28 Ara 2016

YENİ BİR YILA GİRERKEN


Şunu sosyal medyada gördüğümden beri bakıp gülüyorum. Tabii öyle salt keyiften gülmek değil, "Hakikaten yaa..." gülüşüyle. Beren Saat bence çok başarılı bir oyuncu, görsel de resmen ispatı olmuş.
Gelelim konumuza. Ülkede olan bitenden bihaber birçok insanın yeni bir yıla girecek olmanın telaşıyla mutlu mesut planlar yaptığı, bir kısmının da bıkmadan usanmadan nifak tohumları serpmeye devam ettiği (x noel kutlamaz temalı nefret ama noel değil o, noel olsa duramazsın) şu günlerde ben de kendi analizimi yaparak buraya iliştirmek istedim. 
Geçen sene şunu yazmışım AŞIRI DERECEDE SAHİCİ BİR "YENİ YILDAN NE BEKLİYORUM?" YAZISI
Nispeten çok daha iyi bir ruh hali içinde yazıyorum şu an. Bunun ilk sebebi 2016'nın her ne kadar acılarla, ölümlerle ve yangınlarla dolu olsa da giderayak bana büyük bir kıyak geçmesidir. Kıyağı merak edenler HİÇ SORGULADIN MI? yazısına göz atabilir.
13 gün olmuş yazalı. 13 gündür duygu ve düşüncelerimde taşlar birer birer yerine oturuyor. Tabii onca taşın yerine oturması 13 günlük bir konu değil, hele hele okumak, araştırmak, öğrenmek ve düşünmek hiç değil; ama bu benim için gidişatın iyi mi kötü mü olduğunu anlamaya yetecek kadar uzun bir süre.
Ne gibi taşlar bunlar? 2 veya 3 sene önce Ankara'daki evimizde, bir kurban bayramı günü (o zaman ben de böyle adlandırıyordum) ne yazık ki hiç istemediğim, yani tanık olmayı değil de yaşanmasını hiç istemediğim bir şeye tanık oldum. Mutfak ortamını seven biri olduğumdan evin en arka kısmında yer alan mutfakta vakit geçiriyordum. Kitap, yazı, çizi vs. Apartmanları bilirsiniz koyun koyuna olduklarından herkesin yaşamı birbirinin gözleri önüne serilidir. Kurbanların kesileceği yerler hususunda bir düzenleme mevcut olduğu için, ben de neden bilmem herkesin bu düzenlemeye riayet edeceğine kanaat getirmiş olduğumdan rahattım.
Sonra o sesi duydum.
Yazması, anlatmaya bir yerden başlaması bile tarifsiz derecede zor olan o sesi. Acı çeken, acı çekmek de ne demek, acıdan kavrulan bir canlının sesi. 
Şimdi bile gözlerim doluyor, yardım isteyen, bırakılmayı isteyen, az önceki sağlam ve yarasız haline dönmeyi isteyen çaresiz bir hayvanın sesi.
Pencereye gidip bakma gafletine de düştüm belki elimden bir şey gelir diye. Elimden hiçbir şey gelmeyeceğini bile bile üstelik. Manzarayı anlatmayacağım; ama hayatımda gördüğüm en kahredici sahneler içinde ilk üçe girer. Hatta tv'den, internetten filan değil de direkt gördüklerim içinde bir.
Ağladım ve bir kısım zalimin beceriksizliği mi diyeyim, duygusuzluğu mu, cahilliği mi, yoksa aptallığı mı yüzünden ölemeyen bile, ölüp de ellerinden kurtulamayan bile, o canlının sadece bir an önce gözlerini sonsuzluğa kapatıp çektiği acıdan kurtulmasını diledim. 
O gün benim için önceden içimde fısıldayan bir sesin apaçık dile geldiği, yükselmeye başladığı bir gündü. Sevdiğim, hayranlık duyduğum, teslim olduğum Allah, dünyadaki bütün ibadetleri toplasan bu canlının imdat çığlıklarına değişmezdi. Ama, kolay değildi bunu düşünmek ve kendime söylemek. Ortada bir emir vardı ve ben o emrin O'ndan geldiğine sorgusuz sualsiz inanmıştım. 
Ne zaman et yesem, yerken ya da sonrasında; ama mutlaka pişmanlık duyuyordum. Ben O'ndan daha mı iyi bileceğim, kesin yiyin demiş işte diye kendimi avutmaya çalışıyordum, avunamıyordum. Eğer bu değişecekse, aklımda hüküm süren şeylerin değişmesi gerekiyordu önce. Biliyordum.
Ve o şeyler değişti. Yukarıda verdiğim bağlantıda nasıl olduğunu anlatmıştım. Yerine oturan taşlardan biri buydu benim için. O canlının tahammül edilemez acısını isteyen "O" değildi. Düşünüp sorguladıkça, okuyup anladıkça emin oldum. Ve et yemeyi bıraktım. Bu yerine oturan taşlardan sadece bir örnek.
(Vejetaryenlik tartışması yapacak değilim. Ben, bir canlının etini yemekten vazgeçtim hepsi bu. Bunu dünyayı kurtarmak ya da hayvanların kesilmesine engel olmak için filan yapmadım. Et dışında beslenebileceğim oldukça geniş ve sağlıklı bir besin yelpazesi olduğu için yaptım. Vahşi doğada yaşamadığım, insan olduğum ve bu benim tercihimde olan bir şey olduğu için yaptım. Böyle huzur bulduğum için yaptım.)
Yerine oturan taşları ki bu daha başlangıç yazmaya kalksam hem çok zaman alır hem de ne kadar anlatırsam anlatayım yeterince olmaz. Yani 2016 giderayak bana gerçekten iyi bir şey verdi. Aklımla, mantığımla, vicdanımla çelişen bütün o şeylerin iç yüzünü görüp anlama yetisi verdi. Özgürlük, bunun yanı sıra da sorumluluk hissi verdi. Bağlı olduğum Yaratıcı'nın kendisine atfedilen yakışıksız vasıflardan uzak, tam anlamıyla sonsuz sevgi ve şefkat sahibi olduğu emniyetini verdi. Benim gibi kitaplara, bilgiye, sanata, bilime, dünyanın yararına ve güzelliğine yönelik her şeye derin saygıyla bağlı biri için bu, olabilecek her şeyden daha değerli.
Ve 2016 bana bir şey daha verdi. Olmaz artık, olmayacak dediğin noktada her şeyin tersine dönebileceği ve bir ışığın yanabileceği gerçeğini.
Evet her şey kötü gidiyor. Evet üzgünüm; ama daha da kötü gidecek. Kimsenin görmek istemediği şeyleri gören insanlardan biriyim, en azından görmeyi reddetmiyorum. Beni, bizi kimler yüzünden nelerin beklediğini apaçık görmek ve hafızama kazımak istiyorum; çünkü eminim ki bir gün lazım olacak.
Sanırım her şeye rağmen 2016'yı özellikle de doğduğum ay olan Aralık ayını güzel hatırlayacağım.
Umarım herkesin güzel hatırlayabileceği bir şeyleri kalıyordur geride. Umarım 2017 beni hayatım boyunca uğradığımdan daha çok şaşkınlığa uğratarak sevgi ve huzur dolu bir yıl olur. 
Ve umarım bu, geriye kalan sevgi ve huzur dolu yıllarımızın sadece ilki olur.

22 yorum:

  1. Umarım ve dilerim öyle olur.

    YanıtlaSil
  2. Yazınızı iliştirdiğiniz eski yazıları, yapılan bütün yorumları okudum. Yaşadıklarınız, hissettikleriniz, düşünceleriniz benimle üç aşağı beş yukarı aynı. Kurban adı altında yapılan zulüm gerekçesi ne olursa olsun insana yakışmıyor. Vejetaryen olmakla benim bir gömlek üstüme çıkmışsınız:) Nice güzel yıllar sizin olsun. Karşınıza sizi üzmeyecek kişiler çıksın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten bloğunuzda biraz zaman geçirince benzerliği sezdim ve çok mutlu oldum bu durumdan. İnsanların yaşam tarzına, düşüncelerine, kalplerine beyinlerine kadar hakimiyet kurmak dışında bir işlevi yok dinlerin. Ve bunun hoşgörüyle filan hiç mi hiç ilgisi yok. Uzun uzun yazılarımı okuduğunuz için teşekkür ederim :) Hepimiz için güzel senelerin başlangıcı olsun 2017. Sevgiler.

      Sil
  3. Önceki yıl yazdığın karamsar yazıdan sonra bunları okuduğuma sevindim. Seçimlerin sana huzur vermişse geri kalan hiçbi şeyin önemi yoktur. Sondaki güzel dileklere katılarak noktalıyorum iyi yıllar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şehir değiştirmenin de etkisiyle ağır, boğucu bir ruh halindeymişim şimdi bakınca anlıyorum :) Seçimlerim bana başta huzur olmak üzere gerçekten güzel şeyler getirdi. Keşke aynı güzel şeyler tüm insanlığa gelebilse; ama neredee... İyi seneler, sevgiler.

      Sil
  4. Ve yazarına yakışan bir yazı daha. :) Beynini kapamayan, düşünebilen insanlar olarak sayımızın az kaldığına inansamda sen gibi kişileri gördükçe seviniyorum. Umarım güzelliklerle dolu bir yıl olur 2017 hepimiz için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam da sözünü ettiğin insanların arayışındayım artık; çünkü ancak öylelerinden bir şeyler katabiliyoruz kendimize. Sayımızın çoğalacağına inanıyorum, beyinde bir kıvılcım yeter :) Çok teşekkür ederim, sevgiler.

      Sil
  5. Merhabalar.
    Canlıya duyduğunuz şefkatten dolayı et yememe kararı almanız, takdir edilecek bir seçim. Yaşadığımız her acı olayın bir de iyi yanı vardır. İşte onu görüp, hayata sımsıkı sarılmak, karamsar olmayan ve umutlu insanların yapabileceği bir davranıştır. Keşke hepimiz bunu becerebilsek. Geride bırakacağımız 2016 yılına sayılı günler kala, 2017 yılının ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey, hoş geldiniz. Bu kararı verdikten sonra gerçekten daha rahat hissetmeye başladım kendimi. Hepimiz aynı isteği taşıyoruz diye düşünüyorum, 2017 ülkemize güzellikler getirir umarım. İnce ziyaretiniz için çok teşekkür ederim, yeni yılınız şimdiden kutlu olsun :)

      Sil
  6. Demekki biraz gelmesem beni hemen unutuyormuşsun:( Olsun ben gene de güzel yazılarından uzak kalamadım, fırsat bulur bulmaz geldim. Yazılar birikmiş hepsini okumak istiyorum zaman bulursam. Şimdi sadece bunu okudum. Geçen senekine göre bayağı iyi yazmışsın. seni umutlu görmeye alışkın değilsemde iyi olmuş :) Baktım öbür yazı baya uzun şimdi zaman bulamam ama konuyu biraz anladım bana saygı duymak düşer herkes gibi. 2017'ye girmeden yetiştiğime sevindim.yüzün hep gülsün yeni yılın kutlu olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilemiyorum Altan :) Ben mail attım, nerelerdesin sesin soluğun çıkmıyor, iyi misin gibi şeyler yazmıştım epey oluyor. Yolda takıldıysa demek :) iyi olmana sevindim, hoş geldin.

      Sil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fotoğraf şahane değil mi :) Hala güldürüyor; tespit cuk oturmuş çünkü. Her sene aynı duyguları yaşıyoruz neredeyse. Ben de mutlu seneler diliyorum hepimize, makus talihimiz ters döner umarım :)

      Sil
    2. Efendim, yanlışlıkla yorumu sildim yanıtlayayım derken, kusura bakmayın, ben bazen böyle sakarlıklar yapıyorum :D
      Bihter Ziyagil paylaşımı ve yazınız harikaydı, kaleminize sağlık!
      Umarım o talihimiz döner. Tekrar mutlu seneler dilerim! :)

      Sil
  8. Merhaba, sizin de yeni yılınız kutlu olsun. Bloğunuz size güzellikler getirsin.

    YanıtlaSil
  9. Umarım yavrum. Hayvanlar konusunda insanlara olmadığım kadar hassasım. Hayvanların canlarını hiçe sayanları, onların yaşam haklarını asla düşünmeye değer bulmayanları ve hayvanların en ufaktan büyüğüne kadar insan denen evrimini tamamlayamayan, geri adımlarıyla iyiden iyiye soğuduğum tiplerine, bildiğim bütün beddualarını ediyorum. Sevdiğim insanı bile uyarılarım sonunda dahi, eğer bir kere daha hayvan ayrımı yapar ve en çok ayaklarımızın altında gezip rezil hale düşen, onların sevimli olmaya çalışmalarını bile görmemezlikten gelip aşağılar ve atlara, kuşlara vs. hayranlığıyla aynı cümlede geçirirse, onu en zayıf yerinden vurup, gururunu kıracağıma söz verdim içimden.
    Yani et yememeni o kadar iyi anlıyorum ki...
    Vatanımız... Çok söylenecek şey, fakat bizim durduğumuz yerde ancak dayatılarak seyrettirilen ve anladığımız, sonunun iyi bitmesi mümkün görünmeyen kötü bir senaryo, profillerini anlatabilmek için kelime bulmaya bile değer bulmadığım oyuncuları var.
    Bu sabah Kültür Başkenti! İstanbul'da yılın ilk saatini otuz dakika geçe hayatlarından olan şimdilik 39 kişi var. Çoğu da yabancı gibi görünüyor. Bence de dünyada ve vatanımızda kötülük, acımasızlık ve sapıklık sağanağı canlar almaya, sakat insanlar ve ruh hastaları üretmeye devam edecek. Ama ölümü herkes aynı tatmıyor. Dilerim ki ölüm bunlara, o hale gelsinler ki, yalvardıkları zaman dahi hediye olarak bile gelmesin.
    Beni mazur gör kızım. Gerçekten çok üzgünüm. Allah çocuklarımızı, siz gençlerimizi ve vatandaşları olarak bizleri, tüm dünyanın bigünah insanlarını da bu mezalimden korusun.
    Yeni yılda Allah, tüm dünyaya ve bize de yardımcı olsun. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizi mazur görmek şöyle dursun, duygu ve düşüncelerimi dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Yazdıklarınızın hepsine katılıyorum. Güzel yüreğinize sağlık.

      Sil
  10. Kendi dilimde söylenecek tüm sözler söylenmiş durumda..İnsanların birbirini anlamadığı bir ortamdayız, kelimelerin tersinden çıkardıkları anlamlarla birbirine saldırıyor dört bir yan.. Siz ne güzel, ne duru, ne temiz anlatmışsınız içinizi.

    Kötülükleri; güzelliklerin çevrelediği, renklendirdiği bir yaşam diliyorum size ve hepimize. Gözlerimizin güzele, iyiye sevdalı olması dileklerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklını, yüreğini, mantığını, kısacası insanlığını kullanmak, böyle yaşamak zor. Çünkü, bunu yaptığın zaman sorumluluk alman gerek. Yaptıklarından ve yapmadıklarından sen sorumlu olacaksın. Diğer türlü ise kurallara, bir kalabalığa ve belli başlı normlara bağlılık var; ama sen yoksun. Senin seçimlerin yok. O normlar çerçevesinde iyi ve yeterli olduğunu sanmak var. Kolay yani... Herkes kolayı yapıyor. Belli başlı şeyleri alıp en tepeye koyuyor sonra ben neyim, ben kimim diye düşünmeden ahkam kesmeye başlıyorlar ve tabii dünyayı mahvetmeye de... Aklıyla konuşan birilerini görünce çok mutlu oluyorum. Sizi gördüğüme de çok mutlu oldum. Görüşmek üzere :)

      Sil

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *