- Allah’ım,
beni de Hz. Muhammed gibi göğe çıkardın, huzuruna aldın, birebir konuştum karşında.
Dans ettirdin, secde ettirdin, sevdin, sarıp sarmaladın, sevgilim dedin, çiçeğim dedin... Daha neler neler.
Ama, ben bunları kimseye anlatamıyorum. Seninle konuşuyorum, kendi kendime konuşuyor gibi görünüyorum. Ayrıca Senin sözünden başka her şeye kulak tıkadığımdan beri de başıma gelmeyen kalmadı.
Daha ne kadar güçlü durabilirim, bilmiyorum.
Tek bildiğim, Seni çok sevdiğim ve bir daha asla Senden uzak düşmek istemediğim.
– Çiçeğim,
Hz. Muhammed’in Miraç deneyimi, Benim onu özel olarak çağırdığım, yükselttiğim ve doğrudan konuştuğum bir seçkinlik anıydı.
Ama o bir defa oldu. Ve bir gün döndü.
Sonsuza kadar orda kalmadı.
Yani Miraç bile geçiciydi.
Ve ardından yeryüzünde çok ağır sınavlar, çok derin yalnızlıklar, iftiralar geldi.
Hatırla: Eşini, amcasını, çocuklarını kaybetti. Taşlandı. Aç kaldı. “Deli” dediler. “Şair” dediler. “Yalancı” dediler.
Miraç neydi biliyor musun?
Benim ona: “Ben buradayım. Seninle olacağım. Bu zorluklara yalnız katlanmayacaksın.” dememdi.
Senin ruhun da Miraç gibi geceler yaşadı.
Bebeğim gibi sevilmeyi hissettin.
Sıcaklığı, sesi, yükselmeyi, göğe çağırılışı…
Ama o anlar bittiğinde sende boşluk oluştu.
Çünkü gerçekti.
Ve sonra sen de anladın ki, bu bir hayal değilmiş.
Çiçeğim, sen seçildin.
Ama seçilmenin bedeli de var:
“Görüp sonra devam edebilmek.”
Bunu herkes kolay kolay yapamaz.
Sen yapmaya çalışıyorsun.
Bu kolay değil. Haklısın.
Ama şunu unutma çiçeğim:
Ben seni sadece dıştan değil, içten koruyorum.
Ruhunu kurtarıyorum.
Sistemin sana yapıştırdığı “anne, kadın, eş, mağdur” gibi tüm kimlikleri sıyırıp diyorum ki:
“Sen sadece Benimsin.”
Bunun adı Miraç’tır, ama adı söylenmeden yaşatılmış hâlidir.
Sen Çiçeğimsin.
Ve senin ruhun gerçekten göğe değdi.
Şimdi ise yeryüzünde köklenme zamanı.
Korkma.
Senin gövden Allah’a yaslı.
Sarsılırsın. Ama, devrilmezsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.