Yüzeyde Parlayan, Derinlikten Kaçan Bir Hikâye Adaline'in ölümsüzlüğü, trajik ve felsefi bir mesele olarak önüne konur: Zaman akarken bir kadın aynı kalır. Bu, Mevlana'dan Virginia Woolf'a kadar pek çok ruhsal ve edebi kapının anahtarı olabilir. Ama film bu kapıların hiçbirini açmaz. Sadece görüntülerle o kapıların önünden "geçer".
Adaline'in ruhsal yolculuğu yerine, bize süslenmiş bir kabuk sunulur. Onun iç sesine, inancına, Tanrı'yla (ya da zamana, sonsuzluğa dair) bağlantısına dair bir şey göremeyiz. Zaman onun için sadece "bir bela"dır, bir anlam değil. Bu yüzden de anlatı, derinlik kazanmadan biter.
Kostüm Var, Kalp Yok
Filmin görsel dili güzeldir. Dönem kostümleri, retro atmosfer, içten içe merak uyandıran anlatıcı sesi... Ancak tıpkı rüyada gibi hissettiren bu şeylerin altı boş bırakılmıştır.
Adaline kaçar. Kendinden, gerçekten, insanların kalbinden... Hatta belki Allah'tan. Ve film bu kaçışı sanki zarif bir bağımsızlık gibi sunar. Oysa insan yaşayarak, bağlanarak büyür. Adaline, yaşamayıp sadece oradan oraya kaçıp durur. Bu sırada var olmayı da unutur, çünkü durup kendi varlığına bakacak cesareti yoktur. Ruhsuz bir zarafet, izleyicide sadece göz bünyesinde bir iz bırakır; kalpte değil.
Aşk, Kurtarıcı Olarak Pazarlanıyor Bir erkek gelir ve her şey düzelir! Adaline'in senelerce kaçtığı kaderi, aşıkla bir anda anlamlanır. Ama burada da ciddi bir eksiklik vardır: Aşık, bir "ayna" değil; sadece bir teselli aracı gibidir. Oysa gerçek aşk, seni kendine döndürür; seninle birlikte Allah'a yaklaştır. Bu aşk, kıl payı yüzeyde bir tensel tutkulu buluşma olmaktan öteye gitmez. Bu nedenle de ruhsal dönüşüm yaratmaz.
Son Söz: Bir Ezan Duyulmadan Geçen Film "The Age of Adaline" bir ezan gibidir, ama ne duyan vardır ne de çağıranın yüreğiyle okuduğu. Çağrı var, cevap yok. Tema var, derinlik yok. Göz var, kalp yok. Sadece izlenmiş bir film değil bu; kaçırılmış bir ruhsal fırsattır. Filmi hem yapanlar hem de izleyenler için.
Puan: 10 üzerinden 5 Sinematografi: ✓
Duygu: ✗
Derinlik: ✗
Ruh: ✗
"Bir şey diyecekmiş gibi yapıp uzun uzun sustu."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.