DİKKAT AĞIRDIR

İnsanların köyüm yanarken iştahla seyretmeleri, kalbim dahil her şey yanıp kül olduktan sonra karşıma geçip geçmiş olsun demeleri ağırıma gidiyor.

Bu kadar iki yüzlü olamamak ağırıma gidiyor.

Ben boğulurken suya bırakabildiğim son kabarcıklara bakıp öldüğümden emin olduktan sonra yardım etmek istemişler de edememişler gibi hüzünlenmeleri ağırıma gidiyor.

Böyle vurdumduymaz olamamak ağırıma gidiyor.

Hayatın hep aydınlık yüzünü gördüğü için başımıza Pollyanna kesilenlerin umut, neşe, pozitif, gülümse gibi sözcüklerle durmadan aynı ergen kompozisyonlarını döşemesi ağırıma gidiyor.

Bu kadar sahtekar olamamak ağırıma gidiyor.

Dünyayı iliğine kemiğine dek sömürüp üstüne parmaklarını yalayan madrabazların her gün insanlık nağmeleri patlatması ağırıma gidiyor.

Böyle işgüzar olamamak ağırıma gidiyor.

Hiç kimsenin cahillikle, aptallıkla ve kölelikle bir probleminin olmaması ağırıma gidiyor.

Bu kadar gamsız olamamak ağırıma gidiyor.

Aşkın adaletsiz olması ağırıma gidiyor.

Adaletsizliğin her türlüsü ağırıma gidiyor.

Dopdolu bir otobüse binmişim de tutunacak yerim kalmamış gibi, dünyada tutunacağım bütün dalların tutulmuş olması ağırıma gidiyor.

Tüm yolculuğu ayakta bitirmek ağırıma gidiyor.

Her şeyi düşünmek, her şeye üzülmek, her şeye yanmak ağırıma gidiyor.

Yanarken yalnız olmak ağırıma gidiyor.

Yalnızlığın her türlüsü ağırıma gidiyor.

Başını okşadığım sokak köpeğinin minnetle peşime takılması ağırıma gidiyor.

Onu sokakta bırakıp eve girmek, eve girip kapıyı kapatmak ağırıma gidiyor.

Bir kediyi beslerken dünyada kim bilir kaç kedinin aç ve hasta olduğunu ve bunu anlatamadığını düşünmek ağırıma gidiyor.

Aç ve hasta olmamak; ama bir şekilde aç ve hasta gibi olmak ağırıma gidiyor.

Hiçbir şeye ilgi duymamak, bu yaşımda bir köşeye saklanmak, kaç sayfa yazarsam yazayım iyi anlatamamak ağırıma gidiyor.

Anlatsam da anlaşılmamak ağırıma gidiyor.

Bütün güzel insanların yalnız ve mutsuz olduğunu hissetmek ağırıma gidiyor.

Yalnız ve mutsuz bir insan olmak; ama güzel olmamak ağırıma gidiyor.

Güzel olmak isterken gitgide karanlık olmak ağırıma gidiyor.

Gücüm bittikten sonra bile savaşmak ağırıma gidiyor.

İyi bir şarkı dinlerken içimde bir bıçak dönmesi ağırıma gidiyor.

İçimde bir bıçak dönerken susmak zorunda kalmak ağırıma gidiyor.

Hayatın her sahasından, dünyanın her kavgasından yenik çıkmak ağırıma gidiyor.

Omuzlarım çökmüşken başımı dik tutmaya çalışmak ağırıma gidiyor.

Bu kadar çok yağmur yağması, bu kadar çok su damlası ağırıma gidiyor.

Yüreğimde kuru bir yer bulamamak ağırıma gidiyor.

Yedi buçuk milyar insanın içinde yalnızlıktan söz etmek ağırıma gidiyor.

Yedi buçuk milyar insanın bir tek dünyayı çekip çevirememesi ağırıma gidiyor.

İnsanların 80 yaşında hala hayırlısını bekleyerek ölmesi ağırıma gidiyor.

Öldükten sonra bana ne olacağının gidilmiş de gelinmiş gibi anlatılması ağırıma gidiyor.

İnsanları kandırmanın çok kolay; ama kandırmak isteyecek kadar kötü olmanın çok zor olması ağırıma gidiyor.

Bitmemesi gereken yerlerde biten çiçekler ağırıma gidiyor.

Kumsaldaki en çirkin deniz kabuğunun düşünceli hali ağırıma gidiyor.

Anlamak ağırıma gidiyor, duymak ağırıma gidiyor, bilmek ağırıma gidiyor. Sevmek ağırıma gidiyor, unutulmak ağırıma gidiyor, terk edilmek ağırıma gidiyor. Bir yıldız gibi kaymak bir yıldız kadar fark edilmemek ağırıma gidiyor.

Ağlamak ağırıma gidiyor, susmak ağırıma gidiyor, yazmayacağım dedikçe harflere koşmak ağırıma gidiyor. 

Kendime katlanamamak, kendimle geçinememek, kendimin yorgunu olmak ağırıma gidiyor.

Her zaman, her yerde, her şeyde es geçilmek ağırıma gidiyor.

En yalnız olmadığımı düşündüğüm an, en yalnız olduğum anı yaşadığımı bilmek ağırıma gidiyor.

Okkalı bir intihar mektubu yazmak istemek; ama intihar etmek istememek ağırıma gidiyor.

İnadımdan yaşamak ağırıma gidiyor.

Kimsede bir iz bırakamamak ağırıma gidiyor. Dünyada varlık gösterememek ağırıma gidiyor. Ve hala her şeye dokunmak istemek ağırıma gidiyor.

Her gece sırt üstü cam kırıklarına uzanmak ağırıma gidiyor. Her akşam bir hüznü kovmaya çalışmak ağırıma gidiyor.

Hala bir aptal kadar aptal olmak ağırıma gidiyor. Hala bir bilge kadar bilge olmak ağırıma gidiyor.

Hala bazen heves etmek ağırıma gidiyor. Hala bazen inanmak istemek ağırıma gidiyor. Hala bitti diyememek ağırıma gidiyor.

İnsanların hayvanları hem yaşarken hem yerken sevmesi ağırıma gidiyor.

Oltanın ucuna takılan yem, yeme tutulan balık ağırıma gidiyor.

Dünyanın masum bir kalp için bu kadar ağır olması ağırıma gidiyor.

İnsan olmak ağırıma gidiyor. İnsan olmak çok ağırıma gidiyor.

Her şey ağırıma gidiyor ve her şeyin ağırıma gitmesi

ağırıma gidiyor...