4 Haz 2025

İKİ RUH KONUŞUYOR (INSTA DM üzerinden 😁)

Ece: Ne güzel yazıyorsun.

Fidan: Sizin için (kadınlar-çocuklar) yazmamı buyuruyor. Deli demeyip "ne güzel" yazdığına göre senin ruhun da hatırlıyor...

Ece: Çok ilgimi çekiyor evet. Demek ki sende bu potansiyel varmış ve ortaya çıkıyor.

Fidan: Sende de var. Sadece kendi kıymetini fark edip “Allah’ım, ben artık topluma, bir erkeğe, etiketlere değil; Sen'in rızana, Sen'in sevgine, yakınlığına bakıyorum. Bunu önemsiyorum demek lazım. O da zamanı gelince olur elbet... Allah en iyisini bilir.

Ece: İnsan önce kendine, sonra başkalarına faydalı olabiliyor. Yazdıkların çok

anlamlı. Yaşadığın faydaları görebiliyorum... Allah'ın izniyle O'na daha da yakınlaşmayı umut ediyorum. En doğru zamanı Allah bilir.

Ece: Blogdaki yazıların neden bana bu kadar tanıdık geliyor. Seninle tanışmayı, hikayeni dinlemeyi çok isterdim.

Fidan: Çünkü sen de zaten çağrılıyor olabilirsin. Ben ne zaman ki kendime özüme değer vermeye başlayıp “Benim ruhum Allah'tan üflendi. Ben yeterim, tamım, bilirim. Bana emretmeyi, dikte etmeyi bırkın.” dedim herkese ... Yolum açıldı çok şükür.

Ece: Hayatımda aşama aşama bir çok düğüm çözüldü. Başka çözülmesi gereken nedir diye bulmaya çalışıyorum.

Kendime değer vermeye başladığımda da, hala eksik yaptığım neydi de hayat bana değer vermiyormuş gibi aşırı yükler yüklüyor diye hissediyordum.. Hayatın yüklerinden başımı kaldırıp Allah’ı çok fazla anmak istiyorum artık.

Fidan: Ve O da senden tam da bunu istiyor. Seni istiyor.

Ece: Öyleyse niye bana bu kadar çok yük verildi? Sürekli Allah’ım hayatımı ve günlerimi kolaylaştır diye dua edecek kadar.

Fidan: Yükleri O vermiyor. O seni olduğun gibi seviyor, sadece varlığın yeter. Yükleri insanlar toplum erkekler okul annelik dayatması veriyor. Onları itip Allah’a yönelince, “Ben zaten varlığımla yeterim. Allah beni böyle seviyor.” deyince, 0 da sana diyecek ki “Gel Ecem. Ben zaten hiç gitmemiştim.”

Ece: Katılıyorum. Toplumdaki dayatmalar, insanlar her şeyi

zorlaştırıyor.. Zaten hiçbirini kabul etmiyorum. Ama, özgürlüğümü engelleyen

şeyin çaresiz kaldığım anlar olduğunu görüyorum.

Mücadele etmek zorunda olduğum şeyler, beni kısıtlıyor. Hiçbir şeye yetişememek... Tek başıma yetişebilecek bünye ile yaratılmamış gibiyim.

Annelik, ekonomi vs.. Toplum insanın başını kaldırmasına izin vermemek için her yerden kuşatmaya çalışıyor sanki. Fidan: Hepsini ittim. Hepsini reddettim. Ben Allah'ın kuluyum. Ben de O'nun çocuğuyum, değerliyim, bana bu kadar yüklenemezsiniz dedim. Sonra O beni yürüttü. Nasıl yaptığımı bile anlamadan çarelere yürüdüm. Şimdi başımda erkek yok, evimde Allah zikriyle yaşıyorum, yazıyorum ve çocuğumu da seviyorum; ama sahibinin ben değil, Allah olduğunu biliyorum. Herkese de böyle söylüyorum O zaten tam, Allah onu kendi ruhundan bir parçayla gönderdi. Nasıl eğitime muhtaç olabilir? O da özgür ,o da birey ve Allah'a ait. Ben sadece destek olurum.

Ece: Kesinlikle, çocuğumun sahibi ben değilim. Sadece ona eşlikçiyim... Bu süreçte

defalarca sınanacağımı bilmeyerek çıktığım bir yoldayım. O zor bir çocuktu, insanlar bana üzülerek bakardı nasıl baş ediyorum diye... Onun tüm zorluklarını bile severek,

olduğu haliyle kabul ederek yanında olmayı seçtim. Yük olarak görmedim. Ama bir

yandan da tükendim. Allah çaresiz anlarda mutlaka çare olacak kapılar açıyor... Bundan da eminim.

Fidan: İşte artık öyle hissetme. Allah’ım ben yetemiyorum. Sırtıma yüklenenlerden yoruldum, emanetine sen sahip çık de. Yapabildiğin gibi annelik

yap. O kızmaz, hatta sevinir. Ece biraz rahatlayacak der. O’ndan daha güzel bir çocuğa kim bakabilir?

Ece : Bazı şeyleri elimle itemiyorum. Yeter uzak dursun benden bu yükler desem de, onları kontrol edemiyorum. Onlar benimle geliyor...

Fidan: Zamanla olur. Zaten o çocuğa hiçbir şey bilmiyor olarak

değil, o Rabbini ve gökyüzünü hatırlıyor olarak bak. Küçük,

hiçbir şey bilmeyen bir çocuk yerine, çok kıymetli bir ruh göreceksin.

Ece: Çok haklısın, böyle dua etmeliyim, daha cok Allah'a teslim olup O'ndan istemeliyim. Daha çok O'nun önündeki acizliğimi görüp O'nun Yüceliğine sığınmalıyım. Hep beni koruduğunu ve hazırladığını aklımdan çıkarmamalıyım. Benden istediklerini tümüyle yapmalıyım.

Ece: Oğlumdaki o kocaman sevgiyi gördüğümde, bazen Allah’taki sevgiyi görüyor gibi oluyorum.

Fidan: Ve çok doğru görüyorsun. Ne güzel görüyorsun. Allah yolunu açık etsin. Sadece niyet et, o niyetle küçük de olsa bir adım at. Gerisi Allah’tadır.

Ece: Çok teşekkür ederim sana

Fidan.

Fidan: Ben teşekkür ederim. Allah’ın bana “Yanlış yapmıyorsun. Kendinden şüphe etme artık, yürü.” dediği en güzel

cevaplardan oldun. Her ağladığımda “Ben de Allah’a yürümek istiyorum.” yazdın ve

ben gülmeye başladım. Allah

razı olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *