hoş geldin ne iyi ettin
bir bıçağın ağzında duruyor gibiydim kaç zamandır
avuçlarımın arasından kayıp gidişini izlemekten
ciğerim çürümüştü
ne mevsimin farkındaydım ne de günlerin
hayatın hamallığını yapıyordum kalan gücümle
ve ne kadar istesem de
olamıyordum baktığın hiçbir yerde
giderken az dağıtmışsın
çabuk özledim
gelse diyordum, yaksa tutuşsam
savursa küllerimi dört bir yana
toplasa
daha şiddetli savurmak için mesela
ah bir gelse
baştan gitmek için umarsızca
ve anımsatmak için aramızdaki o sonsuz uçurumu
aykırılığımız köşebaşlarında unutulmuş bavullar gibi
yalnızlıklarımız bile benzemiyor baksana
ama tuhaf bulmuyorum alıştım galiba
tuhaf bulmuyorum yokluğuna sımsıkı sarılmayı
tuhaf bulmuyorum gölgenle aynı çıkmazda yol almayı
ve tuhaf bulmuyorum sana böyle
bu kadar
aşık olmayı
ne iyi ettin bilsen
çiçeklerim açmıyordu uzun zamandır
saate bakmayı unuttuğum çok oldu
kendinden şüpheye düşen bir deli gibi
aklımı yokladığım çok oldu
ne kadarı sahte ne kadarı gerçek sorup durdum zihnime
çözemedim neresinden yaklaşmalı dinginliğine
sen gecenin koynuna bebek gibi düşerken
ben kendi girdabımda boğuluyordum
ve miskinliğimin buruk bir aşka takati var mı
bilemiyordum
hoş geldin, ne zaman gideceksin
ne zaman karanlığımdan bıkıp
sıcak iklimine çekileceksin
her şey nasıl da dağınık
hiçbir eşyası yerini sevmeyen evler gibiyiz
dört yanına hüzün sinmiş odalar gibi
öyle olmasaydı böyle olurdu belki ama
öyle işte
başta hiçbir şeyim yoktu, sanırım biliyorsun
hala hiçbir şeyim yok
arada bir sevmiş gibi bakmalarını
özlemiş gibi dönmelerini
ve ille de gitmelerini saymazsak
ne güzel gidiyorsun, öyle güzel ki
kelimeler hükmünü kaybediyor aniden
hep yanımda isterken, çok ihtiyacım varken
ne güzel gidiyorsun dünya duruyor sanki
her yanı sapasağlam atları vuruyorlar
içim sakat kalıyor hançerle daha iyi
ama zaten öyle güzel gitmesen
böyle güzel geri gelemezdin değil mi
ben çöp gibiyimdir uzaktan bak parlarım
yakından tiksinirsin
tanımıyorsun daha çirkinliğimi
tanısan hiç sevmezsin
bırak bulduğun yerde
kirlenmek istemezsin
hayaline bile soyunamam örneğin
dokunmak istesen her şeye geç kalırsın
tılsımını kaybeder cümle inceliklerin
acılardan yapılmış bir hayat borçlanırsın
tanımıyorsun daha çirkinliğimi
koşarak uzaklaşırsın tanısan
sevmezsin
her şeye rağmen bütün bunlara
ve daha fazlasına rağmen
hoş geldin ne iyi ettin
giderken az dağıtmıştın çabuk özledim
gelse diyordum, toplasa
bir kez daha kırmak için mesela
gelse bir dokunsa
gitmek için yine umarsızca
tuhaf bulmuyorum üstelik
alıştım galiba
başta hiçbir şeyim yoktu
sanırım biliyorsun
hala hiçbir şeyim yok
arada bir sevmiş gibi bakmalarını
özlemiş gibi dönmelerini
ve ille de gitmelerini saymazsak...
'aykırılığımız köşebaşlarında unutulmuş bavullar gibi'
YanıtlaSilHayran olmamak elde değil, muazzam...
Teşekkür ederim :)
Silİnsanoğlunun alışmadığı şey mi var şu Dünya'da. :)
YanıtlaSilBana da yok gibi geliyor Halil Bey :)
Silhayaline bile soyunamam örneğin...
YanıtlaSil:)
Sil👍👍👍
YanıtlaSilTeşekkür ederim sevgili Yeşim :)
SilHoş geldin ne zaman gideceksin manidar olmuş :D
YanıtlaSilİyi olmuş o zaman :)
SilEninde sonunda gidenler aslında hiç gelmemiştir...
YanıtlaSilÖyleymiş...
SilHarikaydı...
YanıtlaSilTeşekkür ederim sevgili Gizli Özne :)
Silİnsanın içine işliyor. Yüreğine sağlık.
YanıtlaSilBeğendiğine sevindim, teşekkür ederim :)
SilÇok beğendim elinize sağlık. Çok çarpıcı etkilenmemek mümkün değil.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim sevgili Öykü Molası :) Mutlu oldum.
Sil