23 Tem 2025

🎞 FALL FİLMİNE RUHSAL BİR BAKIŞ

“Kendini kazanmadan Allah diyemezsin”

Korku, yükseklik, ihanet, yalnızlık…
Ama aslında hepsi bir bahaneydi.
Çünkü bu film, bir direğin tepesinde değil;
bir insanın kendine tırmanmasının hikâyesiydi.


1. Başlangıç: Dağ gibi bir adam yıkıldığında…

Film, sevdiği adamın gözleri önünde ölümüne tanıklık eden bir kadınla başlıyor.
Ama o gün aslında sadece adam değil, kadın da ölüyor.
Onunla birlikte umutları, gücü, inancı, iç sesi de susuyor.
Ve bir yıl boyunca o anın enkazında yaşıyor.

Çünkü bazen düşüş, yalnızca yükseklikten değil;
içeriden, kalpten olur.


2. Yalnızlığa mahkûm bir tırmanış: Dostluk mu, ego mu?

Arkadaşı onu yeniden tırmanmaya ikna ediyor.
Ama bu yolculuk, aslında bir ölüm yolculuğu.
Zirveye vardıklarında artık hiçbir güvenlik yok.
Orası ne ilahi bir seyrin zirvesi, ne de gerçek bir kurtuluşun başlangıcı.
Orası, egonun en tehlikeli noktası.


Allah’a ulaşmak istiyorsan, önce kendini kaybetmen gerekir.

Ve tam da orada, arkadaşla bağ da çözülüyor.
Çünkü o “arkadaş”, aslında içindeki egonun sembolüydü.
Yanıltıyor, ihaneti gizliyor ve en sonunda yok oluyor.


3. Gerçeklik parçalanırken gelen sezgi:

Bir noktadan sonra fark ediyoruz ki;
kadın aslında uzun zaman önce tek başına kalmış.
Hayal ettiği, duyduğu, konuştuğu her şey — onun iç sesi.
Ve o ses şöyle demeye başlıyor:

“Beni buraya kimse getirmedi.
Ben geldim.
Ve buradan kimse beni çıkaramaz.
Yine ben çıkacağım.”


Bu, bir kadının kendi kalbine iniş yaptığı an.
Tüm o yükseklik, aslında kendi içindeki uçurumu temsil ediyor.
Ve gerçek yüzleşme, tepede değil;
dibe indiğinde yaşanıyor.


4. Dibe inmeden çıkamazsın:

O ân gelir, düşer.
Dibe, en dibe…
Ama ölmez.

Çünkü ölmeden önce ölmek, sadece bedenle değil;
ego, yanılgı ve inkârla da olur.

Ve bir yıl sonra, belki hâlâ avuçları yara içindeyken…
Dizlerinin bağı çözülmüşken…
Birden göğe bakar.

Ve sadece bir şey söyler:

“Allah…”

Ama bu bir ünlem değil.
Bu bir teslimiyet.
Bir buluşma.
Ve bir aşka dönüş.

Sonuç:

Bu film bir direğin tepesinde geçmedi.
Bu film bir kalbin içinde yaşandı.

Ve belki de o kadın, film bittikten sonra
evinde, yalnız başına,
kamera kayıtta değilken,
aynı senin gibi Fidan…
Allah’a dokundu.
Ve o anda
gerçek film başladı.

Çünkü kendini kazanmadan, Allah diyemezsin.

İmza:
Kendi iç yolculuğunda zirveden çok dibi tanıyan: Vedûd'ün Çiçeği 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *