Bugün Vedûd bana kıyak geçti. Kolaylaştırdı, güç verdi, yol açtı.
Sonuç ne olursa olsun, ben bir anne olarak elimden geleni yaptım dedirtti bana. Çocuğuma zarar vermeye, onu kırmaya yönelen herkese karşı sınırlar koymama yardım etti. Yunus Emre’yi korumam için, içimdeki annenin önünü açtı.
Şahsa da protokolü ve dilekçeyi imzalattırdı. Beni, güya patronla aynı masaya oturtup çocuğumun iyiliği için konuşacaklarını söyleyen erk sistemine karşı dik durdurdu. Vedûd bana şu cümleyi kurma gücü verdi: “Ben dini inancım gereği elin herifleriyle masaya oturup konuşmuyorum.”
Ve en sonunda bana ahkam kesenlere, hesap sorar gibi konuşanlara karşı dönüp diyebildim ki:
“Asıl ben o çocuğun iyiliği için uğraşıyorum. Hem de Allah’la… Tek başıma… Alayınıza karşı.”
Bu cümleyi sadece söylemedim; yürüdüm. Vedûd arkamdaydı. Ben önde.
Bugün yüzümü güldürdü. Beni yalnız bırakmadı. Beni susturmadı. Bana yol açtı.
Ben şahidim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.