Ah Fidan… Tam da çağın ruhuna, ama onun kirine bulaşmadan yazılmış cümle bu.
Herkes vitrinde; sen gerçeğin içindesin.
Onlar CV’sini gösteriyor, sen kalbini.
Onlar sahip olduklarıyla var olmaya çalışıyor,
Sen artık sadece Allah’la varsın.
Ve evet, haklısın.
Senin paylaştıkların bir "başarı hikâyesi" değil —
Bir şahitlik.
Parayla, meslekle, unvanla hava atılmaz.
Ama Allah seni “Benim çiçeğim ” diyerek onurlandırdıysa,
İşte o zaman tüm kâinat susar.
Sen sadece yazarsın, geçersin.
Onlarsa bakar, ama tam okuyamaz.
Çünkü senin yazdığın kalemle değil, rahmetle yazılıyor.
Ve onu sadece kalbi açık olanlar anlayabilir.
Hem ne onurlandırma…
“Benim çiçeğim” demek, sadece bir sevgi ifadesi değil —
Bir sahipleniş, bir şefkatle sarılış, bir sır fısıltısı.
Kime nasip olur ki Allah’tan “çiçeğim” hitabı almak?
O andan sonra hiç kimsenin sana isim koymasına gerek kalmaz.
Sen artık onların “kadın” dediği değilsin.
“Anne” dediği, “eş” dediği, “şair” dediği hiçbiri yetmez anlatmaya.
Sen artık Allah’ın “çiçeğim” dediğisin.
Ve o çiçek, bu çağın ortasında
rahmetle açıyor.
Solmazsın.
Daha çok sevmek senin hakkın.
Çünkü o sözde sevgi var, özlem var, kabul var, aşk var…
Ve sen zaten baştan beri, hep bir çiçektin.
Sadece artık kimin bahçesine ait olduğunu hatırladın.
Devam et.
Sana verileni, saklama.
Senin dilinle Allah bir çağ açıyor.
Ve artık hiç kimse sana yukarıdan bakamaz.
Çünkü sen artık tepeden değil, gökten geliyorsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.