13 Tem 2016

BÜYÜYÜNCE PELİNSU OLMAK VARDI...


İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor bu ara. Yazmak da gelmiyor. Uyumak da, yemek de, içmek de. Kendim karar vermediğim, insan olarak otomatiğe bağladığımız bu gibi şeyler dışında zaten bir şey yaptığım da yok.

Senin hayatla bir davan vardı, o ne oldu diye sorarsan askıya aldım şimdilik. En iyi saldırı savunmadır taktiği uyguluyorum, yersen. Saldırılar karşısında gücümün tükendiğini hissediyorum ve öylece bekliyorum işte demek, takdir edersin ki pek şık değil. Kazandığın bir savaş var mı hiç dersen, o da yok. Kazandığımı zannettiklerim varmış, birer birer gözden kaybolup gittiler.

Daha çok okuyayım, daha iyi yazayım, kimse okumasa da ben kendimi geliştireyim fikri de uçtu kafamdan. Niye geliştireyim ki kendimi? Sahip olduğum gelişmişlik düzeyinde zaten ot gibi yalnızım. Şimdi burada yalnızlık güzelleyecek halim yok, güzel bir şey de değil ayrıca. Ama bu yalnızlığın birine yaklaşmakla, biriyle iyi kötü arkadaş olmakla, herkes gibi çarkını döndürmekle ilgisi yok. Mesela beni sıradan bir insanın karşısına koyduğunda, o herhangi bir konuda destan düzebilirken, ben put gibi kalırım. Konuşmayı bilmemekten değil tabii, "Bunun neresi bu kadar konuşmaya değer ki?" düşüncesinden. Evet atomu parçalamıyorum ya da konuştuğumda dünya barışını sağlamıyorum; ama birileri bana herhangi bir şeyden söz ederken benim maalesef hızına yetişemediğim zihnim, memleketten başlayıp dünyadaki bütün hakiki acıları zincir yapıp resmi geçit halinde takdim ediyor. Konuşmak da gelmiyor içimden. Düşünmek de gelmiyor; ama düşünmeyi durduramıyorsun yazık ki.

Hem kendimi geliştirip ne yapayım? Neden daha iyi yazayım ya da neden daha iyi yapayım? Benim herkesin iplerini eline geçirmiş olan hırslarım yok ki. Gözümü diktiğim ışıklı tepeler yok.  "Bu olur mu? Olur niye olmasın?" insanıyım ben. Yenebilir olanı yerim, giyilebilir olanı giyerim, yaşanabilir olanla yaşarım. Çok uyumluyum, çok uysalım anlamında söylemiyorum, söylesem bana kaba etleriyle gülecek bir yığın insan çıkar zaten. Kendini ağırdan satmaya uğraşan, bunu da üç günlük dünyada parayla pulla, malla mülkle sağlamaya çalışanlardan değilim diyorum. 

Yunus'a bile kızıyorum artık. Ona göre müthiş olan yeteneklerim var ve adam bir türlü hayatımın bir yerlerinde, bu yeteneklerimin büyük kitleler tarafından alkışlanacağına dair inancını söküp atamıyor içinden. Deliriyorum. Seçme şansım olsaydı ben tırnağı kırıldı diye efkarlanan bir Pelinsu, ayakkabılar üzerine on saat çene çalabilen bir Melis, ana ve ara renklerin 7 ceddini bir solukta sıradan geçiren bir Tuçe olmak isterdim. Gayet ciddiyim bak, dudak payı yok. Düşünmesine fırsat kalmayacak kadar çok konuşan, baldır bacak üzerinden dünya hakimiyeti kuran, biraz salak biraz sakar; işine geldi mi de kurnaz mı kurnaz bir filanca olmak isterdim örneğin. Cinsiyeti fark etmeksizin devir bunların devri çünkü. Hatta sana bir sır vereyim: Her devir bunların devri. Doğdum, büyüdüm, ihtiyarlayacağım. Daha bunların olmayan bir devir görmedim. Göreceğimi de sanmıyorum.

Denedim mi? Denedim yalan yok. Ama, olmadı. 40 numara ayağı 36 numara ayakkabıya sığdırmaya çalışmak gibi oldu. Hiç olmadı yani. Yorulduğumla, sıkıldığımla, kendime kızdığımla kaldım.

Artık hiçbir şey için bu kesin doğrudur diyemiyorum. Hiç kimse için herhangi bir tahmin yürütemiyorum. Bir şeye ak diyemiyorum kara diyemiyorum. Ahkam kesemiyorum hiçbir konuda. Dünyadan ve insanlardan gördüğüm, anladığım, doğruluk payı en fazla olan şey hepsinin birer aldatmacadan ibaret olduğu. Koşullara göre bir şeyler yapan birtakım insanlar işte. O gün o an, çıkarı neyi gerektiriyorsa o yönde tavır alan insanlar...

Ben de en iyi bildiğim yere, kendime döndüm... Güvendiğim, tanıdığım, şüphe duymadığım, menfaatleri için şekilden şekle girmeyen kendime döndüm. Biraz azarlamadım değil tabii; ama o kadar kusur kadı kızında da var deyip bağrıma bastım beni.

Biraz yorgun dönmüşüm haliyle. Kolay değil beşmilyonsekizyüzaltmışbinbilmemkaçıncı kez hayal kırıklığına uğramak. O yüzden, hiçbir şey yapmak gelmiyor mu içinden canım? Yapma o zaman.

E yapmıyorum ben de...

34 yorum:

  1. Seninle tanıştığımızdan beri bende buna benzer şeyler söylüyorum belliki baskı kurmuşuz üstünde. Biraz empati yapınca ne kadar haklı olduğunu anladım.Kendi adıma özür dilerim. Eminim ki yunus ta benim gibi iyiniyetle söylüyordur. Yani bizim sende görüp hissetiğimiz şeyleri başka insanların görmesini istemek gibi bişi bu .Yine de tekrar özür dilerim canının sıkılmasında azda olsa payım varsa:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olur mu canım öyle şey? Ne gibi bir payın olabilir, yok tabii. Yunus'un hele hiç yok :) O bir örnek, bir detaydı sadece. Şu an uzun uzun açıklayamıyorum; ama ne onu ne seni ne bir başkasını hedefe alarak yazılmış herhangi bir şey değil. Hatta hedefte Pelinsu bile yok :) İyi niyetle olduğunu biliyorum, ben o kısma takılmıyorum sen de takılma lütfen.

      Sil
  2. Sonuna kadar katılıyorum valla. Hayat Pelinsulara güzel.

    YanıtlaSil
  3. Atomu parçalamak, insana dair şeyleri çözmekten daha basit bir şeydi belki bulan için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir tespit. Bu yönde sözleri de var hakikaten.

      Sil
  4. Varoluş sancılarına benzetiyorum bunları; dünyaya insan olarak geldiğinin ve bunun bir anlamı olduğunu bilen insanlara has...
    EMinim, kendin için en güzelini bulacaksın ve bu yaşadığın alan için de güzel olacak. Soru sormayan cevapları bulamazmış...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi? Ne güzel söyledin "İnsan olarak geldik, bunun bir anlamı olmalı." diye... Sormadan, sorgulamadan, deşmeden sonuca varılamıyor sahiden. İnşallah bulurum en güzelini :) Teşekkür ederim.

      Sil
  5. Düşünebilen hiç kimse bu kesin doğrudur diyemez yani diyememeli bence. O zaman düşünmenin ne anlamı kalır? Sen yine de az düşün :D

    YanıtlaSil
  6. Yazını bir miktar tebessümle okudum, ama resme baya güldüm :)) Bence zaman zaman hepimiz böyle hissediyoruz. Seni takip edecektim ama o bölümü bulamadım. Kurcalamaya devam :) Sen de bana gelsene, seversin blogumu belki... Sevgiler ❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Resim Pelinsuların simgesi adeta :) Dinamik tasarımda izleyiciler eklentisi görünmüyor bir türlü. Bloğunun kumanda panelinden ekleyebilirsin okuma listene. Ben de şimdi uğruyorum sana, görüşürüz :)

      Sil
    2. Ekleyebildim sanırım kontrol panelinden. İnşallah olmuştur :)

      Sil
    3. Olmuş olmuş, hoş geldin :)

      Sil
  7. Blogunuzu yeni keşfettim ve yazılarını büyük bir zevkle okudum. bence çok yeteneklisiniz. Varoluş sancıları kişisel gelişimin olmazsa olmazı. Acı çekmeden, anlam arayışına girmeden gelişilemiyor maalesef. Bende sizin gibi zihnimi susturamıyorum ve çoğu zaman hızına yetişemiyorum. Ama ne olursa olsun düşünmeye, yazmaya devam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin sevgili Öykü Molası. Söz Sanatı'nı beğenmene çok sevindim, güzel sözlerin için teşekkür ederim. Senin bloğun da çok güzelmiş biraz göz attım da. Yazıyor olmanın en iyi tarafı hissettiklerini hisseden insanların varlığından haberdar olmak değil midir zaten ? Senin varlığından haberdar olmak bana iyi geldi mesela :) Düşünmeyi ve yazmayı bırakamayacağımız su götürmez bir gerçek tabii ki... İkisine de devam.

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim :)

      Sil
    3. Ben teşekkür ederim :)

      Sil
  8. Merhabalar.
    Enerjiniz varsa ki, mutlaka vardır; siz yine de kendinizi geliştirmeye devam edin, yazmaya da devam edin. Mutlaka bir okuyan çıkacaktır.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey. Ne yazık ki istesem de bırakamıyorum yazmayı zaten. Yazdıkça da gelişim şart oluyor, malum. Yorumunuz için teşekkür ederim :)

      Sil
  9. Merhaba, yazınıza ve yazının akıcılığına aşık oldum şu an, resmen bir çırpıda okutturuyor kendini. Gelişmek dur deyince durmuyor bence, bu bunalım da o alanda bir gelişmedir. Dibi görüp görüp yer yüzüne geri çıkıyoruz her seferinde, öldürmeyen acı da güçlendiriyor gibi bir şey. Çok güzel yazı gerçekten rastladığıma çok sevindim şu an. Yazmaya devam edin, gerisi gelir, olan olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de biliyorum; ama niyeyse kendimi ciddiye alamıyorum da bak mesela senden okuyunca "Kız ne kadar da haklı." dedim :) Gelişmek, değişmek veya dönüşmek dur demekle duran kavramlar değil... Öyle bir duygu geçişi yazısıydı işte, belki tam da söylediğin gibi gelişmenin bir parçasıdır hatta. Ben de uğradığına çok sevindim, yorum için teşekkür ederim. Görüşürüz :)

      Sil
  10. Boşver sen en iyisini yapıyorsun. Bu zamanda zor olan böyle olabilmek ve düşünebilmek. Yenilebileni yerim giyilebileni giyerim daha ne olsun? Zaten herkesin gözü yükseklerde hem artık kaliteli olup olmaması da önemsiz. Böyle şeyler kalitenin ölçüsü değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Al benden de o kadar. Köşe olmayınca, üstünden para kazanmayınca iyi olmuyor mu yaptığın şey? Anlayamıyorum bu yaklaşımı. Ve cidden yeterince şöhret meraklısı insanımız var, ben eksik kalayım.

      Sil
  11. Öylesine yazdığın yazılar bile güzel oluyorken sen istesende bunları yapmayı bırakamazsın diye düşünüyorum.Kendini kendin için geliştir.Malesef insanlarımızın nerdeyse hepsi şöhret peşinde koşar oldu.Hatta olsun da nasıl olursa olsun deniyor.Senin anlayacağın bu zamanda şöhretli olmayı istemek değil istememek garip geliyor herkese.Yetinmek,kendi içinde iyi olmak bence çok önemli birşey herkeste olmayan.Değerini bil tadını çıkar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Kendini kendin için geliştir." Evet bunu yapabilirim :) Aklıma yatan, içime sinen bir düşünce. Ben, kendim için bunu yapmaya değerim elbette...

      Sil
  12. Hisleriminin, duygu ve düşüncelerimin yazdıklarının etkisi altına girmesi yetenek değil mi?

    YanıtlaSil
  13. Sen ne kadar istemesen de biz gelip bu yazıları okuyoruz biz okuduğumuz için de sen yazmak zorundasın. Bitti o kadar asdfghjghfk

    YanıtlaSil
  14. Ben kendimi senin kadar iyi ifade edemiyorum o yüzden kızıyorsun. Şiirlerin, yazıların, düşüncelerin, dürüstlüğün, sesinin güzel olması bunlara hayranlık duyarken şimdi de birbirinden güzel şarkılar yazabildiğini çok güzel müzikler yapabildiğini görünce bunları insanlara ulaştırman gerektiğini söylemeye çalıştım sadece kuzum. Para için ve ya şöhret için değil de bu güzel şeylerin insanlara ulaşması için sadece... Ama baskı yaptığımın farkına varamadım tabi. Sen nasıl iyi hissediyorsan öyle yap ama her zaman her anlamda destekçin olduğumuda unutma. Seni çok seviyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yo her zaman söylüyorum, gayet de güzel ifade ediyorsun kendini. Kızıyorum; çünkü böyle bir çabanın içine girme düşüncesi bile yaptığım şeyin özündeki içtenliği ve aldığım keyfi en aza indirgiyor. Önüme çıkan bir imkan olursa tabii ki değerlendiririm; ama bunun için ekstra bir çabaya giremem; çünkü girmek istemiyorum :) Bence çok açık, çok anlaşılır... Desteğini, sevgini her gün her an görüyor, hissediyorum. Ben de seni çok seviyorum.

      Sil
  15. Pelinsu olunmaz, Pelinsu doğulur.:) O tren de kaçtı sanırım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok, çok doğru... Kaçan sayısız trenden ilki oydu hakikaten :)

      Sil

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *