22 Tem 2025

İç Temizlik Sözle Değil, Hâl ile Anlaşılır

“Benim içim temiz” sözü, sıkça kullanılan ama çoğu zaman içi doldurulmamış bir iddiaya dönüşebilmektedir. Oysa iç temizliği, yalnızca beyanla değil, kişinin hâliyle, davranışlarıyla ve özellikle görünmediği anlarda bile koruduğu ahlâkî tutumla anlaşılır.


Gerçek bir iç temizlik;

görünmediğin anda da doğruyu seçmekle,

kimse seni duymuyorken dahi yalan söylememekle,

kalbinde kibir, riya, kin ve haset taşımamakla,

hatalarını fark ettiğinde dönme erdemini göstermekle olur.


Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz şöyle buyurur:

“Ancak Allah’a kalb-i selîm (temiz kalp) ile gelenler kurtulmuştur.”

(Şuarâ, 26/89)


Kalb-i selîm; şirkten, nifaktan, kibirden, kinden ve gösterişten arınmış bir kalptir. Böyle bir kalp sadece dille “Ben temizim” demez, onun temizliği sahibinin yaşayışında zaten görünür olur.


Hz. Peygamber (s.a.v) ise şöyle buyurmuştur:

“Dikkat edin! Bedenin içinde bir et parçası vardır. O düzgün olursa bütün beden düzgün olur; o bozulursa bedenin tamamı bozulur. Dikkat edin! O kalptir.”

(Buhârî, Îmân 39; Müslim, Müsâkât 107)


Bu hadis, iç temizliğin kalpte başladığını ve tüm amellere yansıdığını ifade eder. Kalpteki niyet bozuksa, dışta görülen iyilikler dahi sahici olmayabilir.

Unutulmamalıdır ki, Allah kalpleri görür. İnsanların gözünden gizlenen niyetler, kibirler, öfkeler ve iç geçirmeler Allah katında açık ve nettir:

“Şüphesiz O, kalplerde olanı hakkıyla bilendir.”

(Mülk, 67/13)


Bazı anlar vardır, insan yalnızdır; ne bir dostu vardır ne bir tanığı… Belki Allah’ın bile onu unuttuğu hissine kapılır. Ama işte tam da o anda kalbini bozmamak, başkası duymasa da doğruda kalmak, dünyanın suskunluğuna rağmen vicdanınla konuşmak, gerçek iç temizliğin işaretidir.


Gerçek temizlik;

bir karıncayı bile ezmeye kıyamamakta,

kötülük yaptığında içten içe mahcup olmakta,

ve sonra o yanlış hâlini bırakmayı bilmektedir.


Söz değil, tavırdır iç temizliğin aynası. Kendini temize çıkarmak değil, Allah’ın katında temiz kalmayı dilemektir önemli olan.


Ve unutma:

“Kim Allah’a kavuşmayı umarsa, bilsin ki Allah’ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. O her şeyi hakkıyla işiten ve bilendir.”

(Ankebût, 29/5)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *