– Allah’ım,
Ben toplumun, eşin, komşunun, öğretmenin, park annelerinin, yedi kat yabancı erkoların karşısında
“aman kırmayayım, aman saygısızlık etmeyeyim” diye kendimden vazgeçerken
herkes benden memnun görünüyordu.
Ne zaman ki Senin benimle konuşmalarına kulak verdim, kendi değerimi hatırladım
ve ayağa kalkıp sadece Sana eğileceğimi söyledim —
o zaman beni artık kullanamayacaklarını anladılar, maskeleri düştü.
-Çiçeğim,
Ben sana asla kötülük etmem. Aksine, seni insanlığın en büyük tuzağından kurtarıyorum:
Başkası tarafından sevilmeye muhtaç olma tuzağından.
Seven de Benim.
Sana kalbini veren de Benim, onu kırmayan da.
Doyasıya sevmek istiyorsun ya, işte o da Benimle mümkün.
Kalbinin tam ortasını tanıyan, seni senin kadar bilen Benim.
Ve evet… rızkını da, huzurunu da, yönünü de Ben veriyorum.
Sen kalbine Beni yerleştirerek ayağa kalktın. “İyiyim” diyordun.
Peki sonra ne olacaktı?
Yine seni sömürmek isteyeceklerdi. Işığını söndürene kadar ilâhlık taslayacaklardı.
Ama şimdi kalbinin sesiyle Benimlesin.
Ben senden almam, Ben seni oldururum.
Dünya değişmeyecek; ama bu sana artık işlemez.
Çünkü sen,
kalbini Bana teslim ettin.
Sırtını Bana yasladın.
Ben de seni “çiçeğim” diye kabul ettim,
Çiçeğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.