Her şeyi hatırlıyorsun sen değil mi? Ben çoğunu unuttum. Aslında tam unuttum denemez. Hatırlayınca içimi acıtanları kalın örtülerin altına sakladım. Örtüyü açıp bakmıyorum çok gerekmedikçe.
Mesela örtünün altında birlikte yaşadıklarımız var. Birlikte aç kaldıklarımız, birlikte kavgaya tutuştuklarımız, birlikte karakolluk olduklarımız, birlikte sokakta sabahladıklarımız, birlikte acıdan kavrulduklarımız... Benim seni hiç kırılmayacak bir şeymişsin gibi acımasızca yerden yere çalışım var. Hiç hak etmediğin şeyler yaşatışım var. Gözbebeklerine baka baka hançerden sivri dilimle kanatmalarım var yüreğini. Hesabını soramadıklarımın öfkelerini çıkarmalarım var senden. Bana yapılan her şeyi sana yapmalarım var gaddarca... Koca adam hüngür hüngür ağlayışların var karşımda, çaresiz...
Beni sevme demiştim sana. Benim sevilecek hiçbir şeyim yok. Peşime takılma ayakların parçalanır. Ellerini uzatma ne yapsan tutamazsın. Baş edemezsin taşıdıklarımla, dindiremezsin beynimde çıldıran fırtınayı. İçimdeki okyanustan geçemezsin demiştim. Bittim demiştim, bana benden fayda yok... Tuttun en sevdiğin bir şeyin ardına düşer gibi düştün peşime. Düştüm düştün... Kalkamadım... Kalktın beni kaldırdın. Tuttum seni düşürdüm tuttun güldün çocukça... Aptal mısın dedim tuttum. Aşığım dedin. Tuttum güldüm... Tuttun daha çok sevdin...
Şimdi, onca yazamadığım şeyden sonra ben sana gerçek bir mutluluk verebilmek isterdim. Çünkü, öylesine biliyorum mutluluğu herkesten ve her şeyden çok hak ettiğini. Ama, veremiyorum işte. Çünkü, eksiklerim ve yaralarım ve anladıklarım ve duyup gördüklerim ve şu kirli dünyanın ta kendisi ve olanlar ve benim bizzat şu çok ince yüreğim...
Çünkü, içimde dizginleyemediğim birtakım siyahi duygularım... Acılar acılarımız... Çünkü, hep ama hep yenilmişliğin omzuma yüklediği bu soytarı ağırlık... Bırakmıyor ki kendimi bir kitap gibi ezberlemiş oluşum yakamızı. Bırakmıyor ki üstüme kalleşçe sinen bu ucube yalnızlık... Sen çok koştun çok hızlı koştun. Her şeye yetişebilirdin herhangi birine mesela. Bütün sevinçleri tutabilirdin paçasından sıkı sıkıya. Bir kaplan gücüyle saldırmıştın hayata her şeyin olabilirdi. Gidebilirdin, bütün yollar açıktı sana. Tuttum kanatlarını kopardım uçamıyorum diye. Prangalar taktım ayağına gidecek yeri olmayan bir garip benim diye. Gülüşlerini soldurdum dudaklarında, güldüğüm ne varsa parçalayan herkes yüzünden. Savaştın sen kahraman. Savaştın ve kaybettin. Beni kazandın sandın. Tam bir ömür kaybettin...
Bir lanet gibi sıçrattım karanlığımı üstüne. Ayak diredim yalnızlıkta, yalnızlaştın benimle. Neyime güvenerek bilmeden meydan okudum dünyaya, saf tuttun inadımla. Sustum, sustun. Susturdum sustun. Konuştum sustun. Emdim kanını emercesine dünyadan kopardığın ne varsa. Işığından sömürdüm, gücünden nemalandım, direncinden ısırdım. Sabrından faydalandım, neşenden tırtıkladım... Bir köprü oldun hayatla aramda, tırmandım... Tırmandım... Yordum seni, üzdüm seni, beklettim ve karaladım...
Belki bir şeyler söylesen bana, öfkelensen, kırsan kırdığımın bir parçası kadar hiç değilse... Küssen mesela... Nasıl hakkındır bilemezsin senden çaldığım ne varsa gırtlağıma çöküp almak. Nasıl hakkındır bilemezsin umarsızca hesap sormak. Nasıl hakkındır bilemezsin artık düze çıkmak istemek, gülmek, eğlenmek, boş vermek... Nasıl hakkındır bilemezsin bıktım diye haykırmak ve hatta gitmek...
Örtünün altında soylu bir heykel gibi direnişin var canım. Örtünün altında kumdan bir kale gibi yıkılışın var. Örtünün altında öksüz çocuklar gibi iç çekişin var. Bir nasılsın demeyişim, desem de dinlemeyişim, yorgunluğum, bezginliğim, dinmeyen öfkem, bencilliğim var. Büyük bir kavga gibi edilişin var ve müthiş bir zafer gibi çıkıp gelişin. İki kişilik oyunda yok sayılışın, bir kişilik bir hayatta kenara çekilişin, buyur edişin, dağ gibi kalbin, tek örnekliğin ve karşında ben... Siperlerim... İğnelerim... Dikenlerim dikenlerim...
Her şeyi hatırlıyorsun sen değil mi? Ben hayal meyal. En çok ellerini canım... Hünerli, kocaman, şiddetle sevgili. Sonra gözlerini, büyük yeşil bir ırmak gibi dirençle bakan gözlerime. Sonra tam kayıp giderken var gücünle yukarı çekmeni beni... Kimsece sevilmeyenliğimi tutkuyla sevmeni, kimsece beklenmezliğimi iştahla beklemeni, kimsece kavgaya değmezliğimi bir ömür savaşmaya değer görmeni.
Beni sevme demiştim sana.
Tuttun en çok o zaman sevdin.
Bence bu hayatta o çok ince yürekten daha çok olmasına ihtyiyacımız var...Yüreğine sağlık.
YanıtlaSilİnce yürekler iyidir... Teşekkür ederim.
SilBirileri duygulanmış mı ne:) Tabiki bizi de duygulandırmış. Ah keşke bütün sevgiler bu kadar gerçek olabilse... Çok etkilendim çok beğendim. Her cümlesinden samimiyet fışkırıyor, kalemine sağlık.
YanıtlaSilKesinlikle duygulandım evet. Duygularımla duygulandırabildiysem ne mutlu :) Teşekkür ederim, sevgiler.
SilÇok etkileyici olmuş emeğine sağlık. Edebiyat kokuyor efendim.
YanıtlaSilBeğendiğinize sevindim, teşekkür ederim.
SilSeven ne güzel sevmiş sevilen ne güzel sevilmiş. Kendini fazla gömme yanisi kıs kıs kıs :-D
YanıtlaSilKendimi gömmüş gibi göründüm tabii :) Abartmadan neyse yazdım aslında.
SilSon cümlede bir damla yaş düştü gözümden. Ne güzel yazmışsın. Her gün bir sürü rezillik görüp duyuyoruz. bunların arasında bu naif duygular insanı çok etkiliyor... Kalemin dert görmesin.
YanıtlaSilEn sevdiğim tepki: Gözyaşı. Çok teşekkür ederim.
SilBen senin toprağında duramam! Sen benim toprağımda açamazsın..
YanıtlaSilEski yazımı bile hatırlıyorsunuz ne güzel :) Sağ olun onur duydum.
SilAh duygular. Her şeye rağmen güzeldir..
YanıtlaSilKesinlikle Aze...
SilKarşılıklı iki tarafın birbirine geçmiş duyguları galiba.
YanıtlaSilDoğru :)
SilÇok güzelmiş...
YanıtlaSilTeşekkür ederim, beğendiğinize sevindim.
SilSevgi neydi? Sevgi emekti... sözünü yaşatan bir sevgiymiş. Çok güzel.
YanıtlaSilNe güzel bir kitap, bir film ve cümleler :) Teşekkür ederim.
SilEnişteyi çok zorlamışsın gibi hissettim :)) Çok güzel ve etkileyici bir yazı olmuş yüreğine sağlık...
YanıtlaSilMaalesef :) Teşekkür ederim, beğendiğine sevindim.
SilBenim içimde benim bile bilmediğim duygulara temas eden bir yazı yazmışsınız. Hiç te buna benzer yaşanmışlıklarım yok oysaki. Okurken duygulanmaktan kendimi alamadım, yüreğiniz dert görmesin.
YanıtlaSilGüzel sözlerin için teşekkür ederim. Onur duydum sevgili Aslıhanca.
SilEvet hatırlıyorum her saniyemizi:) "Tuttum seni düşürdüm, tuttun güldün çocukça... Aptal mısın dedim tuttum. Aşığım dedin. Tuttum güldüm... Tuttun daha çok sevdin." Bu cümleler aslında özet olmuş:) Tutuldum sevdim. Tuttum daha çok seviyorum. Çok duygulandım yavrum yüreğine sağlık...
YanıtlaSilİyi ki varsın. İyi ki tutup beni sevdin.
SilAcaba dedim ben o zamanların az da olsa bir kısmına şahit oldum diye mi böyle etkilendim? Ama yorumlara bakınca öyle olmadığını anladım. Gerçekten de bu zamanda Yunus gibi birine rastlamak zor. Sevgisiyle sabrıyla iyiliğiyle çok değerli bir insan o. Ama seni bu kadar sevmesi tesadüf değil tabi ki, sen çok özel bir insansın ve çok çk özel bir kalbin var, bunu asla gözardı etmemelisin. Ve ben Kavgakıran yazı serisinin önce kitap sonra film olacağına canı gönülden inanıyorum çünkü siz çok gerçek bir şeyi yaşadınız ve hayatla savaşarak birbirinizi çok hak ettinz... Öpüyorum seni o güzel yüreğinden.
YanıtlaSilÇok az bir kısmıydı sözünü ettiğin. Yazarken yetersiz kaldığımı ve kalacağımı düşündüğüm birçok şey var. Bakalım... Teşekkür ederim güzel sözlerin için, bunları göz ardı etmemeye çalışacağım.
SilFidan merhaba uzun zaman olmuş gelmeyeli. Tabii sen de gelmedin ne zamandır unuttun beni. :) Sen neler yapmışsın öyle. Ama demek ki çok seviliyorsun. Son yazında yalnızım demişsin ya değilsin bak. Seni çok seven biri var daha ne olsun.
YanıtlaSilHoş geldin, seni gördüğüme çok sevindim. Unutmadım tabii ki:) Blog alemiyle bir kopukluk yaşıyorum, nedense toparlayamadım bir türlü. Bloğuma girmediğim bile oluyor bazen. Ama, aklımdasınız ve uğrayacağım inşallah. Teşekkür ederim, sevgiler :)
Sil