Hangi
hasattan tanıyorum ben seni
Hangi
yazda kurağa çıktın sevgilim böyle
Hangi
beklediğin güneş doğmadı ölesiye…
Kaç
çocukluk aşmak gerek beşikten hayata
Hayatın
en kalaba, en sabıka, en fukara
En
yara yerine varmaya sana.
Beşikten
toplanıp süt kokulu ağzına bir cigara
Hayatın
el vermediği, yar vermediği, gün vermediği
Gül
vermediği…
Göğsüne
bir ebedi sancı koyulan
Toprağın
kıdemlisi çocuk, sen.
Hangi
kurşun vuruldu yangınına, hangi kurşun
Delip
geçemedi bağrındaki ateşi?
Bekledi.
Daha
önce bulunmuş muydun kaybolmuş bir gencin robot resminde?
Viran
bir duvarda, bir ağaç gövdesinde
Camekanlarında
şehrimin çalışkan dükkanlarının
Şehrimin
namuslu esnafının yüzündeki kederde…
Yerde…
Kaç
iğneyle tutturdular hayata seni bir bulunma ümidine?
Kaç
asılsız ihbarla avuttun yitikliğini
Kayıplığını
çiğneyen hayasız ayakların lekesini
Kaç
yağmurda silkindin çürümek pahasına?
Böyle
sızılar içinde kalışının bir sebebi var değil mi?
Var.
İster
misin bulunmak hiç aranmadığın yıldızsız bir gecede
Ben
seni bulayım.
Hangi
çocuksun sen?
Bahçede
nar ağacı misali yaprakları taze
Bekleyeni
çok
En
sevgili dostu güneş olan, saklanmayı kader sanan
Hepsi
hepsi bir sevdayla oyununa çomak sokulan
Sen
hangi çocuksun?
Hiç
gördüm mü seni ben?
Koşması
başka, düşmesi başka, ağlaması yok
HİÇBİR
ÇOCUKLA ÇOK ARKADAŞ
Ve
hepsinden önce yaşlarını alan.
Bütün
bildiği, anladığı yalnızlığı
Kökü
toprağında kuruyan…
Böyle
kuraklar içinde kalışının bir sebebi var değil mi?
Var…
Olsun
Hiç
bulunmayacak bir kayıp da olsan
Arıyorum
ben seni
Kuruyan
bütün dallarınla, bütün köklerinle
Hiç
yeşermeyeceğini bile bile
Seviyorum
ben seni.
seviyorum bende seni ve yazılarını ;)
YanıtlaSilAcı çekeceğini bile bile yapıyor insan.
YanıtlaSilÖnemli değil ya :)) cidden o bile güzel geliyor :)
Sil