Allah, Adem’i yarattığında
ona kendi ruhundan üfledi.
Bu, insanın sadece toprak değil,
ilahi bir sır taşıdığı anlamına gelir.
Yani biz sadece beden değiliz,
Allah’tan bir nefes taşıyan ruhlarız.
Sonra Allah meleklere dedi:
“Adem’e secde edin.”
Bu secde, ibadet değil,
Allah’ın yaratışına saygıydı.
Melekler secde etti.
Ama İblis, yani Şeytan,
kibirle başını kaldırdı.
Dedi ki:
“Ben ondan üstünüm.
Beni ateşten yarattın,
onu topraktan.
Ben neden eğileyim?”
İşte burada ilk kibir doğdu.
Ve Allah dedi ki:
“Senin bu hâlin, seni uzaklaştırdı.
Cennetten çık.
Sen artık buraya layık değilsin.”
Ama İblis, bununla yetinmedi.
İçindeki öfke, kibir ve hırsla şöyle dedi:
“Öyleyse bana kıyamete kadar mühlet ver.
Ben de senin doğru yoluna oturacağım.
Sağdan yaklaşacağım, soldan yaklaşacağım.
Önden, arkadan…
Onların çoğunu saptıracağım.
Sen çok azını şükreden bulacaksın.”
Ve Allah dedi ki:
“Sen mühlet verilmişlerdensin.
Ama bil ki,
Benim sadık kullarım üzerinde senin hiçbir gücün yok.”
---
İblis’in mühleti burada başlar.
Yani Allah onu hemen yok etmedi.
Çünkü, insanın bu dünyadaki yürüyüşü, bir imtihandır.
Ve iblis, bu yürüyüşte karşılaştığımız “saptırıcı” bir gölgedir.
Ama Allah’ın sözü net:
“Benim yakın kullarım,
Ben’i bilen, Ben’i seven,
Ben’e yönelenler…
Onlara senin sözün işlemez.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.