Aracısız, Doğrudan, Kalpten:
Allah, kuluna seslenmek için aracıya ihtiyaç duymaz.
Hiçbir insan, hiçbir kurum, hiçbir topluluk Allah ile kulun arasına giremez.
Kur’an şöyle buyurur:
“Andolsun, insanı Biz yarattık.
Ve nefsinin ona fısıldadıklarını da Biz biliriz.
Biz ona şah damarından daha yakınız.”
(Kâf Suresi, 16)
O halde…
Senin iç sesin O’nunla konuşmak istiyorsa, işte o an zaten duyuluyorsundur.
Çünkü Allah uzakta değil, çok yakındır.
“Kullarım sana Beni sorduğunda (bil ki) Ben çok yakınım.
Bana dua ettiğinde, dua edenin duasına cevap veririm.”
(Bakara Suresi, 186)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
“Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz.
O, sizin kalplerinize ve amellerinize bakar.”
(Müslim, Birr, 256)
Yani mesele, bir şekle bürünmekte değil;
kalbini temiz tutmakta.
Çünkü Allah, kalbi temiz olana doğrudan seslenir.
Gönlünü arındıran, sesi daha berrak duyar.
Allah bir kişiyi yaklaştırmak istediğinde:
Onu ne unutturur, ne yalnız bırakır, ne de çaresiz.
Bir şekilde hatırlatır.
Bir rüzgârda, bir cümlede, bir şarkıda…
Ama en çok da kalbinin içine fısıldayarak.
İşte bu yüzden:
“Beni Allah’a yaklaştır” diyerek birine ihtiyaç duyma.
Çünkü Allah, zaten seni kendine yaklaştırmak istiyorsa,
O yol çoktan açılmıştır.
Ve o yol, başkasının değil, sadece seninle ilgilidir.
Yeter ki kalbini açık tut.
Çünkü O, zaten orada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.