :) Teşekkür ederim.

      Sil
  8. Kalemine saglik kalem sihirbazi arkadasim. 😍😍😍

    YanıtlaSil
  9. Hayranlıkla okudum yine yazmışsın yazacağını :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel böyle şeyler duymak sizden. Teşekkür ederim :)

      Sil
  10. Biz büyüdük ve dünyamız küçüldü hayallerimiz sıkışıp kaldı, gerçekten de kimlerdi ve yaşları kaçtı. Zihninin en yaratıcı köşesine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sahiden, küçükken çok daha büyük bir dünyamız vardı. Büyüdük, kapattık zihnimizi de kalbimizi de insanlara. Teşekkür ederim sevgili deep.

      Sil
  11. beni hançerleseydin daha az canım acırdı. yine de teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üzülüyorum böyle söylemene ama... Ben yazarken yalnız kendimi hançerlediğimi sanıyorum, sen beni gerçekle yüzleştiriyorsun :) Yine de rica ederim.

      Sil

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *