Kıymetli Bodrum ahalisi,
Babası bitiyor, komşusu başlıyor.
Komşusu bitiyor, öğretmeni başlıyor.
Öğretmeni bitiyor, parkta “Ne yaparsan yap ama beni rahatsız etme” diye ortalığa saldığınız, Allah bilincinden ve terbiyeden uzak çocuklarınız başlıyor.
O bitiyor, ayakkabı satıcısı, terzisi, kasiyeri başlıyor.
Yeter artık.
Seviyorum bahanesiyle bir çocuğun saçına, yanağına dokunamazsınız.
Disiplin ediyorum bahanesiyle kolunu tutamaz, bedenine temas edemezsiniz.
“Tosunum, sen de biraz spor yapmış olursun” gibi had bilmez ifadelerle sınır ihlali yapamazsınız.
Çocuklarınıza öğretin:
Benim çocuğum onu arkadaş olarak seçmediyse, çocuğumla istediği gibi konuşamaz.
Ve benimle hiç konuşamaz.
Benim çocuğum Allah bilinciyle büyüyor.
Geceleri Kur’an dinlemeden uyuyamaz.
Kendisine saldırılmadıkça kimseye bağırmaz, saygısızlık etmez.
Tanımadığı insanlara yaklaşmaz.
Ve hata ettiğinde özür dilemeyi bilir.
Ben ona duygularını bastırmadan yaşaması için alan açtım.
Onu korkuyla değil, sevgiyle büyütüyorum.
Kısacası, benim çocuğum “herkesin ortak malı” değil.
O, Allah’ın sevgili kulu ve benim biricik oğlumdur.
Ben annesi olarak nerede nasıl konuşmam gerektiğini bilirim; ona da öğretirim.
Siz sınır bilin, taciz etmeyin, hak ihlali yapmayın yeter.
Kavgasız, gürültüsüz, Allah, Kur’an ve zikirle dolu bir evde gözüm gibi koruyarak büyüttüm onu.
Bunun için ateşten geçtim. Yanmadım; dönüştüm.
Sizin normalleştirdiğiniz “baskı ve şiddet”, bizim hayatımızda Allah’ın en sevmediği işlerdendir ve yeri yoktur.
Kendinize ne yaparsanız yapın, bize karşı sesinize, hâlinize, tavrınıza dikkat edin.
Bizim ruhumuz Allah’tan.
Biz değerliyiz.
Ve değerimizi de çok iyi biliyoruz.
Kimsenin hakkına girmedik, kimsenin sınırını ihlal etmedik.
Kimse de bize bunu yapamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.