tag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post3687234289130299927..comments2023-09-20T14:19:20.463+03:00Comments on SÖZ SANATI: KAVGAKIRAN S-3Fidan Dinçhttp://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comBlogger16125tag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-12949185271314696982016-02-08T15:22:40.739+02:002016-02-08T15:22:40.739+02:00Hoş geldiniz :) Çocuklukta yaşananlar hiç de öyle ...Hoş geldiniz :) Çocuklukta yaşananlar hiç de öyle "Çocuktur, unutur." durumu olmuyor. Hatta tam aksi oluyor ve unutulmuyor dediğiniz gibi. Şu anlattığınız şeyi yüreğimin çocuk tarafıyla duyumsadım ve canım yandı resmen, nasıl unutabilirsiniz ki? Çocukluğa dönüş yok. Ne kadar kırıldıysak o kadar kırıkla yaşayıp ölmek zorundayız yazık ki... Fidan Dinçhttps://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-22290389089647509002016-02-08T02:21:26.613+02:002016-02-08T02:21:26.613+02:00Kavgakıran'da buralara kadar geldim... Bazı an...Kavgakıran'da buralara kadar geldim... Bazı anılar unutulmuyor. Küçükken annem çatal bir ağaçtan iskelet yapmış, üzerine çaput sarıp bana bir bebek yapmıştı. Bebeğimi alıp sokağa çıktım. Herkese göstermek istiyordum. Ama sokak boştu, kimsenin kapısını da çalamadım. Kös kös eve döndüm. Üzerinden 30 sene geçti, hala o kırgınlığım canlıdır...www.filmgundemi.comhttps://www.blogger.com/profile/13942299024922244120noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-74067954177675445972016-01-24T18:27:05.397+02:002016-01-24T18:27:05.397+02:00İşin kötüsü de çocuklukta yokluğunu çektiğin şeyle...İşin kötüsü de çocuklukta yokluğunu çektiğin şeylere yetişkinlikte sahip olsan bile o boşluk ve yokluk duygusu geçmiyor. Fidan Dinçhttps://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-54110449111873973142016-01-24T09:26:36.564+02:002016-01-24T09:26:36.564+02:00Bizim çocukluğumuzda bolluk bereket içinde geçmedi...Bizim çocukluğumuzda bolluk bereket içinde geçmedi. Çocuksun nihayetinde imreniyorsun, istiyorsun. Ablası ne güzel yapmış mutlu oldum ben burda. sevdicannhttps://www.blogger.com/profile/14966881644848844909noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-55395873909305995342016-01-15T15:52:44.692+02:002016-01-15T15:52:44.692+02:00Benim yazarkenki fikrime ve hissiyatıma son derece...Benim yazarkenki fikrime ve hissiyatıma son derece yaklaştın :) Hatta ben anlatmak, açıklamak istesem böyle net olmazdı. "Şimdiye ve geleceğe dair umutsuz olunan anlarda, dönemlerde, insanın hayatında tatmış olduğu ve gerçekliğinden emin olabildiği tek mutluluğu hatırlamak, ona sığınmak, bir daha bulmayı hayal etmek..." Ağzına, yüreğine sağlık. Bazı cümlelerimi telefonuna kaydetmenden ne kadar gurur duyduysam, bu denli güzel bir çıkarımda bulunduğun için de o kadar sevindim :) Fidan Dinçhttps://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-32064270116746976102016-01-15T03:26:11.588+02:002016-01-15T03:26:11.588+02:00Baktim uyku tutmuyor, kavgakiran serisine göz atma...Baktim uyku tutmuyor, kavgakiran serisine göz atmak istedim. Bu bölümü özellikle cok sevdim. "Oyuncak bebek isteyen bir cocugu, oyuncak bebekten baska ne teskin edebilir..." ve "Sana inanmiyorum demedim. Sadece söyledigi seyi yapabilmesini istedim" cümlelerini telefonuma not aldim. Bazen okudugum yazilarda cok begendigim seyler olunca yaparim böyle. Son kismi da kendime cok yakin buldum, ama tahmin ediyorum ki her insanin icinde var olan birsey, kimsenin kafasinin icine bakamadigim icin kesin konusamam tabi:) Kendimce simdiye ve gelecege dair umutsuz olunan anlarda, dönemlerde, insanin hayatinda tatmis oldugu ve böylece gercekliginden emin olabildigi tek mutlulugu hatirlamak, ona siginmak ve birdaha bulmayi hayal etmek olarak yorumladim. Senin yazarken ki hissiyatina, fikrine nekadar yaklasabildim bilmiyorum, kisaca kalemine saglik diyorum abla. Insanin eline kitap olarak alip okuyasi geliyor gercekten. Thttps://www.blogger.com/profile/00608035456942242491noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-76209555935548470762015-06-23T21:19:22.795+03:002015-06-23T21:19:22.795+03:00Aynen öyle, çamurdan bile oyuncak yapardık. Güneşt...Aynen öyle, çamurdan bile oyuncak yapardık. Güneşte kurumasını beklemek apayrı bir heyecandı... Sanırım şimdiki çocuklar kendi oyuncaklarını kendileri yapmanın keyfine asla varamayacak...<br /><br />Kıskanmak değilmiş; çünkü kahramanımız bahsettiği kuzenini çok çok seviyormuş... Sevdiklerimizi öyle haset ederek, kötü kötü kıskanmayız bilirsiniz :) Sanırım onu söylüyor.<br /><br />Yazılarıma epey vakit ayırmışsınız, yorum yapma inceliği göstermişsiniz okuduklarınıza. Çok teşekkür ediyorum Çınar Hanım, çok mutlu oldum var olun.Fidan Dinçhttps://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-2908217440637781822015-06-23T14:48:25.498+03:002015-06-23T14:48:25.498+03:00Önceki paylaşımlarını okuyarak geldim bu anına kad...Önceki paylaşımlarını okuyarak geldim bu anına kadar. Anlatım yeteneğine ve kaleminin akıcılığına hayran kaldım gerçekten. Tabii ki hepimizin- bir zamanların masum kız çocukları- bir oyuncak bebek hikayesi var. Hatta bu yaşıma geldim ( yarım asrı çoktan devirdim) içimdeki çocuk hala vitrinlerde oyuncak bebek gördüğünde el çırpar neşeyle. Yanımda "bana ne yaa, bunu al noolurr" diyeceğim biri olsa utanmadan alıp oynayacağım :) Yorumları da zevkle okudum bu arada ve aynı fikirdeyim. Bizim çocukluğumuzun anılarının hala capcanlı belleklerimizi süslüyor olması sanırım oyuncaklarımızı kendi elimizle yapıyor olmamızdandı. Uçurtmalarımızı gazete kağıdı ya da naylondan yapıp tutkalla yapıştırmamız, kuyruğunu, uçarken dengesi bozulmayacak biçimde ayarlamak için saatlerimizi vermemiz, tabancalarımızı tahtadan kendimiz yapmamız ( erkek kardeşim komen oynarken evcilik oyununu bırakır ağlaya zırlaya ben de oynayacağım diye oğlan çocuklarının arasına karışırdım :)) ve daha el emeği göz nuru, çarpuk çurpuk da olsa kendi eserimiz oyuncakarımızı unutulmaz anılarımız olarak bu günlere kadar taşıdık...<br /><br />Kuzeninin bebeğini kıskanmamışsındır eminim, öyle olsa hiç zaman kaybetmeden yeni bebeğini göstermek için taa oralara kadar gider miydin tek başına. :) :) Şaka şaka :) Keşke tüm duygularımız çocukluğumuzdaki kadar masum, çocukluğumuzdaki kadar zararsız olsaydı...<br /><br />SevgilerÇınarhttps://www.blogger.com/profile/14905055286551498434noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-88678956407450202682015-06-07T05:07:42.505+03:002015-06-07T05:07:42.505+03:00Çok haklısınız hocam. Keşke öyle olmasa, çocuklar ...Çok haklısınız hocam. Keşke öyle olmasa, çocuklar içinde böyle sızılarla büyümese; ama oluyor maalesef...Fidan Dinçhttps://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-91224629827377495152015-06-06T23:43:08.066+03:002015-06-06T23:43:08.066+03:00Çok tanıdık gldi bu duygular sanırım çoğumuzun bi...Çok tanıdık gldi bu duygular sanırım çoğumuzun bir bebek hikayesi var...Nuray https://www.blogger.com/profile/13279326886671934751noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-62671941088467276712015-06-05T00:59:15.804+03:002015-06-05T00:59:15.804+03:00Yok canım kıskançlık değildir o :) Değildir değild...Yok canım kıskançlık değildir o :) Değildir değildir :)) Bence her insanın unutmayacağı çocukluk istekleri olduğu için zaten, en çok çocukları anlamalı ve onları mağdur etmemeliyiz. Yetişkinler dünyasına adım attığımız andan itibaren anlıyoruz çocukluk isteklerinin aslında nasıl basit, nasıl ulaşılır olduğunu. Herkes her şey olamıyor; ama mutlaka çocuk oluyor bir defa. Çocukları anlamak zorundayız...Fidan Dinçhttps://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-57615534694150195342015-06-05T00:23:45.085+03:002015-06-05T00:23:45.085+03:00insanın içine içine işliyor yazın .Her insanın unu...insanın içine içine işliyor yazın .Her insanın unutmayacağı çocukluk istekleri yada imkansızı yatıyor kiminin barbi bebeği kiminin batman ı kimininse oyuncak arabası ama her çocuğun ozamanki duygularını bukadar güzel ifade edecek yteneği olmamıştır çok güzel kaleme almışsın bende bunun adını koyamadım .Ama yok dürüst olayım benimki. kıskançlık oldu.:) duyguyu çok güzel vermişsin kalemine saglık Yalnız değilsin bende bakıyorum :) Yunus'un Kuşkanasıhttps://www.blogger.com/profile/05289426837237308704noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-9687945861287000562015-06-04T22:43:09.459+03:002015-06-04T22:43:09.459+03:00Sanırım emek vermek daha güzel :) Okullar açıldığı...Sanırım emek vermek daha güzel :) Okullar açıldığında kitap defter kaplayıp etiketleme işlerini düşündüm de onları yapmak, defterleri kitapları kullanmaktan daha özel, daha anlamlıydı. Hiç uçurtma yapmadım, uçurmadım da. Ama buna benzettim. Kesinlikle emek vererek, bekleyerek sabrederek elde edilenler daha değerli ve daha leziz. Biz çocukken eşyalarla bile aramızda gönül bağı vardı buna yürekten katılıyorum. Güzel yorumun için teşekkür ederim.Fidan Dinçhttps://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-89716379096856555602015-06-04T21:22:32.643+03:002015-06-04T21:22:32.643+03:00Yazıda güzel yorumlarda.Kalemine sağlık 'Kalem...Yazıda güzel yorumlarda.Kalemine sağlık 'Kalemderi' bende bir paylaşımda bulunayım.Biz de uçurtmalarımızı evde kendimiz yapardık.Uçurmak mı güzeldi yoksa kendi yaptığımız emek verdiğimiz şey mi bizi mutlu ederdi? Diye düşünmeden edemem.Şimdi ki çocuklar her şeyi hazır satın alıyorlar bence doyumsuzlukta burada başlıyor bilinçaltında.O kendi yaptığımız el emeği oyuncak bizim bir parçamız hissini uyandırır bizde bir gönül bağı oluştururdu.Kolay gelsin.İyi akşamlar :-))Yazarlifehttps://www.blogger.com/profile/01032340901195525027noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-7513335843540157582015-06-04T19:36:23.720+03:002015-06-04T19:36:23.720+03:00Yazımın devamı varmış da ben yazmadan bırakmışım, ...Yazımın devamı varmış da ben yazmadan bırakmışım, sen gelip tamamlamışsın gibi hissettim. O kadar güzel ifade etmişsin. Teşekkür ederim.Fidan Dinçhttps://www.blogger.com/profile/14040571248480668761noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7294903515731736512.post-46709612476011375402015-06-04T19:09:38.474+03:002015-06-04T19:09:38.474+03:00Nasıl dokundu anlatamam. Biz de tahta çubuğa kaş g...Nasıl dokundu anlatamam. Biz de tahta çubuğa kaş göz çizer, ipten saç yapar, çaputtan elbise dolardık. Yoktu çünkü. Daha doğrusu, öncelik değildi. Mahallede durumu iyi olan bir komşu kızının ne güzel bebekleri vardı...Ama kıskanmazdık, sanırım. Kıskançlık olsaydı eğer, onun bebeklerine zarar verme düşüncemiz olurdu belki de bilmiyorum. Bize ait olmadığı halde, o bebekleri gözümüzden sakınırdık. Nasıl değerliydi, nasıl mutlu ederdi, anlatamam...Ne güzel şey çocukluk...<br />Bazen alışveriş merkezlerinde bebek reyonuna geçip, aptal aptal sırıtarak bakıyorum o bebeklere. Küçük bir kardeşim olsa da alsam diyorum arkadaşlara. Benimle dalga geçiyorlar. <br />Büyüyorsun; bedenen, ruhen, zihnen...Ama anıların büyümüyor, anıların hangi yaşta yaşadıysan o yaşta kalıyor...<br />Tahtadan, bezden bebekle oynayan çocukları, kendi yerine koyuyorsun, elinde olmadan. Varını yoğunu veresin geliyor onlara...O çocuğun mutluluğu, senin çocukluğunu doyuruyor sanki. Asla büyümeyen anılarını mutlu ediyor. Galiba kendi çocukluğumuzu arıyoruz hepimiz, yana yakıla. Bir alışveriş merkezinin reyonlarında, küçük bir çocuğun ellerindeki çaputta, çamurdan kalelerde, yırtık pırtık ayakkabılarda, bir vakitler elimize geçmesi mümkün olmayan bileziklerde, kelebek tokalarında, müzik kutularında...Ve bizim suçumuz değil bu.<br />pilozofhttps://www.blogger.com/profile/01554239139949311987noreply@blogger.com