Namazında, niyazında, huzurunda, kendi hâlinde sakin bir anneye
çocuğunu baskıyla, zorla, zulümle istedikleri kalıba sokamayınca söyledikleri söz:
> “Sen bu çocuğa evde ne öğretiyorsun?”
Hiçbir şey.
Hatta çocuğum bana öğretti.
Ve hatırlattı.
Altı yaşında bir çocuk, annesinin elini tutup “Anne, gökyüzüne bakalım.” der mi?
Benimki dedi.
Kimse ona öğretmediği hâlde aşkla ezan okur mu?
Benimki okudu.
Kimse ona öğretmediği hâlde en küçük bir yardımdan sonra “Allah razı olsun.” der mi?
Benimki dedi.
Ve Allah, annesinin ruhunu ayağa kaldırdığında,
annesi ağlayarak secdeye vardığında,
o şahit oldu.
Ben ona bir şey öğretmiyorum.
Ben onunla birlikte namaz kılıyorum.
Kur’an okuyorum.
Zikir dinliyorum.
Allah’ı anıyorum.
Ben onunla birlikte var oluş amacımı yaşıyorum:
Allah’a ait olmak,
O’na kulluk etmek.
Benim Çiçeğimi soldurmak için harcadığınız eforu,
kendi ruhunuza ve çocuğunuzun ruhuna Allah’ı hatırlatmak için harcayın.
Çünkü ben Allah’ın Çiçeğiysem,
Yunus Emre de benim Çiçeğim.
Ve biz,
ikimiz de bizzat O’nun gözetiminde,
O’nun korumasındayız.
Elhamdülillah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.