Bitmeyen şiirler, taslak halinde bütünlüksüz paragraflar, kafamda edebi edebi cirit atan cümlelerle doluyum. İçimde süslü sanatlı metinler kol geziyor başıboş. Zincirini koparan iyi miyim kötü müyüm demeden imge oluyor.
Benimse hiçbirini ciddiye alıp yazıya dökesim yok. Böyle lay lay lom şeyler yazasım var sadece. Yorgun muyum neyim? Kızgın mı, bitmiş mi hangisi? Bilmiyorum. Bir kışı bitirmeye çalışıyorum kendimce. Hasarsız diyemem aldım alacağım hasarı. Sağ bitirmeye çalışıyorum diyelim.
Niye bu kadar üşüdüm sıkıldım acaba bu kış ben? Çok daha savunmasızken çok daha kötülerini görmüşken üstelik? Bitmedi gitti canına yandığım. Al yağmur çiseliyor yine iyi mi. Ağaçlar üşümüş, kediler üşümüş, ben üşümüşüm. Ne acıdır ki kalbimin bile üşüdüğünü hissediyorum hayatımda ilk defa. Oda sıcak, mecbur kalmadıkça yataktan çıkmıyorum bile; ama üşüyorum.
Hem de kalbimle beraber.
Hayatı benimle can sıkıntıma, üşüyüşüme kadar paylaşan adam bile anlam veremiyor. Dizi izliyoruz, kitap okuyoruz, bazen sadece sarılıp konuşuyoruz, bazen kavga ediyoruz, düzeltiyorum ben kavga ediyor ve ettiriyorum, sevdiğimiz şeyleri yiyoruz, kedilerimizle boğuşuyoruz, müzik dinliyoruz, az kalsın unutuyordum çay içiyoruz tabii ki susuzluktan kırılmış gibi. Cık. Üşüyorum. Ve bitmiyor kış.
Bana haftalardır "Az kaldı sık dişini. 2 haftaya çiçekler açacak, etraf güllük gülistanlık olacak." diyor. Başta inanıyordum da şimdi her söylediğinde gülesim geliyor. Hangi iki haftaya acaba. Bitmiyor işte. Bitmiyor.
Kışın özellikle gececi oluyorum. Ne yaptıysam düzeltemedim. Öğrenciyken o kadar kitap okurdum, o kadar ders çalışırdım ki sabah 6'da kalkmam gereken günlerde bile sabaha karşı 3'te ancak uyurdum. Dokunmazdı bu bana. Bizim ev baya kalabalıktı, sessiz sedasız saatleri yakalayacağım diye geceyi beklerdim hep. El ayak çekilip herkes yatağına gitti mi dünyalar benim olurdu ve tabii ki kitaplar.
Alışmış kudurmuştan beterdir diye boşuna demiyorlar. O zamanlar gündüz okul ya da iş gibi mecburiyetlerim vardı; şimdi yok. Şu saatte kalkacaksın, şunu yapacaksın, şöyle yaşayacaksın diye ahkam kesen bir kocam da yok. Aksine hangi saatte ne yapmak istiyorsan o saatte onu yap, ev senin keyif senin zaman senin der durur. Kızarım ben de "Beni düzene alıştıracağına hepten keyfiliğe itiyorsun." diye. Kızarım; ama bir kez daha severim.
Oldum olası battaniye gibi kazaklarla, astronot giysisi gibi montlarla rahat edememişimdir. Azıcık kalın bir şey giysem biri gırtlağıma sarılmış gibi gelir, astımın da etkisi var ister istemez. Dedim ya ısınma sorunum yok, dışarı çıkma zorunluluğum yok, üşümek için mantıklı hiçbir sebebim yok; ama üşüyorum.
Papağan gibi tekrarlıyorum "Başarısız, boktan bir kış geçirdik / Kanımız bile doğru dürüst akmadı / Bir sürü çocuğu öldürdüler..." dizelerini Turgut Uyar'ın. Başarısız bir kışın ne demek olduğunu sanırım ilk kez anlıyorum. Ve gerçekten daha önce gördüklerimin yanında bu aslında hiçbir şey.
Düşündüm de belki konu budur. Üşüyorum demeye, birine nazlanmaya fırsat bulamadan kışlar geçirdiğim oldu. Yazmayı sürdürdüğüm seride anlatacağım için burada bahsetmeyeceğim şeyler yaşadım. Üşümek de neymiş? Donar donar çözülürdüm. Onun mu acısını çıkarıyorum acaba? Hayatta beni seven, önemseyen, iyiliğimi rahatımı düşünen o tek insanı yeterince canından bezdirmiyormuşum gibi. "Ben eskiden çok üşümüştüm Yunus. Nazlanacak hiç kimsem yoktu. Şimdi üşümüyorum; ama sen varsın." mı diyor acaba bilinçaltım? Ne pis ne mikrop bilinçaltım varmış arkadaş...
Bahar gelsin artık ne olur. Güneş sorgusuz sualsiz saçılsın dört bir yana. Ağaçlar silkelensin, çiçekler baş göstersin. Hayvanlar neşelensin, dağılsın üstümüze olanca ağırlığıyla çöken şu kasvet. Sabahların bir anlamı olsun. Gündüzlerin bağlayıcılığı...
Kalbim üşümesin daha fazla.
Kalbim üşümesin.
Avutamıyorum.
Merhabalar.
YanıtlaSilEvet değerli Söz Sanatı, bu kış çok üşüdük, hem de yüreğimizle birlikte. Bir biz değil, tüm canlılar üşüdü bu kış. Tüm alem, sabırsızlıkla yaşanacak o güzelim baharı bekliyor. İnşAllah baharda bari üşümeyiz.
Selam ve dualarımla.
Doğru söylüyorsunuz Recep Bey, yalnız biz mi? Cümle alem üşüdü. Bahar yüzümüzü güldürsün umarım. Teşekkür ederim.
SilHer ne kadar senin kadar edebi anlatamasak da bu kistan çogumuz bunaldik sanirim. Ben de gün hatta saat sayiyorum bahar için. Ve aynen hiç bir sey yapasim yok.
YanıtlaSilTakvime bakmaktan helak oldum Derya :) Geçmiyor günler geçmiyor :)
SilTuhaf bir şekilde kışı severim. Uzun akşamlar dinlendirir beni. Soğukta battaniyeme gömülürüm, camı açıp buz gibi havayı içime çekerim, binbir isteksizlikle dışarı çıkıp sonra da iyi ki çıkmışım derim. Pazardan aldıklarımı balkona atarım,oh buzdolabına sıkıştıracağım diye uğraşmama gerek yok :) Kar manzarasına bayılırım. Sanırım serde kutup ayılığı falan var.
YanıtlaSilBence kışın en zor zamanı şubat marttır. Baharı beklersen gelmez bir türlü. Beklemem onun için mümkün olduğunca. Dikkatimi başka şeylere veririm ki bahar bana belli etmeden gelsin :D
Günaydın :) Güneşin olsun gönlünde 🌞
Allah iyiliğinizi versin :) Serde kutup ayılığı filan var :)) Keşke biraz ben de sevebilseydim sanırım daha kolay olurdu. Teşekkür ederim.
SilEdebiyat yapmayan halin buysa :) Yalnız değilsin canım ben de bunaldım, sahiden çok uzadı. Bu kasvet çoğu kişinin üstünde.
YanıtlaSilÜşüyorum üşüyorsun üşüyor :)
SilÜşüyorum diye diye üşüttün he :D
YanıtlaSilKusura bakma :)
Silİnsan ister istemez bulunduğu zamanın ruhuna ve bulunduğu mekanın şekline bürünür. Zaman ve mekanın oluşturduğu şartlara kendini teslim eder. Herşeyin aşırısı bizi ruhen ve bedenen olumsuz etkiler. Varlığımız sanki itidale göre programlanmıştır. Yine de insan olarak büyük felaketlere, afetlere ve büyük travmalara yenik düşeriz. Kışın buz keser donarız buna karşın yazın cayır cayır yanarız. Bir de bunun asimetrik ve ruhsal ıstırapları vardır. İnsan soğukta cayır cayır yanabilir, sıcakta da sıtmaya tutulmuş gibi tir tir titreyebilir de.
YanıtlaSil.....
Herşey iç içe girmiştir. İnsan düşüncede, duyguda ve davranışlarda tek başına ve laynız değildir. Toplum olarak ve bütün evren olarak yaşadığımız gerek bölgesel ve iklimsel, gerek sosyal ve antropolojik olarak birbirinin varlık sebebi ve nefes alma sebebidir.
.....
Dışarına üşümüş bir kedi yavrusu da bizi perişan edebilir. Sokağa bırakılmış bir bebek gibi. Susuz kalmış bir çiçek de, yolunu kaybetmiş bir böcek de bizi derinden etkileyebilir. Oysa biz neyiz ki evrende bir noktayız belki ama, bir nokta oluşumuzla koskoca evreni içimizde hissederiz. Mutlu ve huzurlu olduğumuz kadar, dünyanın diğer bir ucunda canı acıyan bir varlık varsa onu içimizde sızısını hissederiz.
.....
Bu paylaşımnızla aslınad
siz kendinizden bahsetmiyorsunuz.
Diyorsunuz ki herkes mutlu ve huzurlu olsun ki
Ben de onun bir parçası olayım.
Belki de vicdanın tarifi budur.
Teşekkür ederim.
O konuya da değinecektim; ancak yeni bir yazı konusu olabilecek kadar çok yönlü olduğundan uzak durdum Profösör. Değerli yorumunuzla bir eksiği tamamladınız, kaleminize sağlık.
SilBu sene kış sanki çok uzadı. Ya da kışı kış olarak yaşadık bizlere zor geldi. Yorulduk ama değil mi? Soğuk havalardan soğuk insanlardan bahar gelse de herkesin içi kıpır kıpır olsa :)
YanıtlaSilHatta gelse bahar ayları da gevşese gönül yayları
Bir bana mı böyle geliyor diyordum :) Sakız gibi uzadı mübarek. Hem yorulduk hem sıkıldık sevgili Çocuklu Hayat :) Gelsin bahar ayları gevşesin gönül yayları katılıyorum :)
SilBu kış çok uzadı çookk... Gelsin artık bahar tüm sevecenliği ile. Biraz gönlümüz şenlensin, dağılsın kışın kasveti...
YanıtlaSilDört gözle bekliyorum ben de canım:)
SilFidan, okurken üşümeni hissettim. Ben aslında üşümeyen bir kadınım ama bu sene kış gerçekten çelik gibi soğuk geçiyor. Bayağı benimsedi. Gideceğe benzemiyor demek istemiyorum. Sinirlerim haraboldu. Kış benim içimi daraltıyor. Güneşi arıyor gözlerim hep. Dileriz bahar günleri yakın olsun. Kediciklerin resmi olsa da görsem. Bizimkilerin hiç tadı yok evde, kuşkuyla bakıyorlar balkon camlarından. Sevgiler kızım :)
YanıtlaSilTam anlamıyla benim de sinirlerim harap oldu :) Soğuktan ziyade kara kara bulutlar, kapalı hava, o her yanı kuşatmış olan ağırlık sanırım bizi boğan. Yoksa ben de sizin gibiyimdir, öyle çok dayanıksız, mız mız bir insan değilim soğuğa karşı. Demek yanılmıyorum demek bu kışta var bir şeyler :) Minnoşlara kapının önündeki küçük bahçemizde bakıyoruz. Bir yazımda hepsine yer vermeye çalışacağım fotoğraflarıyla beraber :) Onlar da ne yapsın, direnmeye çalışıyorlar bir şekilde. Biz de yardım etmeye çalışıyoruz elimizden geldiğince. Sevgiler benden Ece Hanım :)
Sil