"ÜTÜ YAPMALIYIM"
Yurttan atıldığımdan beri kendimi eskisi kadar umutlu
hissetmiyorum. Sabahın köründe kalkıp okula, akşam üstü sularında okuldan çıkıp
işe gidiyorum. Gece yarısı yorgun argın eve geldiğimde de Nedamet Teyze’nin
söylenmelerini dinliyorum. Yalnız söylenmekle kalsa iyi, geç saatlere kadar
beni bekliyor. Kendimi yatağa atıp hiç değilse 4-5 saat deliksiz uyumayı hayal
ederken odamda bir ütü masası, ütü ve ütülenmek üzere komodinin üzerine
bırakılmış bir yığın giysi buluyorum. Ütü yoksa gecenin 1’inde toz alıyor cam
siliyorum. Başta, zor durumda olduğumu bildiği için benden para almayacağını
söylemişti. Ama, bunun yerine beni evin hizmetçisi olarak kullanacağını, almadığı
paranın karşılığını bu şekilde ödeteceğini söylememişti. Söyleseydi eminim para
vermeyi seçerdim.
***
Tabanlarımın sızısı geçmek bilmiyor. Oradan oraya
koşturmama rağmen hiçbir yere yetişemiyor, hiçbir şeyi tam anlamıyla
beceremiyorum. Burası okula çok uzak. Derse zamanında gidebilmek için 2,5 saat
erken uyanmak zorundayım. Yurttayken hiç değilse uyuyacak zaman buluyordum.
Yurt ücretini 2. kez geciktirdiğim için gözümün yaşına bakmadan kaydımı
sildiler. Ne çevrem ne param var, nereye gider ne yaparım dedim, dinlemediler…
Paran yoksa, gezmeye tozmaya gidemiyorsan arkadaş da edinemiyorsun. Birinden
para istemektense ölürüm daha iyi; ama her an para isteyecekmişim gibi
kaçıyorlar benden. Ne ben yanlarına yaklaşabiliyorum ne de onların beni
aralarına almaya niyeti var. Yurt müdiresi tarafından kapıya koyulduğum günün
gecesini sokakta geçirdim. Telefon ettiğim arkadaşlarım can havliyle “müsait
olmadıklarını” söyledi. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim olmadan,
valizlerimi oradan oraya sürükleyerek sokakları arşınladım durdum. Hava soğuk,
an be an karanlık çöküyor… Korkuyordum elbette. Gözyaşlarım sicim gibi
yanaklarımdan aşağı süzülürken tek düşünebildiğim geceyi nerede geçireceğimdi.
Şimdi bunları yazarken bile yüreğimin kağıt gibi yırtıldığını, çıra gibi tutuştuğunu
duyumsuyorum… Ben daha 19 yaşındayım! Sadece 19! Bütün bunlarla, bu kadar uzun
süre savaşmak için çok genç ve çok zayıfım…
***
O gece, üç beş kuruştan başka param olmadığı için bir
pansiyona da gidemeyince, şiddetini artıran kara daha fazla direnemeyerek bir
köprü altına sığındım. Oturduğum bankta, eğer ecel beni çökmekte olan bu gecede
bulacaksa lütfen biraz nazik olabilir mi diye dualar ediyordum. Donabilirdim
örneğin. Ama, bunun hiç de şık bir ölüm şekli olmayacağının bilincindeydim.
Tecavüze uğrayabilir, intihar edebilirdim ki bu, öncekinden daha kötü, daha
çirkin olurdu. İçinde kitap, kıyafet dışında bir şey olmayan valizlerim
gaspçılara cazip gelebilir, önce gasp edilir ardından fail-i meçhul bir
cinayete kurban gidebilirdim. Hayır bunların hiçbiri kulağa hoş gelmiyordu.
İşin doğrusu, yaşamak istiyordum ben. Geçen her saniye, düşen her kar tanesi
içime inanılmaz boyutlarda bir hırs, bastırılması imkansız bir öfke koyuyordu.
İnsanlara kızgındım. Herkes “iyi” olduğunu öne sürüyordu. Herkes, merhametli
vicdanlı şefkatli olduğunu iddia ediyordu. Ama bu “herkes” in içinden “biri”
bile bu kan donduran geceyi sarhoşların, tinercilerin, dilencilerin uğrak
yerinde geçirmek zorunda kalmama engel olamamıştı…
***
Donmadım. Tecavüze uğramadım. Gasp edilmedim. Ölmedim
kısacası. Sabaha kadar, kaynağını bilmediğim gözyaşlarımı akıttım durdum.
Titredim ve dua ettim. Ben tecavüze uğramadım; ama ruhum çingene pazarına
dönmüştü. Ben donmadım; ama yüreğim donmuştu. Hem donmuştu hem tecavüze
uğramıştı hem gasp edilmişti hem de öldürülmüştü… Usulca, kimsesizce,
habersizce, kan bile akıtmadan ölüp gitmişti… Şu an, sol göğsümün üzerinde
çarpan şu şey bir kalp, evet. Ama, biliyorum ben. Yüreğim o gece öldü ve öldüğü
yerde kaldı.
Bu Allah’ın cezası evde, bu odada, uykusuz 4 saat
geçirebilmek, biraz para biriktirebilmek için… Şimdi ütü yapmalıyım.
(sürecek)
(sürecek)
Ailesi yok mu bu kızın çok sıkıntılı bir okul hayati.Bu sorumun cevabını ilerisi bölümlerde bulabilirim belki.
YanıtlaSilVar, ailesi de ekonomik olarak çok iyi durumda değil. Herkes kendine hayatta yer açmaya çalıştığı için biraz yalnız kalmış Sarmaşık.
Sil