7 Kas 2014

HASAT


Hangi hasattan tanıyorum ben seni
Hangi yazda kurağa çıktın sevgilim böyle
Hangi beklediğin güneş doğmadı ölesiye…

Kaç çocukluk aşmak gerek beşikten hayata
Hayatın en kalaba, en sabıka, en fukara
En yara yerine varmaya sana.
Beşikten toplanıp süt kokulu ağzına bir cigara
Hayatın el vermediği, yar vermediği, gün vermediği
Gül vermediği…
Göğsüne bir ebedi sancı koyulan
Toprağın kıdemlisi çocuk, sen.

Hangi kurşun vuruldu yangınına, hangi kurşun
Delip geçemedi bağrındaki ateşi?
Bekledi.
Daha önce bulunmuş muydun kaybolmuş bir gencin robot resminde?
Viran bir duvarda, bir ağaç gövdesinde
Camekanlarında şehrimin çalışkan dükkanlarının
Şehrimin namuslu esnafının yüzündeki kederde…
Yerde…
Kaç iğneyle tutturdular hayata seni bir bulunma ümidine?
Kaç asılsız ihbarla avuttun yitikliğini
Kayıplığını çiğneyen hayasız ayakların lekesini
Kaç yağmurda silkindin çürümek pahasına?
Böyle sızılar içinde kalışının bir sebebi var değil mi?
Var.

İster misin bulunmak hiç aranmadığın yıldızsız bir gecede
Ben seni bulayım.
Hangi çocuksun sen?
Bahçede nar ağacı misali yaprakları taze
Bekleyeni çok
En sevgili dostu güneş olan, saklanmayı kader sanan
Hepsi hepsi bir sevdayla oyununa çomak sokulan
Sen hangi çocuksun?
Hiç gördüm mü seni ben?
Koşması başka, düşmesi başka, ağlaması yok
HİÇBİR ÇOCUKLA ÇOK ARKADAŞ
Ve hepsinden önce yaşlarını alan.
Bütün bildiği, anladığı yalnızlığı
Kökü toprağında kuruyan…

Böyle kuraklar içinde kalışının bir sebebi var değil mi?
Var…

Olsun
Hiç bulunmayacak bir kayıp da olsan
Arıyorum ben seni
Kuruyan bütün dallarınla, bütün köklerinle
Hiç yeşermeyeceğini bile bile
Seviyorum ben seni.

3 yorum:

  1. seviyorum bende seni ve yazılarını ;)

    YanıtlaSil
  2. Acı çekeceğini bile bile yapıyor insan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemli değil ya :)) cidden o bile güzel geliyor :)

      Sil

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *