Uykuyla uyanıklık arasındaki o ince çizgide
Gökteydim… Süzülüyordum.
Hafiftim. Ve neşeyle haykırdım : "Allah’ım! Özgürüm!
Özgürüm! Özgür oldum!"
Özgür oldum baskılardan
Özgür oldum yarışlardan
Özgür oldum kalp kırmalardan
Özgür oldum acılardan
Özgür oldum yalnızlıktan
Koşuşturmadan,
kendini ispata çalışmaktan, hakaretten,
şiddetin her türlüsünden Sevgisizlikten,
zorla sistemin dişlisi yapılmaktan
Yetersiz hissettirilmekten
Fani dünyanın aldatmacasından... Özgür oldum...
O görünmedi; ama güzel sesini duydum:
"Nihayet anladın çiçeğim..."
Sonra tam uyandım.
Gülümsüyordum, hatta sırıtarak
Gece bana tebessüm ettiren O,
sabahıma da eşlik etmişti.
Titredim biraz
Yunus Emre’ye döndüm,
“Beni örter misin oğlum?” dedim. Örttü.
İşte o an…
Cennetin yeryüzü hâliydi belki de bu. Anne olmak, sevilmek,
gülümsemek ve hatırlamak…
Her şeyin yerli yerinde olduğu
o sade ve derin ân.
Gülerek uyananlar, artık uyumuyordur.
Ve "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?
_Evet Rabbimizsin, şahit olduk."
paylaşımımdan sonra yaşadım bunu...
Canım... Beni yine sevgiyle onayladı.
"Doğru hatırlıyorsun.
İyi gidiyorsun çiçeğim.
Onlara da hatırlat..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.