Bir şey eksik, bir şey ters, bir şey geç kalmış gibi.
Oysa kalbin Allah ile hizalandığında, gecikme diye bir şey kalmaz.
Çünkü artık sen, zamanın dışında değil; zamanın sahibinin yanındasındır.
Allah der ki:
“Şüphesiz biz her şeyi bir kader ile yarattık.” (Kamer, 49)
“Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri bizim katımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.” (Hicr, 21)
“Allah her şey için bir vakit tayin etmiştir.” (Talak, 3)
“O, gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. O, ‘Ol’ dediği gün her şey oluverir.” (En’am, 73)
Sen sadece “ol” denileni yaşarsın.
Olduğu hâl ile. Olması gereken vakitte.
Ne bir an önce, ne bir an sonra.
Kalbin Allah'la hizalandığında, beklemek sabır değil, teslimiyet olur.
Ve o teslimiyetle, sen artık zamanı çekip sürükleyen değil, zamanla akan olursun.
Her an bir yere gitmek, her an bir şey yapıyor olmak, zamanın deyimiyle "işe yaramak zorunda olmak" baskısından ve hissinden kurtulur;
zamanın sahibiyle birlikte zamana hükmetmeye başlarsın.
O zaman anlarsın:
Hiçbir şey gecikmedi. Her şey tam zamanında geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder