8 Eyl 2015
BAT DÜNYA KOP KIYAMET
Tarih tekerrürden ibaret der dururuz. Öyledir de zaten. Çünkü, insan aynıdır değişmez. Vahşidir. Bencildir. Kolaycıdır. Fırsatçıdır.
Ülkenin dört bir yanından ölüm haberleri geliyor. Her gün şehit veriyoruz. Her gün de, bütün bu şuursuzluk halinin zerresinde payı bulunmayan çocuklar kurban gidiyor kör kurşunlara, top mermilerine.
Aklını kaçırmış bir çoğunluğun ortasında bir avuç iyi ve vicdan sahibi canlıyız. Dertleri yalnız bizimle ve birbirleriyle değil. Nefes alıp veren her şeyle. İnsana, hayvana, doğaya, iyiliğe ve güzelliğe düşmanlar. Gülen, eğlenen, bir anlığına da olsa mutlu görünen herkesi yok etmek istiyorlar. Tekil haliyle koca bir hiçten fazlası olmayan bir yığın alçak, bir araya geldi mi kendini dünyanın hakimi sanmaya başlıyor ve kim bilir neyin hıncını çıkarıyor rastladığı her şeyden.
Niye bütün bunlar? Bu dünyadan ne Nemrutlar ne Firavunlar ne Karunlar geçti. Ne kaldı kibirlerinden, övündükleri servetlerinden, dünya hazinelerinden geriye? Doymak bilmeden yaşayıp öldüler de ne oldu... Nereye kadar zulüm nereye kadar kan nereye kadar vahşet...
Hiçbir şey düzelmeyecek dediğimde umutsuzluk sergilediğimi düşünüyorsunuz. Hayır. Gerçeğin altını çiziyorum yalnızca. Hiçbir şey düzelmeyecek hatta tıpkı bugünlerde olduğu gibi daha da kötüleşecek. Yine birileri çıkıp birilerini diri diri yakmaya çalışacak. Yakacak... Yine toplanıp el birliğiyle savunmasız bir bedeni parça parça edecekler. Yine kendi menfaatleri ve hırsları uğruna en hassas noktalardan tutacaklar yakaları.
Cehalet bitmez. Kurnazlığın, fırsatçılığın, hırsın bir bitişi yok. En masum en iyi olanımız beynini bunlarla meşgul etmeye dahi gerek görmeksizin adam sendeci haliyle keyfine bakanımız. Daima ne kadar iyi olduklarından dem vurup sahip olduğumuz tek dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için tırnağını bile kıpırdatmayanlar. Tırnağını kıpırdatmadığı sırada varıyla yoğuyla küçücük de olsa iyi bir şey yapmak için savaşanların ayağına dolananlar...
Diyeceksiniz ki bizim elimizden ne gelir? Çok... Çocuklarınızı en iyi giysilerle en iyi yiyeceklerle en iyi koşullarda yetiştirmenin çabasını verdiğinizin dörtte biri kadar; iyi, dürüst ve ilk fırsatta kokusu çıkmayacak bir birey olarak yetiştirmenin çabasını vermiş olsanız mesela... Bu kadar düşmeseniz dünyanın esasında beş para etmez maddelerinin ardına... Benim kalbim temiz deyip deyip fitneye fesada kire boğmasanız her yanı...
İnsanlara güvenimi yitirdim. Belki de hiç duymamıştım; ama yeni fark ediyorum. Anlamsız pembe düşler, gerçeği yansıtmaktan uzak beylik laflar hiçbir işe yaramadı, yaramıyor, yaramayacak.
Dünya daha iyi bir yer olmayacak; çünkü istemiyorsunuz olmasını. Onu daha iyi bir yer haline getirmeye çalışanların yolunu kesiyorsunuz. Arabalarınız, evleriniz, kendi çocuklarınız, halılarınız ve mobilyalarınız değerli bir tek. Gerisi midemi bulandıran sahte iğrenç duyarlılık şovları...
Zor da olsa alıştım ben. Kabul ettim. Kabul etmek bundan duyulan acıya son vermiyor, aksine bunu bilerek yaşamanın, daha doğrusu yaşamaya çalışmanın kederini, güçlüğünü, keskinliğini tarif etmem imkansız.
Vücudu cayır cayır yanarken dizlerinin üzerine çökmüş gözlerini yummuş çocuğun görüntüsünü silemiyorum mesela beynimden. Açlıktan, susuzluktan bir avuç kemiğe dönmüş el kadar bebenin yüzünü. Boynuzu kesilmiş gergedanın bakışlarını... Onu tutsak ettikleri yerden kaçtı diye vücuduna sayısız kurşun deliği açılan filin ağlayan gözlerini... 10 yaşındaki kızının cesedini kokmasın diye buzla ovalayan annenin görüntüsünü. 35 günlük bebeği ölmeye bırakan kudreti. Fırına kapatılan kediyi, tekme tokat dövülen tecavüze uğrayan köpeği, taşlanarak öldürülen kadınları, parçalanarak öldürülen kadınları...
İyi görünen, eline geçen ilk fırsatta yağmanın, vahşetin, cinayetin bir parçası olmaktan çekinmeyen insanların kontrolden çıkmış yüzlerini de.
Kıyametin kopması gerektiğine inanıyorum artık. Hiçbir dinin hiçbir kitabın hiçbir inancın şu saatten sonra bir mazlumun, bir masumun, günahsızın çekeceği en ufak acıya değmediğini düşünüyorum. Hiçbir imtihanı bu acıları yaşatmaya, yaşatılmasına göz yummaya değer bulmuyorum. Artık dinle avunamıyorum. Bütün bunlar olup biterken seyirci kalmanın adına sabır diyemiyorum.
Suçlu mu arıyorsunuz? Lütfen aynaya bakın. Aynaya bakmak da kesmez artık. Aynaya girin. İçinizdekini görünceye kadar durun içeride. Kendi kendinizle bir baş başa kalın hele. Ruhunuzda gerçekte ne olduğunu bir görün. Dünyayı duyarsızlığınızla, çıkarcılığınızla, fırsatçılığınızla neye sürüklediğinizi görün.
İnsanları sevmiyorum. İnsanlığı seviyorum. İnsanın olabileceği, olma kudretini ruhunda bir yerde barındırdığı şeyi seviyorum; ama olabildiğinizi, olmakta direndiğinizi sevmiyorum. Sevemiyorum.
Hiçbir şey vadetmiyorum. Önermiyorum. Umuda sevk etmiyorum. Pembe düşlere itmiyorum. Kötüydünüz. Kötüsünüz. Ve hep kötü olacaksınız.
Hep öldürmek, yakıp yıkmak, daha fazlasını daha iyisini almak için bir bahaneniz olacak. Vicdanınızın sesini bastırmak için hep kelimeleriniz, haykırışlarınız. Bakar körler gibi dolanacaksınız ortada. Duyduğunuzu, gördüğünüzü, anladığınızı ve hissettiğinizi iddia edecek; ama her ölüme, her vahşete dil, din, ırk, makam, sınıf, kültür gibi aptal bir gerekçe uydurup çekileceksiniz köşenize.
Bencil, duygusuz, fırsatçı, maddeci çocuklar yetiştirmek ve adına "vatana millete hayırlı evlat" demek için.
Deliler gibi istediğim halde bir çocuk sahibi olmayı sürekli erteliyorum. Doğmamış çocuğumu kıyımlarınızdan, kötülüklerinizden, oyunlarınızdan, pisliğinizden korumaya çalışıyorum. Bir gün size benzeme ihtimalinden koruyorum. Bana benzeme ihtimalinden koruyorum. Ya benim gibi olur da bütün bu çıldırmış insanların birbirine ve dünyaya yaptıklarını tüm çıplaklığıyla görüp her zerresinde hissederse diye korkuyorum. Bebeklerinizden bu canavarları nasıl yarattığınıza bakıp olmayan ümitlerimi yeniden kaybediyorum.
Tarih tekerrürden ibaret; çünkü insan bencil, açgözlü. Doyumsuz, tatminsiz ve riyakar. Çünkü, bugün şu an hiçbir ama'nın bu cümleleri aklayamayacağı, hafifletemeyeceği kadar tiksiniyorum insanlardan.
Dünya daha iyi bir yer olmayacak; çünkü olmasını istemiyorsunuz. Dinleriniz, ırklarınız, kaç ölüp kaç öldürdüğünüz, vicdanınızı rahatlatmak üzere bulduğunuz hiçbir metot da azaltmıyor tiksintimi. İlk fırsatlarda hep kendine yontan bilincini kaybetmiş bir çoğunluksunuz ve oynamayı beceriyorsunuz hepsi bu işte.
İsrafil Sur'a üflesin artık. Kıyamet kopsun. Allah'ın kıyameti insan denen yaratığın hayattayken kopardığından daha korkunç değil. Eminim.
Etiketler:
akbabalar,
bat dünya kop kıyamet,
bencillik,
deneme,
evler arabalar mobilyalar,
fırsatçılık,
insanları sevmiyorum,
kötülük,
olabilirdiniz ama olmuyorsunuz,
riyakarlık,
söz sanatı,
vahşet
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yıllardır aynı dileği diliyorum. Bu kadar kötü bir dünyayı bir Allah yaratmış olamaz dediğim de oldu. Sonra dünyada tek insan olmasa da kötü bir yer olduğunu farkettim. Aslında hep biliyorduk da, bir köpekbalığı belgeselinde jeton düştü. Şöyle ki, köpekbalıkları hamile kalınca karın boşluğunda yavrular birbirini yiyormuş!!!!! Yani demek istediğim insanların birbirine ve hayvanlara yaptığı korkunç işkenceler, zulümleri bıraktım, dünya denen gezegende canlılar da birbirini yemek zorunda! Düşünsene o sivri, jilet gibi keskin dişlerinle annenin karnında kendi kardeşini yiyorsun! Güçlü güçsüzü yiyecek ki, hayatta kalsın! Aslan ceylanı, kedi fareyi, doğum yapan zebraya çakallar geliyor daha bebek doğarken hem bebeği, hem anneyi parçalıyorlar. E hani Allah çok merhametliydi? Bu kadar acımasız bir sistemi o kurmadı mı? Her canlının otobur olduğu bir dünya niye yaratmadı mesela? Sor, sor kafam duracak. Lanet olsun böyle dünyaya. Her satırına aynen katılıyorum. Kalemine sağlık.
YanıtlaSilSorgulamanın, düşünmenin önemini anlatır dururlar da iki dakika sorgulamaz, düşünmezler. Al sorgulayınca bunlar çıkıyor işte. Daha fazlası daha beteri daha anlamsızı ve yersizi. Verdiğin örneği ilk defa düşündüm. Doğru. İçgüdüsel hareket eden canlılar bile istem dışı da olsa birbirine yapmadığını bırakmıyor. Yine de, sadece insanı çekip çıkarabilseydik dünya bu kadar rezil durumda olmazdı. Hayvanlar bile hayatta kalmak için yapması gerekenden fazlasını yapmıyor. İnsan? El atmadığı, zarar vermediği hiçbir şey yok. Kıyamete inanıyorum; ama geciktiğini düşünüyorum artık. Bundan daha beter hale gelirsek zaten hesaba çekecek alıp cennete koyacak insan kalmayacak, zira gün be gün inancını kaybedecek herkes. Dediğin gibi hani Allah çok merhametliydi diye soracaklar ve bu soruya cevap vermek her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Zaman ayırıp okuduğun ve görüşlerini paylaştığın için teşekkür ederim.
SilHaklısın. Hayvan, kürkü için bir başka hayvanı öldürüp, kürkünü kesip çıkartıp işleyip kendine manto yapmıyor en azından. Kıyamet zaten kopacak. Bilim adamlarına göre bilmem kaç milyon yıl sonra belki daha erken...ama bitecek....cennet, cehennem var mı emin değilim, bir Allah var mı? Yoksa bu acımasız sistem kendi kendine mi yaratıldı? Valla sorsam da içinden çıkamıyorum. Ama sırf kedilere, köpeklere, kürk hayvanlarına yapılan zulüm için bile şu kıyamet kopsun artık....:(
SilNe demek, böyle anlamlı yazıları okumak zahmet değil keyif oluyor :)
Merhabalar.
YanıtlaSilDüşüncelerime, duygularıma ve hislerime tercüman olan bir yazı kaleme almışsınız. Her bir parağrafınızda ayrı ve günümüze uygunl bir konuyu işlemişsiniz. "İnsanları sevmiyorum, insanlığı seviyorum" derken öyle güzel vurgulamışsınız ki, ben böyle bir söylemi ilk defa okudum. Tebrik ederim.
İsrafil'in Sur'a üflemesini, ben de en çok arzu edenlerdenim. Evet, şu dünyayı bize zindan eden insanların kopardığı kıyamet, Allah'ın kıyametinden daha korkunç olamaz! Çünkü, Cenab-ı Allah merhamet sahibidir.
Yazınız, günümüzü o kadar çok güzel anlatıyordu ki; günümüz, bundan daha güzel anlatılamaz, tasvir edilemezdi. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Selam ve dualarımla.
Merhaba Recep Bey. Sözlerinizden, hislerimi net olarak anlatabildiğimi görüyorum. Bu da benim için oldukça önemli ve anlamlı bir şey. Teşekkür ederim, saygılarımla.
SilÇok gerçekçi, etkileyici bir yazı. Pek çok noktada sizinle aynı düşünüyorum, Ama katılmadığım bölümler de var. Toplumda bir nefret ortamı oluşursa, bir denge sağlanamazsa tam bir kaos yaratılır. Kaba kuvvet, öfke ön plana geçer.
YanıtlaSilUmudumuzu kaybedersek her şeyimiz kaybolur. Çok zor günler yaşıyoruz ama gene de aydınlığa çıkacağız...
Merhaba Makbule Hanım. Genel olarak bütün insanları kastettim. Biz umut ederken var olan sükunet ortamları bana sadece içerideki vahşetin dizginlenebildiği dönemler olarak geliyor. Bir müddet sonra yine hırslarının, bencilliğinin esiri olmuş birileri mutlaka çıkıyor ve hop aynı acılar, aynı yaralar. Umut önemli tabii ki. Ama, insanları gerçeğin ne kadar kritik olduğunu görmeyecek kadar sarhoş etmemeli. Toz pembeden ibaret başka bir boyutta tutmamalı. Yorum için teşekkür ederim. Saygılarımla.
SilBoşu boşuna kendimizi kandırmayalım.İnsanlık dünyadaki zamanını çoktan doldurdu.Kıyametin kopma zamanı geldi çattı.Güzel yazı tebrik ederim.
YanıtlaSilHerkes aynı şiddette hissetmiyor sanırım. Ben insana ve dünyaya dair herhangi bir iyileşme, düzelme olmayacağını düşünüyorum. Öyle hissediyor öyle de ön görüyorum. Teşekkür ederim.
Sil"Suçlu mu arıyorsunuz? Lütfen aynaya bakın. Aynaya bakmak da kesmez artık. Aynaya girin. İçinizdekini görünceye kadar durun içeride." Ne kadar cesur yazmışsın.Kimse buna cesaret edemez çünkü kimse sütten çıkmış ak kaşık değil söyledikleri gibi kalpleri de temiz değil.İşte bu yüzden ben de umutlanamıyorum dünya daha güzel bir yer olmayacak.Dinlere gelince Dört büyük dinde de kesinlikle yasaklanmış olan ne varsa uyulmamış yetmezmiş gibi işine gelindiği şekle sokulmuştur.Bu yüzden bence de üflenmeli Sur'a.Kalemine sağlık.
YanıtlaSilÇok doğru. Kutsal kitapların hepsi de öldürmeyi, çalmayı, iftirayı ve fitneyi yasaklar; gel gör ki dinibütün olduğunu iddia eden koca koca insanların yaptığı neredeyse başka şey yok. Bu yüzden diyorum ya inanan insanları da soğutuyorlar. Ters yöne gitmelerine neden oluyorlar. İyi ve inançlı insanlar bunlar yüzünden kalbindeki imanı kaybediyor. Çok açık ki ihtiyacımız olan din değil. Din ile gerçekleştirilmesi arzu edilen insanlık, vicdan, merhamet. Dinler amaçlarından saptırıldı, birer kötülük aracı olarak çağrışım yapar oldu zihinlerde. Önüne geçilir gibi değil maalesef. Teşekkür ederim, sevgilerimle.
SilÜlke olarak zor günler geçiriyoruz. Acı olaylara şahit oluyoruz. Ateş sadece düştüğü yeri yakıyor ve bizler sessiz kalıyoruz. Vakti gelince bunun hesabı bizlerede sorulmaz mı ? :/
YanıtlaSilEvet ses vermeliyiz, mazlumdan yana olduğumuzu zalime fırsat vermeyeceğimizi dile getirmeliyiz. Sandıkta tepki göstermeliyiz. Ancak bunlar maalesef insan denen canlının hırsını, zulmünü, kibrini hiçbir zaman sonlandıramadı. Bat dünya kop kıyamet derken sadece ülkemizin içinde bulunduğu duruma dikkat çekmek için demiyorum, insanlar olarak dünyayı yeterince alt üst ettiğimizi birbirimize ve tüm canlılara fazlasıyla acı çektirdiğimizi anlatmak istiyorum...
SilHerkesin anlayabileceği bi yazı değil. Anlayanlar da dillendirmek istemez. Bu dünya kendi kendine böyle olmadı dediğin gibi herkesin tuzu var. Hasılı kelam gerçekleri okumak hoşuma gitti. Kalemine sağlık.
YanıtlaSilDünyanın kendi kendine bu hale gelmediğini kabul etsek yetecek de etmiyoruz. Biz insanoğlu hep masum hep iyiyiz; ama nedense dünya vahşet içinde. Zaman ayırdığın için teşekkür ederim.
SilKaç insan aynada kendi göz bebeklerine bakmaya dayanabilir ki bir süre.. Zor şeydir kendiyle yüzleşmek. Ama her birey kendisiyle yüzleşmeyi becerebilseydi, herkes kendi eğrisinden-doğrusundan başlasaydı eleştirmeye, zalimlik belki bu kadar artmazdı..
YanıtlaSilHele o minik genç kızın cansız bedenini dondurucuda saklayan anne... Sokağa çıkmak yasak.. Yavrusu dondurucuda... hayal etmek bile zor... Askere gönderdiği kınalı kuzusunun kötü haberini alan ailenin yerine koyamıyorum kendimi.. Üzgünüm ama yapamıyorum.. Kızım da var oğlum da.. Ne kızını dondurucuya koyan anne olabiliyorum; ne de oğlunun kötü haberini alan anne..:( Çok acı.. Düşünmesi bile çok acı.. Günlerdir kabusa uyuyup kabusa uyanıyoruz... Çocuklar etrafımda şaşkın... Benim panik derecemi ölçüyorlar ne olup bittiğine anlam vermeye çalışıyorlar.. Tarih yazılıyor. Ve biz çocuklarımızla yıllar sonra okunacak o tarihe şahit oluyoruz şu anda.. Allah hepimize sabır versin.. Çok umudum yok ama zalimliğin bittiği iyiliğin geldiği bir dünya dileğiyle..:(
Henüz anne olmamama rağmen kadın hislerimle o acıları ben bile düşünemiyorum, hissedemiyorum. Hayattan zevk almama engel olacak kadar hissettiğimi sanıyorum hepsi bu. Kim peki sorumluları? Yine doymak bilmeyen, yine dinden kutsaldan dem vurup perde arkasında tam tersi davranan, yine hırstan gözü dönmüş yine bencil yine kendini melek zanneden şeytana pabucunu ters giydirecek kadar kötü insanlar. Biri gitse bini geliyor, bitmiyorlar... Çocuklar öldüğünde "Hayvan hakları savunucuları nerede hı?" diye hesap soracak kadar pişkinler. İnsana da hayvana da doğaya da yapmadığı kalmayan kendileri iken hala acıları çarpıştırma peşindeler ve tiksiniyorum derken bile aslında ifade etmiş olmuyorum ne duyduğumu. Allah'ın adaletinden başka bir şeyin işleri yoluna koyabileceğini sanmıyor ve beklemiyorum artık.
SilAcı ama gerçek.
YanıtlaSilEvet, maalesef tam da öyle.
YanıtlaSilPsikolog Abla'nız artık burda... Hepinizi bekliyorum!
YanıtlaSilpsikologabla.blogspot.com :)
Hayırlı uğurlu olsun bloğunuz. Size güzel günler getirmesini dilerim.
SilÇok teşekkürler :)
SilSöyleyebileceğim tek şey : Haklısınız
YanıtlaSilBunu yüksek sesle söyleyelim değil mi en azından. Kabul edelim artık. Her şey yolundaymış ya da er ya da geç yoluna girecekmiş gibi davranmak bir çözüm varsa bile onu bulamamak dışında bir şey getirmiyor... Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
SilÇok haklısınız.İnsanlardaki bu hırs,kin hiçbir zaman bitmeyecek.Dünya bence de düzelmeyecek hiçbir zaman.Ezilen hep gariban olacak.Dünya kana susamış bir kere,doymak bilmiyor.Kaleminize sağlık,tercüman oldunuz.
YanıtlaSilKeşke aksini savunmaya devam edebilsek. Ama, görünen köy kılavuz istemiyor işte. Teşekkür ederim sevgili Kitap Cumhuriyetim.
SilDünyaya lazım olan büyük bir travma, Önce bir travma yaşayacak dünya sonra isyan edecek insan, Ne kadar siyasetçi, Din adamı varsa katledilecek, O insan oğlunun son caniliği olacak iyide bir canilik olacak, Sonra Bir süre insanlar Kardeşçe yaşayacak başka bir fitnelik girene kadar araya...
YanıtlaSil(http://www.berencambalkon.com)
Sanırım farklı şekillerde isimlendirsek ve sonucunu farklı ön görsek de dünyanın büyük bir travmaya ihtiyacı olduğu konusunda çoğumuz hemfikiriz. Bunu ilk sizden duydum ama. Çok ilginçmiş.
Sil