Ben bu yazıyı Eylül Cansın için yazıyorum. Bize
öğretilen, doğru olduğu iddia edilen, hatta dayatılan bütün değerleri
oldukları gibi bir kenara bırakarak insan kimliğimle onun için gözyaşı dökerken
yazıyorum. Tesadüfen okuduğum bir haberde
zorluklarla, haksızlıklarla, ötekileştirilmişliklerle intihara uzanan;
belki –kuvvetle muhtemel- intihara zorlanarak bir cinayetin kurbanı olmuş
olabileceği gerçeği üzerine yazıyorum. Bu acı olay yaşandığında, olanı yalnızca
bir genç kızın yaşadıklarına göğüs geremeyerek kendini öldürmesi olarak addedip
bir insanın intiharına üzülür gibi üzüldüğüm; ancak şimdi sadece biraz daha
derine inip haber bültenlerinde adı bile geçmeyen bu çocuğun o berbat hale
getirilmiş, o aldatılmışlıklarla dolu hayatını okuyup kahrolduğum, çaresizce
ağlamaktan başka bir şey yapamadığım ve insanlığımdan tam anlamıyla utandığım
için yazıyorum.
22 yaşında, gözyaşları içinde yapamadım, izin vermediler
diye ölümünü haber veren o çocuğa karşı mahcup hissediyorum kendimi. Mahcuptan da öte ayıplı…
Bu insan sevme özürlü toplumun zorunlu bir bireyi olup yaşanan her ayıbın
istemesem de bir parçası olduğum için acı çekiyorum. Bütün hayatını kendi
menfaatleri üzerine kuran, kendi çıkarları için yapamayacağı şey olmayan insan
görünümlü canavarlardan, hayvanlar kadar bile olamayan sefil mahluklardan
usandığım, bunlardan kendimi koruyabilsem başkalarını yiyip yutmalarına engel
olamadığım için tükeniyorum.
Sana ne kimin hangi cinsiyette olduğundan! Sana ne kimin
nasıl yaşadığından! Sana ne kimin hangi dine inandığından ya da inanmadığından!
Sana ne kimin ne giydiğinden ya da giymediğinden! Kendi günahlarını kendi
pisliklerini saymayı bitirebildin mi de başkalarının namus bekçisi olmaya
yelteniyorsun! Kimin ne yaşadığını, kime ne yaşatıldığını, kimin ne çok acı
çektiğini biliyor musun da ahkam kesiyorsun!
Bir insanı daha öldürdük el birliğiyle gözümüz aydın. Bir
insana daha yaşam hakkı tanımadık, aldığı nefesi çok gördük, bastığı iki karış
toprağa göz koyduk, şusunu busunu didik didik ettik, iki gıdım sevinci
kursağına dizdik, 22 yaşında hayattan görmediği zulüm kalmamış, yaptığı dandik
bir testte bile ruhen 89 yaşında çıkan bir çocuğu öldürdük. El birliğiyle attık
Boğaz Köprüsünden aşağı. Attırdık… O evine almayarak, öteki onunla komşu olmak
istemeyerek, beriki sırf cinsiyeti onun doğru bulduğu gibi değil diye
aşağılayarak, bir başkası namus timsali görüntüsüne halel gelecek korkusuyla
taşa tutarak… Sen Allah’ı haşa tanık göstererek, ben biz Kuran’ı…
Allah’ın bu kadar zalim olabileceğine aklın yatıyor mu
senin sahiden? Sen gerçekten beyin hücrelerini istila eden o örümcek
ağlarından, hamam böceklerinden fırsat bulup düşünebiliyor musun biraz? Kimi
kandırıyorsun beni mi? Kendini mi? Allah’ı mı? Sen aşağıladın sen yerden yere
vurdun sen hayattan bezdirdin diye pür u pak mı oldun şimdi? Allah seni daha mı
çok seviyor?
Böyle bu hale geldik işte. Aldık o Allah’ı, evirdik
çevirdik, işimize geldiği yerinden kırpa kırpa, işimize gelmediği yerinden sile
sile, canımız istediği zaman kılıç kalkan gibi kullanarak, canımız
istemediğinde adını bile anmayarak… Allah bizim belamızı versin. Versin de
artık yeryüzü ciddi ciddi bir nefes alsın. Bu kadar kirliliğin içinde olan hep
masuma olmasın. Sırf senin gibi yaşamıyor, sırf senin perdeler arkasında
yemediğin halt kalmadığında bile takındığın mutaassıp tavrı takınmıyor, sırf
korunmaya, bekçilik edilmeye değer bir namusu olmadığı düşünülüyor diye 22
yaşında bir çocuk, daha yaşından bile doğru düzgün bir şekilde haberdar
değilken, 24 yaşındayım galiba diyerek gidiyor kendini öldürüyorsa ya da
kendini öldürsün diye yapılmadık şey bırakılmıyorsa, bunu senin sabah akşam
milletin baş tacı ettiği sürtükleri, pezevenkleri allayıp pullayıp önüne koyan
medyan, basının es geçiyorsa, önemli bulmuyorsa, neredeyse “iyi olmuş dünyadan
bir ibne eksilmiş” diye alkışlayacak ve alkışlattıracaksa… Allah hepimizin
belasını versin, ver artık ne olur.
Herkes manyak. Herkes ruhsuz, herkes şeytana ortak. Biri çıkıp
milliyetçiliğine kan emiyor durumdan, şehitlerimiz diye giriyor söze, öteki
çıkıyor Allah filanca kavmi helak etmiş bu da öldü gitti işte diye ne kadar
dindar olduğuna vurgu yapıyor, biri baksana şunun haline zaten normal bir
hayatı yokmuş diye günah çıkarıyor…
Normal bir hayatı yokmuş; çünkü normal bir hayatı
olmasına izin vermemişsiniz. Normal bir hayatı yokmuş; çünkü erkek değil kadın
gibi hissettiği ve öyle yaşamak istediği, bu da sizin olmaz olası libidonuzu
yeterince harekete geçirmediği, geçirse bile iyi aile anası ve babası rolünüze
uygun olmayacağı için bu çocuğun hayatının içine etmişsiniz. Normal bir hayatı
yokmuş; çünkü normal insanlar tarafından yalnızca aşağılama, hakaret, dayak
görmüş ve yine de hayata tutunmaya çalışmış. Normal bir hayatı yokmuş;
çünkü filanca partiyi, falanca takımı, a şarkıcısını b oyuncusunu önemsediğiniz
kadar insan denen canlıyı önemsememişsiniz. Çünkü, yataklarınız rahat,
evleriniz sıcak, keyfiniz de yerinde imiş. Çünkü, ne kadar yerden yere çalarsan
o kadar temizsin. Ne kadar hakir görürsen o kadar beyazsın…
Çünkü senin o çok sevdiğini iddia ettiğin peygamberin “Kınayan
kınadığı ile muhatap olmadıkça ölmez!” dememiş. Çünkü, senin inandığını iddia
ettiğin Allah’ın kutsal kitabında her sayfada defalarca ve defalarca “ALLAH ÇOK
BAĞIŞLAYAN ÇOK ESİRGEYENDİR!” dememiş. Çünkü, sen bu dünyanın kesilip atılması
mümkün olmayan içi leş pislikle dolu bir kamburu değilsin!
Beni susmaya karar verdiğim, çünkü konuşmanın çene
patlatmanın faydasız olduğunu anladığım her şeyden bir kez daha nefret
ettirdiğin; ama susmanın mümkün olmadığı boyutta bir kıyımla yüzleştirdiğin
için teşekkür ederim. Seni; ancak 22 yıl boyunca adım adım acıya ve ölüme
yürüdüğün korkunç bir hayat yürüyüşünün noktalandığı yerde tanıdığım ve sana bu
haksızlıkları bu ayıpları yapıp hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya, eğlenmeye ve
masum rolü yapmaya devam eden bu toplumun bir ferdi olduğum için özür dilerim
Eylül Cansın.
LÜTFEN BİZE, HİÇBİRİMİZE HAKKINI HELAL ETME. SANA YEMİN
EDİYORUM O TERTEMİZ YÜREĞİNLE ŞEFKATLE BAĞRINA BASTIĞIN, ÖLÜRKEN SENDEN SONRASI
İÇİN ENDİŞELENDİĞİN KÖPEK BİLE HEPİMİZİN TOPLAMINDAN BİN KERE DAHA İNSAN.
:((( Hayattan Soğudum yemin ederim. Sıkıldım bunaldım herşeyden bıkkınlık geldi...
YanıtlaSilKim bilir daha kaç Eylül oldu ondan sonra, oluyor, olacak...
Silİnsanlar kötü gerçekten kötü artuk umuyorum kelimesi bile havada kalıyor :(
Sil